BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

28 Temmuz 2011 Perşembe

HABERLER

Yargı-Sen kapatıldı

Ankara 15. İş Mahkemesi, Yargıçlar ve Savcılar Sendikasının (YARGI-SEN), kapatılmasına karar verdi. ANKA Ankara- Ankara 15. İş Mahkemesi, Yargıçlar ve Savcılar Sendikası'nın (YARGI-SEN) kapatılmasına karar verdi. YARGI-SEN karara itiraz edecek. YARGI-SEN Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, "Bu davanın açılması zaten nasıl bir sürecin bizi beklediğini önümüze koydu. Türkiye'de örgütlenemeyen, kendini ifade edemeyen hakkını aramayan bir yargının varlığı amaçlanıyor" dedi.
Hakimler ve savcılar tarafından kurulan YARGI-SEN, Ankara Valiliği'nin kapatılması istemiyle açtığı dava Ankara 15. İş Mahkemesi tarafından kabul edildi. Mahkeme, sendikanın kapatılmasına karar verdi.
Ankara Valiliği, Anayasa'nın sendika kurma hükümlerini düzenleyen 51'inci maddesine dikkat çekerek, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'na göre, yüksek yargı organlarının başkanlarının, üyelerinin, hâkimlerin ve savcıların sendika kuramayacakları ve üye olamayacakları gerekçesiyle dava açtı. Davanın bugünkü karar duruşmasına YARGI-SEN'in Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Hazine Avukatı, İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Erol Aras ve çok sayıda avukat katıldı. Duruşmada Ankara 15. İş Mahkemesi Hakimi Ali Şahin, tarafların davaya ilişkin son sözlerini sordu.
Sendikal haklarımız kısıtlanıyor
YARGI-SEN'in Kurucu Başkanı Eminağaoğlu, Türkiye'nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmelere ve Anayasa'nın 90. maddesine atıfta bulunarak, "Açılan dava yersizdir. Davanın açılması dahi Türk Ceza Kanunu'nun sendikal hakların etkin kullanılmasına ilişkin olan maddeyi ihlal etmektedir" dedi. Anayasanın 90 maddesinde yapılan değişiklik uyarınca Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'ndaki kısıtlayıcı hükümlerin uygulanma kabiliyetinin kalmadığını belirten Eminağaoğlu, davanın reddini talep etti. Hazine Avukatı ise davanın kabul edilmesi talebinde bulundu. Tarafları dinleyen Ankara 15. İş Mahkemesi Hakimi Şahin ise Ankara Valiliği'nin açtığı davayı kabul ederek "YARGI-SEN"in kapatılmasına karar verdi.
Mahkeme etki altında da kalınmıştır
Duruşma sonrasında YARGI-SEN'in kapatılması kararını değerlendiren Eminağaoğlu, "Bu davanın açılması zaten nasıl bir sürecin bizi beklediğini önümüze koydu" dedi. Türkiye'de örgütlenemeyen, kendini ifade edemeyen, hakkını aramayan bir yargının varlığının amaçlandığının savunan Eminağaoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Böyle bir yargıdan adalet dağıtması bekleniyor. Bu tabloya biz yargıçlar ve savcılar seyirci kalmamak için sendikal örgütlenerek karşı koymak amacıyla yola çıktık. Önümüze tamamen bir siyasi baskıyı yansıtılırcasına bu dava açılarak çıkıldı. Süreçte YARGI-SEN'in yönetim kurulu üyeleri Ankara dışına atanarak, sendikanın etkin bir şekilde çalışması engellendi. HSYK'nın yapmış olduğu işlemler mahkemede bugünkü kararın yol göstericisi ve etkileyicisi niteliğinde işlemlerdir. Mahkeme bu yolla etki altında da alınmıştır."
Var olan tablodan çıkış için çözüm üretmesi gerekenlerin sivil toplum örgütleri olduğunu belirten Eminağaoğlu, karar duruşmasında siyasi partilerin YARGI-SEN'e destek vermemesine sitem etti. Eminağaoğlu, "Sendikaların burada olmaması demokrasi ortamında nasıl bir dağılmışlık içerisinde bulunduğumuzu ortaya koymaktadır. Hukuk mücadelesini sonuna kadar devam ettireceğiz. YARGI-SEN'in mücadelesi sadece bu örgütün kendi varlık mücadelesi değildir. Türkiye'de hukukun etkin üstün ve egemen olması için yapılan bir mücadeledir. Bu mücadelede sonuna kadar devam edilecektir" dedi. Sendikanın kapatılması kararına öncelikle iç hukuk yollarında temyiz edileceğini belirten Eminağaoğlu, karara karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve ILO süreçlerini de kullanacaklarını ifade etti.
Yargı bağımsızlığına indirilmiş bir darbedir
İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş ise "Yargı bağımsızlığı yargının örgütlenme özgürlüğüne sahip olduğu yerde vardır. Hukuk devleti örgütlenme özgürlüğünü koruyan kollayan bir devlettir. Yargıç ve savcıların bağımsız olarak örgütlenme özgürlüğü varsa o zaman onlar bağımsızdır. Yargı bağımsızlığına indirilmiş bir darbedir" dedi. Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Erol Aras da verilen kararın hak arama hürriyetine indirilmiş ağır bir darbe olduğunu belirterek, "Hukukun üstünlüğü ve demokrasi konusunda yapılan mücadelenin aldığı büyük bir yenilgidir. Bizim yargıçlarımız ne yazık ki Anayasa'nın 90. maddesinde yapılan değişikliği bir türlü algılayamadılar. Uluslararası hukukun geçerliği olduğu gerçeğini bir türlü içselleştiremediler. Anayasa'daki sendikal örgütlenmenin önündeki engeller Anayasa'nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle tamamen bertaraf edilmiştir" diye konuştu.
28 Temmuz 2011

2

Hopa soruşturmasına izin çıktı

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Hopa'daki Jandarma Komutanı ve İlçe Emniyet Müdürü hakkında soruşturma izni verdi.

ANKA

Ankara- İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Artvin Hopa'da Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da içinde bulunduğu seçim otobüsüne yönelik saldırıyı inceleyen Mülkiye Müfettişleri'ne ön raporda talep ettikleri, "Hopa Jandarma Komutanı Yüzbaşı Halit Çalmuk ve İlçe Emniyet Müdürü Fatih Ünlü hakkında soruşturma yapma" izni verdi.

Başbakan Erdoğan'ın miting için gittiği Artvin'in Hopa ilçesinde ortam gerilmişti. Miting öncesinde başlayan olaylar mitingden sonra da devam etmiş, AKP konvoyundaki araçlar taşlanmış, bir koruma polisi yaralanmıştı. Güvenlik kuvvetlerinin sert müdahalesinin ardından bir kişi kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmişti.

Olayların ardından iki mülkiye, bir polis başmüfettişi ile bir yarbaydan oluşan dört kişilik müfettiş grubu bölgede inceleme yaptı ve İçişleri Bakanlığı'na ön inceleme raporu verdi.

Müfettişler incelemede, jandarmanın olaylara müdahale etmeyerek seyirci kaldığı iddialarını da mercek altına aldı. İddiaları gündeme taşıyan fotoğraf ve görüntüler basın yayın organlarından istendi. Fotoğrafların incelenmesinin ardından Hopa İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Halit Çalmuk'un ifadesine başvuruldu. Çalmuk, güvenlik planlamasında jandarmaya "geçidi tutma görevi" verildiğini açıkladı. Çalmuk, "Ben emrimdeki askerlerle geçidin güvenliğini sağladım. Bana başka bir görev verilmedi" dedi.

Savunmayı inandırıcı bulmayan Müfettişler, Jandarma komutanının ihmali olduğu kanaatine vardı. Müfettişler, Jandarma Komutanı Halit Çalmuk ile İlçe Emniyet Müdürü Fatih Ünlü hakkında İçişleri Bakanı'ndan soruşturma izni istedi.

31 kişinin gözaltına alındığı, 13 kişinin tutuklandığı olaylarla ilgili ön inceleme raporunu inceleyen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, bugün müfettişlere bu iki görevli için soruşturma izni verdi.

28 Temmuz 2011

3

YURTKUR da türbana vize verdi

ÖSYM'nin üniversiteye giriş sisteminde adaylarda aradığı 'başı açık fotoğraf' ve 'sınava başı açık gelme' şartlarını kaldırmasının ardından YURTKUR da benzer bir uygulamaya imza attı.

Cumhuriyet

Ankara- Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Hasan Albayrak, yaptığı yazılı açıklamada, yeni akademik yılda yurtlara kayıt kabul işlemlerinde kız öğrencilerin başörtülü ya da başı açık olduğuna bakılmaksızın getirdikleri fotoğrafların kabul edileceğini belirtti.

28 Temmuz 2011

4

İmam hatiplilere burs ayrıcalığı

İmam hatip liselerinde Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) burs alan öğrenci sayısı 6.5 kat arttı.

Mahmut Lıcalı

Ankara- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ekonomik desteğe ihtiyaç duyan başarılı ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine verdiği karşılıksız burs hizmetinde imam hatip liseli öğrencilerine ayrıcalık tanıdı. İmam hatip liselerinde 2010 yılında burs alan öğrenci sayısı yaklaşık 6.5 kat artarken Anadolu öğretmen liselerinde eğitim gören öğrencilerin bursu ise 4 kat düştü. Her 10 imam hatip öğrencisinden 1’i burs almaya başladı.

MEB Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan “Milli Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2010-2011” adlı çalışmada yer alan veriler bakanlığın imam hatip liselerine sağladığı burs desteğini ortaya çıkardı. MEB’in verilerine göre, 2009 yılında Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı Anadolu imam hatip ve imam hatip liselerinde okuyan 3 bin 857 öğrenciye burs desteği verilirken 2010 yılında bu rakam yaklaşık 6.5 kat artarak 24 bin 395’e yükseldi. Aynı yıl Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı Anadolu öğretmen liselerinde okuyan 20 bin 418 öğrenci burs imkânından yararlanırken 2010 yılına gelindiğinde öğretmen liselerinde burs alan öğrenci sayısı 15 bin 397 azalarak 5 bin 21’e düştü.

İmam hatip lisesinde okuyan öğrencilere sağlanan rekor düzeydeki destek diğer meslek liselerine ise yansımadı. Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlı ortaöğretim kurumlarında okuyan burslu öğrenci sayısı 2009’da 3 bin 334 iken 2010 yılında bu rakam 3 bin 316’ya geriledi. Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü’nde de 2009 yılında 1982 öğrenci burs desteğinin yararlanırken, 2010’da burs alan öğrenci sayısı yalnızca 6 kişi artarak 1998 öğrenci olarak hesaplandı. Genel ortaöğretim kurumlarında okuyan öğrencilerin yüzde 3.4’ü burs imkânından yararlanabiliyor. İmam hatip liselerinde ise bu oran yüzde 10.3’ü buluyor.

28 Temmuz 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !