BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

24 Şubat 2014 Pazartesi

DÜZEYLER

Spiritüel:  Ben bir hiçim/Ben önemsiz biriyim. (Ruhsal yoksunluk)
İnanç:   Kazık yemeden kazık atarsam kazanırım. İnsanlara güvenilmez.
Kimlik: Ben diploma/fiziksel güzellik/unvan/para vb. sahibi biriyim.
Yetenek:  Çok zekiyim. Herkesten üstünüm.
DavranışOnlara hadlerini bildiririm. Benim üstünlüğümü tanımalılar.
Çevre: Hayat kötü. Herkes kazık atmak için sırada bekliyor.

SONUÇ     (Hayatımıza bize kazık atacak insanları çekeriz.)

----------------------------------------------------------------------------------- 
Spiritüel:  Kendimi sevmek için sevilmeye ve değerli bulunmaya ihtiyacım var.
İnanç:      Herkesi mutlu edersem sevilirim.
Kimlik:    İyi ve fedakar bir ebeveynim/evladım/çalışanım/arkadaşım.
Yetenek: Çok çalışkanım. Becerikli, eli çabuk ve hızlıyım.
Davranış: Kimseye hayır diyemiyorum. Ama bana borçlular.
Çevre: İnsanlar hep beni kullanıyor.

SONUÇ  : (Hayatımıza bizi kullanacak insanları çekeriz.)

---------------------------------------------------------------------


Spiritüel: Ben Bütün'ün bir parçasıyım.
İnanç:      Kendime ve başkalarına yararlı bir insan olduğumu biliyorum.
Kimlik:  Ben hayatta fark yaratan, özsorumluluğu olan bir insanım.
YetenekMesleğimi keyifle ve yaratıcılıkla yapıyor ve  kendimi sürekli geliştiriyorum.
Davranış: Sıcak, içten ve alçakgönüllü davranıyorum. İnsan ilişkilerinde başarılıyım.
Çevre: Çevremdekiler beni destekliyor.

SONUÇ : (Hayatımıza kaliteli dost ve arkadaşları çekeriz.) 




Bu düzeyler karıştığında ne olur?

İş arkadaşınız size gelip ‘Oda çok dağınık ‘der. 

Çevre düzeyinde konuşmuştur. 

Siz bunu davranış düzeyinde algılarsanız. ‘ Bu sabah topladım’ dersiniz. 

Arkadaşınız’ Pek iyi olmamış ‘ der. ( Beceri) 

‘ Sen bana dağınık mı diyorsun’ dersiniz. (İnanç) 

İşte size bir tartışma ortamı. 

Oysa birbirinizin hangi düzeyde konuştuğuna dikkat etseydiniz gereksiz alınganlıklar olmazdı.

SOKRATES'in DOĞURTMA YÖNTEMİ

 
Sokrates'in dogurtma yontemi :
 
Sokrates bilginin insanda doğuştan olduğunu, bunların hatırlanmasıyla bilginin elde
edileceğini söylüyordu. Bu doğuştan olan bilgiyi ortaya çıkarabilmek için özel bir çalışma gerekir ki, bu Sokrates’in yöntemini oluşturur. Onun yöntemi iki bölümden meydana
gelmektedir.
1- İronie (alay)
2- Maieutique (doğurtma).

1- Alay (ironie) bölümü: Sokrates karşısındaki insanların yanlışlarını düzeltmek ve arkasından doğruları göstermek istiyordu. Bunun için de karşılıklı konuşma diyalog yolunu seçmişti. Karşılıklı konuşma esnasında karşısındakine "hiç bir şey bilmediğini" söylüyor ve
onun fikirlerini söylettiriyordu. Daha sonra bu düşüncelerin yanlışlarını ortaya koyuyordu.
Karşısındakinin yanlışlarını bir bir açıklıyor onunla adeta alay ediyordu. Bu sebeple onun bu
ünlü "alaycılığı" yönteminin olumsuz yıkıcı yanı kabul edilmiştir.
2- Doğurtma; maieutique (Fr.), maieutic (İng.), maieutik (Alm.), tevlid (Arapça),
istiladiye(Osm.): Bu aşamada karşısındakinin sağlam zannettiği bilgilerini sarstığını görünce
Sokrates soru-cevap tekniği ile konuşmaya devam ederek doğruları kendisine bulduruyordu.

Yani, konuştuğu kimsede doğruyu meydana çıkarmağa girişiyor, onun zihninde saklı
olan bilgileri doğurtmaya uğraşıyordu. Bu sanatına da, annesinin ebeliğine benzeterek
maieutique (doğurtma, doğurtuculuk, doğum yardımcılığı, ebelik) adını veriyordu.

Sokratik yöntemin uygulanışı

Sokrates’in yönteminin çok açık bir örneği olan Menon diyalogundan seçilmiş
aşağıdaki parçada O, bir köleye hiç bilmediği geometri problemini bulduruyor.
Bu yöntemde uygulanan basamakları şöyle sıralayabiliriz:

1-Sokrates burada, kendisine güvenmediğini ve hiçbir şey bilmediğini söyleyerek
konuşmaya başlıyor.
2- Öğrenmenin bir hatırlama olduğunu söylüyor.
3- Köleye bildiklerinden hareketle adım adım yeni bilgiler veriyor.
4- Ona önce anlatıyor, ardından "değil mi?", "olur mu?", "olmaz mı?", "bulunur
mu?", "etmez mi?" gibi sorular soruyor.
5- Köle bu sorulara kısa cevaplar veriyor.
6- Böylece köle bir geometri problemini çözmüş oluyor.
7- Bütün bu bilgilerin, kölenin kendisinde olduğunu, onun sadece bu bilgileri
doğurttuğunu söylüyor.
8- Başka bir konuya geçiyor.
Sokrates'in uyguladığı yöntemi başka bir örnek üzerinde tekrar görelim. Eflatun'un
Diyaloglarından Gorgias'da retorik (güzel konuşma, söylev, hatiplik) konusu açıklanmaktadır.
Sokrates burada doğurtma yöntemi ile Sofistlerin yanlışlarını ortaya koymaktadır.

Bu
diyalogda Sokrates yöntemini şöyle uyguluyor:
1- Önce karşılıklı konuşmaya karar veriyorlar.
2- Sokrates sorular yöneltiyor.
3- Karşısındakinden kısa cevaplar istiyor.
4- Cevaplar "evet, hayır, öyle, doğru" şeklinde oluyor.
5- Böylece adım adım kendi fikirlerini karşısındakine kabul ettiriyor.
6- Karşısındaki insanın da aynı fikirleri savunduğunu söyleyerek yanlışları ve
çelişkileri ortaya koyuyor. (ironie).
7- Tartışmacının konuşmayı bitirmemesi için tekrar konuya çekiyor. Başka bir
konuyu tartışmaya başlıyorlar.
Bu örneklerde de görüldüğü gibi Sokrates’in yöntemini şöyle tanımlayabiliriz.
"Önceden özenle düzenlenmiş sorularla karşısındakinin zihninde saklı olan doğruları açığa
çıkarma, böylelikle ona gerçeği buldurma temeline dayanan yöntemdir."
Bu yöntem bir tümevarım yöntemidir.

Bu yöntemde daima kolaydan zora, özelden
genele, tikelden tümele, olaylardan sonuca giderek gerçeğe ulaşılır. Sokratik yöntemde;
kendisi, hiç bir şey bilmiyormuş gibi görünerek, karşısındakini konuşturarak ustalıkla gerçeği
buldurma söz konusudur.

Sokratik yöntemin birinci basamağı olan “ironi" "alay" basamağında temel amaç, bir
konuyu (tanım, sorun) karşısındakine tartışma yoluyla kabullendirmektir. Bunun için de
tartışmacıya, önce hiçbir şey bilmediğine inandırma, sonra onun kendi söylediklerindeki
çelişkileri ortaya koyarak fikirlerinden vazgeçirme söz konusudur. Bundan sonra tartışmacıya
doğru bilgiye ulaşabileceği duygusu verilir. Genellikle Sokrates yönteminin bu basamağı
yanlış anlaşılmakta ve buna ironi (alay) basamağı denilmektedir. Halbuki Sokrates'in amacı,
karşısındaki insanın fikirlerinin yanlış olduğunu ortaya koyduktan sonra onun gerçeği
bulması için motive olmasını sağlamaktır. ironi genellikle cynicism, sarcasm rölativizm ve nihilizmile karıştırılmaktadır.

Halbuki bu basamakta Sokrates kendi fikirlerinin
yanlışlığını anlayan kişinin konuşmaya devam etmesi için onu teşvik etmekte, adeta
tartışmayı kızıştırmaktadır. Daha sonra ise, uygun, sistemli sorularla tartışmacının bilmediği,
fakat tartışmayı yapanın bildiği doğrular adım adım buldurulmaya çalışılmaktadır. Yöntemin
bu ikinci basamağına maieutique -doğurtma- adı verilir. Bu basamakta kişinin bildiklerinden
hareketle yeni bilgiler kendisine buldurulur.
No Pasaran !