BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

14 Şubat 2011 Pazartesi

JARA

Kendine yüklediği sorumluluklar kişinin yaşam seyrini belirlerken, ölümünden sonra ise onun, yaşamı boyunca hangi misyonu yerine getirdiğini tarih adına bizler karar vereceğiz.
"Şarkım ne alkışlar için
Ne yad ellerde şöhret için,
Şarkım bu daracık ülke için
Ta toprağın derinlerine.
Orada dinlenir her şey
Ve orada başlar.
Cesur şarkı dediğin
Hep yeni kalacaktır."
Ardından o misyonu özümseyen bir şarkı fısıldayacağız; o şarkı ki, yarım bıraktırılmış bir şarkı bile olsa o, bizlere bir bütünün manifestosunu bildirecektir adeta. Victor Jara'yı anlattığı bu kitapta eşi Joan Jara, bir halk ozanının biyografisini bir şarkı tadında kulağımıza fısıldıyor ve aynı anda Victor'un şarkılarına kaynak olan şiirlerini de avucumuzun içine bırakıveriyor ve bizler de onu hemen kapıveriyoruz.
"Sımsıkı tuttum ve
Batırdım sabanı toprağa
Çalıştım yıllar yılı
Şaşmamalı yıpranmama
Uçuyor kelebekler, cırlıyor çekirgeler
Kararıyor karardıkça tenim
Ve parıldıyor güneş, parıldıyor, parıldıyor.
Ter beni, ben toprağı sürüyorum,
Durmadan dinlenmeden."
Şarkıcılık bir meslektir ancak sanatçılık bir meslek midir? Sanatçı da o mesleğin çalışanı mıdır? Bu bağlamda sanatçı ile şarkıcıyı ayıran ince bir çizgi var olmuşsa eğer, o ayrım, elimdeki bu kitapla belirgin bir şekilde okuyana görünüverecektir. Victor memleketi Şili'yi karış karış gezerken, gördüğü çelişkilere kayıtsız kalabilir miydi? Her gittiği yerde, her gördüğü olay karşısında tepkisini, halkın ozanı olarak kendi özgün şarkıları aracılıyla başka dillere emanet edecektir.
"Sudaki Ay kentin
Ortasından akıp gidiyor,
Köprü altında bir çocuk
Düşlerinde uçuyor.
Kent onu hapsediyor
Metal kafesine
Çocuk büyüyor,
Hiç bilmeden okumayı.
Kaç kişi, sizler gibi,
Dolaşacak evsiz barksız?
Para varken kolay
Sevginin varlığı,
Günler daha acı
Geldi mi yokluğu "
Kitapta Victor'un ve ailesinin yaşamını okurken Şili'nin siyasi yapısı da görülebiliyor. Toprak ağaları ile Şili madenlerini işleten uluslararası sermaye, siyasi yapının bir ucunu temsil ederken, Victor Jara'nın siyasi tercihleri doğal olarak bu yapının karşısında olacaktır. Gördüğü toplumsal çelişkiler karşısında verdiği tepkiler, onun sanatçı kişiliği ile örtüşecektir. Kitapta Victor Jara'nın çocukluğundan ölümüne kadar geçen süre içerisindeki yaşamı, oldukça detaylı bir üslupla anlatılıyor. Victor'un köyde başlayan yaşam seyri, gitarla tanışması, şehre gelişi, eşi Joan ile tanışması ve bir şarkıcıdan öte, nasıl halkın ozanı olduğu süreci akıcı bir coşku ile okunuyor. Bu süreci, içimizi hoşluklarla dolduran güzel bir tiyatro tadında gözlemlerken, maalesef kitabın sonunda anlatılacak olan faşist darbenin, parıldayan o yaşamları nasıl da karartacağını biliyorsunuz. Keşke kitap, başka bir şekilde bitebilse diyorsunuz ancak anlatılanlar, yazarın hayal gücüyle biçimlenen birer senaryodan ibaret olamamıştır, bileceksiniz ki anlatılanlar gerçeğin ta kendisi olmuştur. Kıyımı okurken, olayların gerçek olduğunu bilerek, engellemez bir burukluk yaşarsınız. "Onlar yaşamışlar zaten; aynı sonucu azıcık bizler de hissediverelim ne olacak ki!" dersiniz. Bilindiği üzere Eylül 1973'de seçimle gelen Sosyalist Salvador Allende, özellikle çıkartılan siyasi çalkantıların ardından, faşist bir darbe ile devrilmiştir; ve ardından kaçınılmaz olarak Victor da diğer sosyalistlerle birlikte darbecilerin hedefi haline gelmiştir. Aynı gün ve sonrasında yaşananlar ise birinci ağızdan, Victor'un eşinden, tarihsel bir sürecin aydınlanması adına Victor ekseninde anlatılmıştır. Ve darbecilerin militarist güçleri, insanları topladıkları şehir stadyumunda, Victor'un gitar çalan ellerini kırıp, sonrasında onu katlederlerken, eşi çaresiz bir durumda beklemek zorunda kalacaktır. Özellikle Joan'ın, Victor'u morgdan aldığını anlattığı o bölüm, faşizmin korkunçluğunu gözler önüne sermektedir. Kitap 310 sayfa olup, İngilizce aslıdan Algan Sezgintüredi'nin çevirisiyle Mayıs 2010'da Versus Kitap tarafından yayımlanmıştır. Kitabı okuyup, buruk bir duygu ile bitirirken, yarım kalan o şarkıyı, aslında sonsuza dek sürecek ve hep yeni kalacak olan, derin ve cesur bir şarkı olarak mırıldanacaksınız ister istemez.
(HAKAN ARKADAŞIM ÇOK SOLOL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !