BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

11 Aralık 2010 Cumartesi

MEN DAKKA DUKKA

Ana muhalefet partisinden destek ve teşvik gören eylemciler, faşizm özentilerini daha fazla sergiler hale geliyorlar. Önce ana muhalefetin temsilcisi, iktidarı faşistlikle orada damgalarken, biraz sonra sizin bu yaptıklarınız faşizan baskıdır diyerek oradaki öğrencilere hitap ediyor. Arapların bir atasözü var. Men Dakka Dukka. Vurursa veya dak ederse, ona da vururlar, dak ederler. Olay bu.
diyor başbakan

Erdoğan öğrencilere Arapça seslendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, fırsat olsaydı öğrencilere "Bu kadar paranız varsa akşama güzel bir omlet yapın yiyin" tavsiyesi vermek istediğini belirterek muhalefete Arapça yüklendi. Erdoğan "Men Dakka Dukka. Kim vurursa veya dak ederse ona da vururlar dak ederler" dedi.

AKP Genel Merkezi'ndeki Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın açılış konuşmasını yapan Başbakan Erdoğan, 2011 seçimlerine yaklaşırken muhalefetin her yolu mübah gören bir anlayışla hareket ettiğini söyledi. Erdoğan; muhalefet partilerinin sokak olaylarını ve öğrenci olaylarını kışkırttığını ifade ederken "Hiçbir konuda anlaşamayanlar şu arda hükümete saldırı noktasında ittifak içine girmiş görünüyorlar. Şiddet içeren sokak eylemlerini medya çarşaf çarşaf sayfalarına taşırken CHP'de bu eylemcileri meclis koridorlarına grup toplantılarına kadar taşımaktan çekinmiyor. Kim bunlar illegal örgüt mensupları. Kim bunlar bütün illegal olaylar içinde yer alanlar. Bunlarla seçim kazanacaklarını zannediyorlar. Boşuna uğraşıyorsunuz. Eğer Bu ülkede fikir ve düşünce özgürlüğünü şiddete bulaştıranlarla şiddetle bunu götürmeye gayret edenlerle CHP'nin yöneticileri el ele verdiği sürece benim milletim onları hiçbir zaman affetmeyecektir" diye konuştu. Erdoğan öğrencilerin eylem yapmadan sadece basın açıklaması yapmadıkları zaman haber olmadıklarını bu nedenle de polise saldırdıklarını belirterek basına da yüklendi.

"Orantısız güç diyorlar, ne olacaktı?"

Başbakan Erdoğan, polisin özellikle İstanbul'daki öğrencilere karşı orantısız güç kullanması konusundaki eleştirilere de yanıt verdiği konuşmasında polisin görevinin can ve mal güvenliğini sağlamak, asayişi temin etmek olduğunu vurguladı. Rektörleri davet ettiği toplantıya göstericilerin davetsiz katılım sağlamak istediğini ifade eden Erdoğan "Davetsiz herhangi bir toplantıya icabet katılım diye bir şey söz konusu olabilir mi? Ona baskın derler, saldırı derler. Bu gelenler gerek ilk yaptığımız toplantıda gerek ikinci yaptığımız toplantıda neymiş 'biz gençliğiz bizimle ilgili toplantıyı bizsiz yapma hakkına sahip değiller. Dolayısıyla biz oraya girmek durumundayız' Ne alakası var. Biz gençlerimizle de bir araya geleceğiz. Ellerinde ifade şu 'bayraklarla geliyorduk' diyor. Bu nasıl bayrak ki onunla orada kalkıp Emniyet Müdürü'ne vurabiliyorsun. Bayrağın geçirildiği bir sopadır. Onunla Emniyet Müdürü'ne vuruyorsun. Emniyet Müdürü'nün kendini korumasını kimse savunmuyor. İllegal örgüt mensubunu savunuyor" dedi. Erdoğan şöyle devam etti: "Siyasi partilerin bazıları 'burada orantısız güç kullanılıyor' diyor. Ne olacaktı Dolmabahçe Ofisi'ne gelsinler, bassınlar orada arzu ettiğiniz tablo mu ortayla çıksın? Dünyanın neresinde böyle bir şey var. Hangi özgürlük projesinin içerisinde böyle bir şey olabilir. Her yerde bu tür toplantılar beli bir mesafeye kadar müsaade edilir. Orada bağırırlar çağırırlar pankartlarını asarlar. Bunlar tamam normal protesto haklarıdır. Neyi protesto ettiklerini de bilmiyorum doğrusu."

Omlet yapın tavsiyesi

(PASTA YİYİN DER GİBİ)

Erdoğan, eğitim konusunda yapılan yatırımlara da dikkat çekerken, öğrencilerin "Neyin eylemini yaptığını bilmediğini' dile getirdi. Bazı köşe yazarlarının 'Taş ile yumurta' tarifi yaptığını söyleyen Erdoğan "Önemli olan fiil burada. Neymiş taş atmamış yumurta atmış. Burada fiil önemli" dedi. Erdoğan öğrencilere fırsat olsaydı bir tavsiyede bulunmak istediğini de ifade ederek "Bu kadar hakikaten bol paranız var. Güzel bir omlet yapın da akşama omlet yiyin derdim" dedi.

"Men dakka dukka"

Öğrencilerin öğretmenleri konumundaki bir kişiye yumurtalı protestoda bulunmasının bir özgürlük olmadığını ifade eden Erdoğan "İnsanların konuşmalarına, düşüncelerine açıklamalarına, varlığına dahi tahammül edemeyenler çıkıp özgürlükte bahsedemezler" dedi. Erdoğan muhalefet partisinin öğrencilerin eylemlerine destek verirken, kendilerinin de bu protestolara maruz kaldığına vurgu yaparak muhalefete Arapça sözlerle yüklendi. Erdoğan şunları söyledi. "Üniversitelerde baskı ve şiddet uygulamayı özgürlük arayışı gibi gösterenler demokrasi perdesi altında faşizm yapmaktadırlar. Ana muhalefet partisinden destek ve teşvik gören eylemciler faşizm özentiliğini daha fazla sergiler hale geliyorlar. Önce ana muhalefetin temsilcisi iktidarı faşistlikle orada damgalarken biraz sonra 'sizin bu yaptıklarınız faşizan bir baskıdır' diyerek oradaki öğrencilere müdahale ediyor. Ne oldu, Arapların bir atasözü vardır. Men Dakka Dukka: Kim vurursa veya dak ederse ona da vururlar dak ederler. Olay budur. Bugün sırf hükümete karşı bu illegal eylemleri faşizan eylemleri teşvik edenler okşayanlar anında o kitlenin hedefi oldular. Ankara Siyasal'da bizim arkadaşlarımızla kendi arkadaşları da eyleme maruz kaldılar. Sonunda eylemi faşizm olarak nitelendirdiler. Ama ne oldu ertesi gün çıkıp genel başkanı ile eylemi mazur göstermenin saldırganlığı, mazur göstermenin gayretine girdiler. Biz bu ilkesiz siyaset tarzı ile meşgul olmayacağız. Bizi çekmek istedikleri tuzaklara biz gelmeyeceğiz."

"Her boyayı boyadın da"

Erdoğan, iddialarını ispatlarlarsa İsviçre bankalarında olduğu iddia edilen parayı vereceğini söylediği CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Haram para istemeyiz' açıklamalarına "Her boyayı boyadın bir fıstık yeşili kaldı" sözleriyle yanıt verdi. Partisinin il Başkanları toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, Wikileaks belgeleri üzerinden kendilerine yüklenen ana muhalefet partisine yanıt verdi. Erdoğan özellikle yolsuzluk iddialarına hukuki yollarla gereken cevapları vereceklerini kaydederek "Bazıları işi gücü bıraktı hiçbir belgeye dayanmadan dedikodulardan iddialardan ithamlardan yola çıkarak aklına ilk geleni söyleyerek bir tarz tutturmuş gidiyor. Bu zat iftirayı adeta meslek edinmiş durumda. İftira atmak konusunda hiçbir ilkesi yok hiçbir kriteri yok. Attığı her iftira yalanlandığında yüzü kızarmak mahcup olmak utanmak özür dilemek gibi hasleti de yok. Tek bir amacı tek bir gayesi var. Ben iftira atayım, ben çamur atayım. Tutmazsa da izi kalır. Böyle bir zihniyet" diye konuştu.

"Belge kim sen kim?"

Kılıçdaroğlu'nun iddialarını önceki Genel Başkan Deniz Baykal'ın da söylediğini hatırlatan Erdoğan "Müflis tüccar eski defterleri karıştırır dururmuş" dedi. Erdoğan şöyle devam etti: "Bunlar aynı zamanda Ergenekon avukatlığı da yapıyor. Belli avukatları sürekli Ergenekon'un avukatlığını yapmak üzere seferber olmuş durumda. Geçmişte Ergenekon'dan besleniyorlardı. Şimdi o kaynakları kuruduğu için ona benzer başka kaynaklar aramaya başladılar. Baktılar ki Wikileaks belgeleri Ergenekon'la benzer bir işi yapıyor. Aynı vazifeyi görüyor. Sorgusuz sualsiz Wikileaks belgelerine sarılıyorlar. İftirayı bile kendileri üretemiyorlar. Yabancı diplomatlardan ödünç alıyorlar. Yabancı internet sitelerinin iftiralarını alıp bunun borazanlığını yapıyorlar. En sert şekilde böyle bir şeyin olmadığını söylediğimizde yüzleri kızaracağı yerde utanacakları sıkılacakları yerde belgesini getir diyorlar. Sen 12 Eylül Halk Oylamasında gidip muhtardan belgeni alamadın. Oy kullanamadın. Şimdi kalkmış belge istiyorsun. Belge kim sen kim. Ben ispat edin hesapları bulun hesaptaki paraları size bağışlayacağım diyorum. Açıklama yapıyor 'Biz haram para istemeyiz' diyor. Anadolu'da güzel bir söz var; Her boyayı boyadın bir fıstık yeşili kaldı." Konuşmasında anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu'na yüklenen Erdoğan, CHP'ye oy verenlerin de Kılıçdaroğlu'nun üslubundan rahatsız olduğunu savundu. Erdoğan, "Öyle bir Genel Başkan düşünün ki, 12 Eylül halk oylamasında herkesi oy vermeye çağırıyor. Ama kendisi gidip oy kullanmıyor, hayır bile diyemiyor. 'Dersim'de analar ağlamadı mı?' diyen arkadaşına önce 'gereğini yapsın' diyor, ardından 'konu kapanmıştır' diyor. Dersimli kardeşlerime de sesleniyorum. Kursa bakmayın, bakın bunları hatırlayın. Böyle bir zat. Öyle bir genel başkan düşünün ki üzerindeki pahalı gömlek için 'parasını verdim' diyor. Ardından fatura başkasını adına çıkıyor. Genel af diyor, başörtüsü diyor, ardından çark ediyor. Çarşaf liste diyor, sonra blok listeyi savunuyor. 'Ben genel başkan adayı değilim' diyor; eresi gün adaylığını koyuyor. Böyle bir genel başkandan CHP'ye gönül vermiş vatandaşlarım memnuniyet duyabilir mi? Çünkü bunlar kamera şakası yapmaya alışmışlar" diye konuştu.

"Kronik sorunları çözdük, muhalefet sorununu çözemedik"

(ÇÖZÜNCE ARDINDAN NE GELİYOR ?..?)

Başbakan Erdoğan, muhalefet partisinin iddialarına ilişkin hukuk mücadelesi vereceklerini vurguladığı konuşmasında muhalefetin hiçbir somut proje üretmediğini, hakaretle projeyi birbirine karıştırdığını söyledi. Erdoğan, "Bunların aynı konuda iki gün aynı düşünceyi dile getirdiğini gören var mı? Maalesef Türkiye'nin kronik birçok sorun çözdük, ama muhalefet sorunu çözemedik. Bu sorun giderek daha da büyür" diye konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !