Çeşme’ye gidene Dubai bedava
Çeşme Sheraton Oteli, bir hafta konaklayan her müşterisini bedava Dubai’ye yolluyor. 30 Mart’a kadar sürecek kampanyadan 1000 kişinin yararlanması bekleniyor. Sheraton ve Dubai’de konaklamanın toplam bedeli kişi başı 1015 TL’ye geliyor. Otel daha önce de benzer şekilde Milan, Roma, Viyana, Salzburg ve Prag promosyonları yapmıştı. Sheraton’un Dubai gezisine katıldık, işte krizdeki ülkede karşılaştığımız zenginlik ve fakirlik manzaraları.
ESKİ BALIKÇI KASABASI:
Çölün ortasındaki yapay cennet Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri’nin 7 emirliği arasında en popüler olanı. 1950’li yıllarda küçük bir balıkçı kasabası olan Dubai, 1971’de İngiliz sömürgesinden çıktıktan sonra hızlı bir yükselişe geçti.
ŞERİAT İLE ŞAMPANYA:
İçişlerinde bağımsız, dışişlerinde Abu Dabi Emirliği’ne bağlı olan Dubai şeriatla yönetilse de, yabancılar için kurallar esnek. Otellerde ve gece kulüplerinde şişesi 2 bin dolardan şampanyalar su gibi akıyor.
UZAY ÜSSÜ GİBİ:
Havalimanından çıktığınızda kendinizi uzayda inşa edilmiş yapay bir gezegende sanıyorsunuz. Dünyanın en lüks oteli, en büyük kapalı kayak pisti, en büyük alışveriş merkezlerini inşa eden Arap sermayesi, Dubai’yi bölgenin finans ve turizm merkezi haline getirdi.
BÜTÜN YOLLAR ŞEYH ZAYED’E:
Havalimanından çıktıktan göreceğiniz ilk yer 7 şeritli Şeyh Zayed Yolu. Dubai’nin neresine gidecek olursanız olun bu yoldan geçmek zorundasınız. Şehrin yeni hizmete giren metrosu da bu yolun kenarından çalışıyor.
BÜYÜK VİLLALAR, LÜKS CİPLER:
Arap nüfusun tamamı zengin. Büyük villalarda yaşıyor, lüks cipler kullanıyorlar. Bunun nedeni, hiçbir yabancının Arap bir ortak olmadan ülkeye yatırım yapamaması. Emirlik yasalarına göre, bir şirketin en az yüzde 51’lik hissesi bir Arap’ın elinde olmalı.
HAVADAN BİNLERCE DOLAR:
Yatırımcılar için sorun gibi görünen bu yasa, sponsorluk denen bir anlaşmayla aşılıyor. Yani yatırımcı sözde yüzde 51 hissesini bir Arap’a devrediyor ve bunun için sponsorluk bedeli ödüyor. Her Arap birkaç şirkete sponsor olduğu için her yıl binlerce doları havadan kazanıyor.
BEYAZ YAKALILAR ZORDA:
Yönetici olarak çalışanlar Amerikalı, Avrupalı ya da yerli Araplar. Beyaz yakalıların çalışma şartları pek iyi sayılmaz. Örneğin, bir programcının maaşı 1000-2000 Dolar. Fiyatlar yüksek olduğundan bu maaş, çocuklu bir aile için sadece kira ve temel yaşam masrafları demek.
İŞÇİ KESİMİ İSE PERİŞAN:
Şehrin ışıltılı caddelerinde ekonomik krizden söz eden bile yok. Arka sokaklara ise sefalet hakim. Dubai nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan yabancılar, beyaz yakalılar, tüccarlar ve işçiler olarak üçe ayrılıyor. En zor koşullarda çalışanlar işçiler.
KÜÇÜK BİR HİNDİSTAN:
Genelde Bangladeş, Afganistan ve Pakistan’dan geliyorlar ve çok ucuza, zor koşullar altında çalışıyorlar. Dubai nüfusunun büyük bir kısmını Hintliler oluşturuyor. Hindistan’a ait otantik ürünler de bu nedenle oldukça fazla.
60 DERECEDE KAYAK:
Paranız varsa yapabilecekleriniz hayal gücünüzle sınırlı. Hava sıcaklığının 60 dereceyi bulduğu yaz aylarında, 50 dolara dünyanın en büyük kapalı kayak pistinde 2 saat eğlenebilir, gelişmiş teknolojiyle desteklenmiş Dubai Müzesi’ni dolaşabilirsiniz.
SAFARİ ÜSTÜ DANSÖZ:
Dubai’de en fazla tercih edilen eğlencelerden biri de çölde ciple safari. 150 dolara dörder kişi binilen ciplerde kumla makinenin savaşına tanık oluyorsunuz. Günbatımına doğru ciplerle kamp alanına gidiliyor. Mangal partisiyle süren gece, dansözün sahneye çıkmasıyla sona eriyor.
5 BİN DOLARA LOCA:
Dubai’nin gece hayatı ise içinde tüm renkleri barındıran bir tablo gibi. Kentin en gözde mekanı yeni açılan Cavalli Club. Sadece elit müşterileri kabul eden eğlence mekanında racon loca kapatmak. Bir loca için 5 bin dolar ödüyorsunuz.
MARİNADA SABAHLAR OLMUYOR:
Gece hayatının en hareketli olduğu yer ise Dubai Marina’nın içindeki diskolar. Her biri farklı müzik çalan eğlence mekanları her gün dolu. Erken saatlerde başlayan eğlence sabaha karşı saat 03.00’te sona eriyor.
BURJ EL ARAB
Özgürlük Anıtı Amerika, Eyfel Kulesi Paris için ne ise Burj El Arab Oteli Dubai için o. Kimine paranın gücünü, kimine de görgüsüzlüğü ifade eden otel 1999’da kapılarını açtığından bu yana Dubai’nin sembolü. Burj Al Arab’ın fikir babası Dubai Emiri Muhammed Bin Raşid El Maktum. Projenin başına İngiliz mimar Tom Wright’i getirdi. İngiliz mimarın, rüzgardan kabarmış bir yelkenden esinlenerek tasarladığı otel için 1.5 milyar dolar harcandı.60 katlı Burj El Arab’ın 202 odası var. 179-667 metrekare arasında değişen odaların gecelik fiyatları 28 bin dolara kadar çıkıyor. Her birinde LCD televizyon, dizüstü bilgisayar, faks makinesi ve tam 14 noktada telefon bulunuyor. Kral dairesinin 780 metrekare olduğu otelde tüm suitler dubleks.
SARI OLAN HER ŞEY SOM ALTIN
Kullanılan tüm malzemeler ise Avrupa’daki ünlü markalara ait. Örneğin tuvalet ve banyodaki tüm ürünler Hermes, 30 çeşit mermerin kullanıldığı otelde sarı olan her nesne ya som altından ya da varak altın kaplama. Çalışanlar en üst düzey servis için İngiltere’deki Lady Apsley`s School for Butlers’ta eğitim alıyor. Müşterilerin havalimanı transferleri Rolls Royce limuzinlerle yapılıyor. Helikopterimle geleceğim diyene otelin tepesinde helikopter pisti de mevcut. Bu pist istenildiğinde tenis kontuna çevrilebiliyor.Otelin 18. katı ise SPA merkezi için ayrılmış. Oteldeki 6 restoranın her biri ayrı damak tatlarına hitap edecek şekilde düzenlenmiş. Burj El Arab’ı görmek için içinde kalmanız da şart değil. Oteli merak edenler için 100 dolara kültür turları düzenleniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder