bir gönülde iki sevda olmaz
yalan!
olabilir!
şehrinde soğuk yağmurların
gece otel odasında sırtüstü yatıyorum
gözlerim tavana dikili
bulutlar geçiyor tavandan
ıslak asfaltı geçen kamyonlar gibi ağır
ve sağda uzakta
ak bir yapı
yüz katlı belki
tepesinde altın iğne parlıyor.
bulutlar geçiyor tavandan
karpuz kayıkları gibi güneş yüklü bulutlar
oturmuşum cumbaya
yüzüme suların ışığı düşüyor
bir ırmak kıyısında mıyım
bir deniz kıyısında mı?
o tepsideki ne
o güllü tepsideki
yer çileği mi kara dut mu?
fulya tarlasında mıyım
karlı kayın ormanın da mı?
gülüp ağlıyor sevdiğim kadınlar
iki dilde
dostlar nasıl bir araya geldiniz?
birbirinizi tanımazsınız.
nerde bekliyorsunuz beni?
beyazıt' ta çınarlı kahve' de mi gorki parkında mı?
şehrinde soğuk yağmurların
gece otel odasında sırtüstü yatıyorum
gözlerim yanıyor gözlerim alabildiğine açık
bir hava çalındı
armonikle başladı utla bitti.
içimde sarmaş dolaş karmakarışıktı
büyük uzak iki şehrin hasreti.
fırlamak yataktan koşmak altında yağmurun
istasyona koşmak
---- sür kardeşim makinist
götür beni oraya.
--- nereye?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder