Baba!
her yılbaşında
sana söyleyecek
bir tek
sözüm var : "Seni ne kadar çok seversem
o kadar
çok olsun ömründen geçen yıllar..."
Baba!
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım! Ne zulüm, ne ölüm, ne korku
başımı eğemez! Yalnız senin elini öpmek için
eğilir başım.
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım...
1/1/1932
hoş geldin bebek
yaşama sırası sende
senin yolunu gözlüyor kuşpalazı boğmaca kara çiçek sıtma
ince hastalık yürek enfarktı kanser filan
işsizlik açlık filan
tiren kazası otobüs kazası uçak kazası iş kazası yer depremi sel baskını
kuraklık falan
karasevda ayyaşlık filan
polis copu hapisane kapısı falan
senin yolunu gözlüyor atom bombası falan
hoş geldin bebek
yaşama sırası sende
senin yolunu gözlüyor sosyalizm komünizm filan.
10 Eylül 1961, Laypzig
Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş
gemi içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa,
balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.
15 Eylül 1958
Arhipo Osipovka
Seni düşünmek güzel şey
ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum...
Sevgilim,
bu ayak sesleri,
bu katliâmda hürriyetimi,
ekmeğimi ve seni kaybettiğim oldu,
fakat açlığın, karanlığın
ve çığlıkların içinden
güneşli elleriyle
kapımızı çalacak olan gelecek günlere
güvenimi kaybetmedim hiçbir zaman...
(İstanbul Hapisanesi)
Seviyorum seni
ekmegi tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi,
ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz,
telâşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi,
seviyorum seni
denizi uçakla ilk defa geçer gibi.
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi, seviyorum seni
"Yaşıyoruz çok şükür!' der gibi.
27 Ağustos 1960
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder