BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

12 Aralık 2009 Cumartesi

DTP kapatıldı

'Ilımlılar' yasaklandı
DTP kapatıldı
Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'a siyasi yasak getirildi. Tuğluk ve Türk, partide "güvercin" olarak da adlandırılan "ılımlı" kanadı temsil ediyorlardı. Yeni siyasi oluşumda "şahin" kanadın radikalleşeceği yorumları yapılıyor.
Anayasa Mahkemesi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği gerekçesiyle DTP’nin temelli kapatılmasına oybirliğiyle karar verdi. Partinin PKK’yle bağlantısı da gözetilerek alınan karar uyarınca, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk’un da aralarında bulunduğu 37 kişiye 5 yıl süreyle siyasi yasak getirildi. "Şahin kanat güçlenecek"
Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un yasaklanmasının ardından kulislerde, yeni siyasi oluşumda “Tabanımız dağa çıkmamızı istiyor” diyen Emine Ayna’nın da aralarında bulunduğu “şahin” kanadın güçleneceği ve radikalleşeceği değerlendirmesi yapılıyor. İmralı’nın belirleyici olacağı yeni oluşumda ılımlı kanadı temsil eden Sırrı Sakık, Nuri Yaman, Hasip Kaplan’ın da aralarında bulunduğu isimlerin “kitle partisi” niteliğinde yeni bir oluşum içinde yer alabileceklerine dikkat çekiliyor.Parlamentoda 21 üyeyle temsil edilen DTP’nin vekil sayısı 19’a düşeceği için grup hakkını yitirecek. DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, Bağımsız İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’ın katılımıyla yeni bir grup oluşturup oluşturmayacakları sorusuna “Öyle bir yaklaşımımız yok” yanıtını verdi.
Yedek parti hazır
Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) yedeği de hazır. DTP’lilerin siyasi çalışmalarını bundan sonra Barış ve Demokrasi Partisi’nde (BDP) sürdürmesi bekleniyor.BDP, DTP’nin yedeği olarak, 2 Mayıs 2008’de kurulmuştu. Partinin kuruluş dilekçesi İçişleri Bakanlığı’na kurucu genel başkanlığı üstlenen avukat Mustafa Ayzit tarafından verilmişti. Partinin amblemi sarı zemin üzerinde yeşil meşe ağacından oluşuyor. Partinin kurucu üyeleri arasında DTP avukatı Mahmut Tanzi, kapatılan HADEP’in eski Bağlar Belediye Başkanı Cabbar Leygara, eski Sur Belediye Başkanı Cezayir Serin gibi isimler de bulunuyor.BDP’nin 1. Olağan Kongresi ise 7 Eylül 2008 tarihinde yapılmıştı. BDP, seçime girmek için 41 ilde örgütlenme şartını tamamlayarak 29 Mart yerel seçimlerine de katıldı ve Türkiye genelinde on binde 6 oranında oy aldı. DTP yetkilileri, yedek bir parti kurmadıklarını, BDP’nin, DTP’nin devamı olmadığını belirtmişti. Ancak kapatılan DTP’nin parti örgütlerinin BDP’ye katılması bekleniyor.
DTP, sinei millet kararını değerlendiriyor
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kapatma kararının ardından DTP sine i millet kararını değerlendiriyor. Yüksek Mahkeme'nin kararıyla 5 yıl siyaset yasağı konulan kapatılan DTP'nin Eşbaşkanı Ahmet Türk parti genel merkezine gelişinde partililerin "Kürt halkı sizinle gurur duyuyor" sloganları ve alkışlarla karşılandı.
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararın ardından DTP genel merkezinde bugün de hareketlilik yaşanıyor. Partinin bundan sonra izleyeceği strateji konusunda DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün saat 12.00'de basın toplantısıyla bilgi vermesi bekleniyor. Türk parti genel merkezine gelişinde ise partililerin "Kürt halkı sizinle gurur duyuyor" sloganları ve alkışlarla karşılandı. Kapatılan DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal ise parti genel merkezine gelişinde gazetecilerin soruları üzerine yapacakları toplantı ile grup kurma ya da sine i millete dönme kararlarını değerlendireceklerini belirterek "Halkın kazanımlarının sonuna kadar korunması gerektiğini düşünüyorum" dedi. Birdal "istifa edecek misiniz?" sorusu üzerine "Değerlendireceğiz ama Türkiye yine bir virajı alamadı" diye konuştu. Birdal demokrasinin susturan ya da kapatan değil konuşturan ve açan bir rejim olduğunu belirterek "Biz de onu sağlamaya çalışıyoruz" dedi. Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da parti genel merkezine gelişinde gazetecilerin soruları üzerine Ahmet Türk için "O bizim devamlı eşbaşkanımız kararlarla düşmüyor" ifadesini kullandı.
TKP'NİN YORUMU
"DTP'nin kapatılması ABD onaylı"
Demokrtaik Toplum Partisi'nin (DTP) kapatılmasına ilişkin tepkiler gelmeye devam ediyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Türkiye Komünist Partisi, "DTP'nin kapatılması ABD onaylı" yorumunda bulundu. Türkiye Komünist Partisi Siyasi Bürosu'ndan yapılan yazılı açıklamayla DTP'nin kapatılmasının "siyasi" bir karar olduğu ileri sürüldü. Kürt sorununa ilişkin başlıkların, bir iç savaş tehlikesi yaşanırken, yalnızca hukuki bir değerlendirmeyle ele alınamayacağını iddi eden TKP'nin açıklamasında şu satırlara yer verildi: "DTP için verilen kapatma kararı, Kürtlerin siyaset yapma kanallarını daralttığı oranda, insanlarımızı birbirine düşürmeye hizmet edecek bir içerik taşımaktadır. AKP tarafından ilan edilen adı ve somut hedefleri hâlâ belirsiz "açılım", Erdoğan ve arkadaşları istedikleri kadar inkar etsinler, ABD tarafından uygulamaya sokulan bir planın parçasıdır. DTP'nin kapatılması da bu planlara uygun hale getirilmiş ve Vaşington'dan gereken onay alınmıştır. DTP'nin kapatılmasını isteyen ya da onay veren AKP, CHP, MHP ve ABD dışında başka çevrelerin de olduğunu düşündürtecek gelişmeler yaşanmıştır. Tokat'taki saldırı, saldırının Anayasa Mahkemesi kararından bir gün önce PKK tarafından üstlenilmesi ve etkili Kürt siyasetçilerinin "DTP'nin işlevini yerine getirmediği"ne ilişkin açıklamaları, doğal olarak çok farklı hesapların yapılmakta olduğunun işareti olarak değerlendirilmektedir. Bu hesapların Kürt halkının tarihsel meşruiyeti tartışılamayacak eşitlik taleplerine hizmet etmediği açıktır." "Kürt Açılımı yeni bir saldırgalığa dönüştü" Ezilenlerin Sosyalist Partisi, DTP'nin kapatılmasına tepki gösterdi ve AKP'nin Kürt açılımının yeni bir saldırganlığa dönüştüğünü savundu. ESP'den yapılan açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin DTP hakkında verdiği temelli kapatma kararına tepki gösterildi. Anayasa Mahkemesi'nin aldığı siyasi kararla DTP'yi kapattığı iddia edilen açıklamada şöyle denildi: "Kapatma kararı, rejimin ve AKP Hükümetinin çözümsüzlükte ısrarını gösterdi. Rejimin, Kürtlerin siyasi ve meşru taleplerine ve mücadelesine kapalı olduğunu bir kez daha hatırlattı. 12 Eylül düzen ve hukukunun hala yürürlükte olduğunu ilan etti. AKP'nin 'Kürt açılımı' yeni bir saldırganlığa dönüştü. DTP'nin kapatılması, AKP hükumetinin iki yüzlülüğünü gösterdiği gibi aynı zamanda Kürt halkına yöneltilmiş yeni bir saldırıdır. Kürt halkının meşru taleplerinin yok sayılmasıdır. Çözümsüzlükte ve savaşta ısrardır. İnkar ve imha siyasetinin sürdürülmesidir. Savaştan ve tasfiyeci saldırganlıktan medet ummaktır. Anaların ağlaması, gençlerimizin ölmesidir. DTP, hukuki değil, siyasi bir kararla kapatıldı. Anayasa Mahkemesi yeni bir siyasi karara daha imza attı. AKP Hükümeti, kapatmanın koşullarını hazırlayarak, hedef göstererek, linç saldırılarını kışkırtarak DTP'nin kapatılmasından medet umduğunu gösterdi. Kendisi de kapatma tehdidi yaşamış olan, geldiği geleneğin bir çok partisi kapatılan AKP'nin, kapatmadan medet umması, kendine Müslümanlığının ve yasakçı-faşizan zihniyetinin aynasıdır."
DİĞER YORUMLAR
Siyasiler kararı değerlendirdi
Anayasa Mahkemesi'nin DTP'nin kapatılması yönündeki kararını açıklamasından sonra, siyasetçiler kararı değerlendirdiler. CHP Sözcüsü ve Genel Sayman Mustafa Özyürek, Anayasa Mahkemesi'nin DTP'nin kapatılmasına ilişkin kararının ''hukuki açıdan doğru bir karar'' olduğunu söyledi. Özyürek, DTP'nin temelli kapatılmasına ilişkin yaptığı açıklamada, siyasi partilerin kapatılmasından yana olmadıklarını ancAKPlerin de hukuk kurallarına uymalarının gerektiğini söyledi. Özyürek, şunları kaydetti:''Tabii ki bir partinin kapatılmasını istemeyiz ancak keşke DTP terör örgütü PKK ile arasına mesafe koyabilseydi. Onun şiddet uygulamalarına yandaş olmasaydı ve bugünkü durum ortaya çıkmasaydı. Ama Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu hükümleri dikkate alındığında Anayasa Mahkemesi'nin, hukuken başka bir karar vermesi zordu. Bu kararı istemeyenler de siyasi açıdan değerlendirme yapıyorlardı. Hukuki açıdan başka bir kararın verilmesinin zor olduğunu herkes söylüyordu. Terörle yandaş olan bir parti kabul edilemez. Bu bizim yasalarımız açısından da böyle Avrupa'da da böyle, AİHM kararları da böyle. Bu bakımdan Anayasa Mahkemesi'nin kararı hukuki açıdan yerinde, doğru bir karardır. AİHM kararlarıyla da uygunluk gösterir.'' DTP'nin kapatılmasının ardından siyasi gelişmelerin yaşanabileceğini de belirten Özyürek, bu gelişmelerin Türkiye'nin huzurunu bozacak nitelikte olmamasını dilediklerini vurguladı. Özyürek, ''Tepkiler huzuru bozacak nitelikte olursa bu hükümetin görevidir. Gereğini yapacağına inanıyoruz. Herkese sükunet tavsiye ediyoruz. Olaylar sükunet ve doğru düşünülerek değerlendirilmeli. Anayasa Mahkemesi hukuki açıdan üstüne düşen görevi yapmıştır. Siyasi sonucu açısından da gelişmeler olacaktır. Bunların Türkiye'nin huzurunu, güvenini tehdit edecek şekilde olmamasını diliyoruz'' diye konuştu. TBMM Başkanı'ndan değerlendirme TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, DTP'nin kapatılması kararını değerlendirirken, ''Üzerine düşen görevleri, gerek Anayasa değişikliği olarak, gerekse yasal değişiklik olarak yerine getirmeyen TBMM'dir diye düşünüyorum'' dedi. İsveç'teki programı devam eden Şahin, DTP'nin kapatılmasına ilişkin kararı, Süryani ve Asuri temsilcilerini kabulü sırasında öğrendi. Kararı değerlendiren Şahin, ''Biraz sonra İsveç Parlamento Başkanı'nın vereceği resepsiyona katılacağım. Çünkü, şu anda AB ülkelerinin Meclis Başkanları ile aday ülkelerin Meclis Başkanları bir araya gelecekler. Böyle bir karar, TBMM Başkanı olarak bu akşam ve yarın katılacağım Meclis Başkanları toplantısında güçlendirmedi'' diye konuştu. Ancak, bunun sorumlusunun sadece Anayasa Mahkemesi olmadığını, Türkiye'nin, hala siyasi partilerin kapatıldığı ülke olarak görülmeye devam etmesinin birinci derecede sorumlusunun siyaset kurumu olduğunu ifade eden Şahin, şunları söyledi:''Tabii ki bu konuda, daha önce ve bugün, Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Haşim Kılıç'ın da ifade ettiği gibi, üzerine düşen görevleri, gerek Anayasa değişikliği olarak, gerekse yasal değişiklik olarak yerine getirmeyen TBMM'dir diye düşünüyorum. O bakımdan siyaset kurumunun zemini olan TBMM'nin, Türkiye'nin bu görüntülerden kurtulması için üzerine düşenleri kısa sürede yapması gerekir diye düşünüyorum. Anayasa Mahkemesi, nihayet yürürlükte bulunan yasa hükümlerini uygulamak durumunda kalmıştır. Bu yasa hükümleri yürürlükte kaldığı sürece tabii ki Anayasa Mahkemesi üyeleri, önlerindeki yasayı uygulamak durumunda kalacaklardır. Türkiye'nin bu görüntüden kurtulmasının yolu, siyasetçilerin ve parlamentonun demokratik standartları, özellikle siyasi partilerin özgürlük alanının genişletecek yasal düzenlemeleri yapmasından geçmektedir. Umuyorum ki önümüzdeki süreçte bu konuda adımlar atılır.'' ''Yüce mahkemenin kararını herkes saygıyla karşılamalı" MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Yüce mahkemenin bu kararını herkesin saygıyla karşılaması ve içinden geçilmekte olunan nazik dönemde bölücü terörün amaçlarına hizmet edecek tartışmalardan özenle kaçınmasını'' istedi.Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:''Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın DTP'nin temelli kapatılması için 16 Kasım 2007 tarihinde açtığı dava bugün sonuçlanmıştır. İki yılı aşkın bir mesai sonrası, Anayasa Mahkemesi siyasi partilerin faaliyetlerinde uyulacak esaslar hakkında Anayasamızda ve Siyasi Partiler Kanunu'nda yer alan hükümler uyarınca bir inceleme yapmış ve DTP'nin terör ve şiddetle ilişkisi ve bölünmez bütünlük aleyhindeki faaliyetlerin odağı olduğunu tespitinde bulunarak bu partinin temelli kapatılmasına karar vermiştir. Bu kararda dikkati çeken bir husus, 2 DTP'li milletvekilinin milletvekilliği düşürülerek siyasi yasak kapsamına alınması olmuştur. Bu milletvekilleri dahil 37 DTP yöneticisine siyasi yasak yaptırımı uygulanmıştır. Yüce mahkemenin kararının açıklanması ile DTP'nin siyasi faaliyetleri son bulmuş ve malları Hazineye devredilmiştir. Bugün itibariyle kapatılan DTP'ye mensup milletvekilleri bağımsız milletvekili haline gelmişlerdir. Yüce mahkemenin bu kararını herkes saygıyla karşılamalı ve içinden geçmekte olduğumuz nazik dönemde bölücü terörün amaçlarına hizmet edecek tartışmalardan özenle kaçınmalıdır.'' ''Terör hadiselerine bulaşmış siyasi partilerin kapatılması doğru" MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmet Büyükataman, DTP'nin ''temelli'' kapatılmasıyla ilgili olarak, ''Terör hadiselerine bulaşmış siyasi partilerin kapatılmasını doğru bulduğumu özellikle ifade etmek istiyorum'' dedi. Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde göçüğün meydana geldiği maden sahasında yetkililerden bilgi alan Büyükataman, gazetecilere yaptığı açıklamada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin talimatlarıyla bölgeye gelerek incelemelerde bulunduklarını söyledi. Göçükte hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yakınlarına da baş sağlığı dileyen Büyükataman, Türkiye'nin önemli bir süreçten geçtiğini, Tokat'ın Reşadiye ilçesinde yaşanan hain saldırının ardından, Mustafakemalpaşa'da da 19 işçinin göçük altında kalarak hayatını kaybetmesinin Türk milletini derinden üzdüğünü, yaraladığını ifade etti. Büyükataman, bir gazetecinin ''DTP'nin kapatılması konusundaki düşüncelerini'' sorması üzerine şunları kaydetti:''MHP olarak aslında siyasi partilerin kapatılması taraftarı değiliz. Demokrasinin geçmişine siyasi tarihimizin geçmişine baktığımız zaman, adeta partiler mezarlığına dönmüş bir görüntü söz konusu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğü ile ilgili tabii ki hassasiyetler mevcuttur. Terör hadiselerine bulaşmış siyasi partilerin kapatılmasını doğru bulduğumu da özellikle ifade etmek istiyorum. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararın ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Hayat devam ediyor. Umuyorum ki Türkiye'de yaratılmaya çalışılan bu kargaşanın, bin yıllık kardeşliğimizi bozmak maksadına yönelik uzun bir süredir yapılmak istenen bu faaliyetlerin, bundan böyle daha ihtiyatla karşılanması, herkesin sorumluluğu hatırlaması ve buna vesile olmasını temenni ediyorum.'' ''Siyasi partileri halkın desteği kurar" AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, siyasi partilerin kapanacağı ''mekanın'' halk olması gerektiğini belirterek, ''Siyasi partileri halkın desteği kurar, yine halkın desteği bittiği takdirde kapatılır'' dedi. DTP'nin kapatılmasıyla ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtlayan Elitaş, ''AKP olarak prensipte siyasi partilerin kapatılacağı mekanın halk olması konusundaki fikrimizi tekrar ediyoruz. Siyasi partileri halkın desteği kurar, yine halkın desteği bittiği takdirde kapatılır'' değerlendirmesinde bulundu. Anayasa Mahkemesinin verdiği karara herkesin demokratik toplum ve hukuk devleti içinde uymak zorunda olduğunu anlatan Elitaş, herkesin bu kararla ilgili olarak üzerine düşeni yapmakla yükümlü olduğunu kaydetti. Elitaş, ''Anayasa Mahkemesi, bu kararı, teröre bulaştığı gerekçesiyle veriyor. İleride yapılacak düzenlemede bu da mı kaldırılacak?'' sorusuna ''Hayır, hayır... o şekilde değil. Siyasi partiler, mevcut mevzuat hükümleri kapsamında toplumun huzur ve refahını sağlamayı kendilerine amaç edinmişlerdir'' karşılığını verdi. Bir gazetecinin ''DTP'nin kapatılmasıyla siyaset bundan sonra nasıl şekillenir? Bir açılım süreci de var...'' sorusunu Elitaş, şöyle yanıtladı:''Bizim açılım sürecimiz, DTP'nin kapatılması açılmasıyla alakalı değil, Türkiye'nin demokratikleşmesiyle ilgilidir. Türkiye'nin demokratikleşmesi için açılım süreci, her ortamda, her şekilde devam edecek. Açılım süreci, bir barış ve kardeşlik, milli birlik ve beraberlik projesidir. Milli birlik ve beraberlik projesi, herkesin birbirini anlayabilmesi ve birbirine sabır etmesi, birbirinin fikirlerine katılmasa da saygı göstermesidir. En uç fikirler olsa dahi o fikirleri söyleme imkanını bulmalı, toplum bu konuda gerekli değerlendirmeyi yapabilmeli.'' ''Millet kimi sinesine kabul eder, kimi etmez..."Elitaş, ''DTP'nin kapatılmasıyla bölgede gerilimin daha da artacağına ilişkin görüşlere katılır mısınız?'' sorusu üzerine ise şunları söyledi:''Olmaması gerekir. Normal şartlar altında olmaması gerekir. Anayasa çerçevesinde Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlara uymak mecburiyetindeyiz. Buna belki eleştiri mahiyetinde tepkiler olabilir ama aşırı tepkilere gitmenin, demokratik yapı içerisinde olumsuzlukları beraberinde getirir. Bizim amacımız, Türkiye'de demokrasiyi hakim kılabilmektir. Demokrasiyi hakim kılabilmek adına, demokrasi dışı, zorla veya farklı söylemlerde bulunmak, demokrasiye aykırı bir harekettir. Demokratik tepkiyi gösterirken demokrasi dışı hareketlerde bulunmamak lazım.'' Elitaş, bir çgazetecinin, ''DTP milletvekilleri daha önce partilerinin kapatılması halinde sineyimillete döneceklerini söylemişlerdi. Bu durumda istifaların Genel Kurulda görüşülmesi gerekecek'' demesi üzerine, ''Kendi bilecekleri iş... Şu anda olmamış bir konuyla ilgili yorum yapmamız uygun değil. Onlar kendi görüşlerini ifade etmişlerdir. O görüşler çerçevesinde milletin sinesine döneriz' diyorlar. Millet kimi sinesine kabul eder, kimi sinesine kabul etmez, o milletle aralarındaki hukuka bağlı bir iştir. Henüz bu konuda sadece bir açıklama vardır. O konu, TBMM'ye gelmediğinden dolayı yorum yapmak uygun değil'' dedi. ''Kapatma kararları sorunu çözmedi"AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da kararı değerlendirirken prensip olarak AKP'nin siyasi partilerin kapatılmasına karşı olduğunu belirterek, ''Bugüne kadar verilen kapatma kararları, demokrasimizin de hukuk devletimizin de standartlarını yükseltmemiştir. Aksine tüm kapatma kararları, hukukumuza ve demokrasimize de zarar vermiştir. Kaldı ki bugüne kadar verilen kapatma kararları herhangi bir sorunu da çözmemiştir'' diye konuştu. Varlığına son verilen siyasi partilerin tüzel kişiliği ortadan kalkmasına rağmen farklı kimliklerde varlığını sürdürdüğüne işaret eden Bozdağ, ''Netice itibarıyla bu bir mahkeme kararıdır. Hepimiz için bağlayıcı ve uyulması zorunlu bir karardır'' dedi. ''Gerekçeli kararı görmeden yorum yapmamız doğru olmaz"Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, DTP'nin kapatılmasına ilişkin, ''Gerekçeli kararı görmeden yorum yapmamız doğru olmaz'' dedi. İstanbul Modern Sanat Müzesinin 5. yılı kutlamaları kapsamında düzenlenen ''Gala Modern Gecesi''ne eşi Beyhan Bağış ile katılan Egemen Bağış'ı, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı karşıladı. Burada gazetecilerin, DTP'nin kapatılmasıyla ilgili soruları üzerine Bağış, ''Gerekçeli kararı görmeden yorum yapmamız doğru olmaz'' dedi. Bağış, Türkiye'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirterek, ''Hukukun neticesini bir görelim, ondan sonra değerlendirmelerimizi yaparız. İstanbul Modern'in 5. yılı hayırlı olsun. Darısı 55'inci, 555'inci yıllara inşallah'' diye konuştu. ''Prensip olarak biz parti kapatılmasına karşıyız" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, DTP'nin ''temelli'' kapatılmasıyla ilgili, ''Prensip olarak biz parti kapatılmasına karşıyız. Bununla beraber bütün çözüm sağlanmış olmuyor'' dedi. Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde bir maden ocağındaki göçükle ilgili incelemelerde bulunmak üzere bölgeye gelen Bakan Yıldız, 19 işçinin hayatını kaybetmesi nedeniyle büyük ve derin bir üzüntü duyduklarını söyledi. Hayatını kaybeden işçilerin yakınlarına başsağlığı dileğinde bulunan Yıldız, konuyu Ankara'da dünden beri yakından takip ettiğini, çalışmaları yakından koordine etmek için de bölgeye geldiğini ifade etti. Yıldız, bölgede çalışmaların dikkatlice sürdürüldüğünü belirtti.Bakan Yıldız, gazetecilerin, DTP'nin kapatılmasıyla ilgili görüşlerini sorması üzerine, şöyle konuştu:''Prensip olarak biz parti kapatılmasına karşıyız. Bununla beraber bütün çözüm sağlanmış olmuyor. Ancak bu, Anayasa Mahkemesinin verdiği bir karar. Gerekçeli karar ortaya çıkana kadar kesin cümleler etmemek lazım. Biz de bu gerekçeli kararı bekleyeceğiz ama şu anda hukukun, yargının verdiği bir karar vardır ve bunu hep beraber takip edeceğiz.'' Bakan Yıldız'ın, maden ocağındaki yetkililerle toplantı yapacağı öğrenildi. ''Türkiye demokrasisine ve Kürt açılımına zarar verecek" SHP Genel Başkanı Hüseyin Ergün, DTP'nin kapatılması kararının ''Türkiye demokrasisine ve Kürt açılımına zarar vereceğini'' ifade etti. Ergün, yaptığı yazılı açıklamada, DTP'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasının ''siyasi bir karar olduğunu'' savunarak, ''bunun ilk siyasi karar olmadığını, mahkemenin kuruluşundan beri bu siyasi yaklaşımdan arınamadığını'' öne sürdü. ''Bu karar, Türkiye demokrasisine ve Kürt açılımına zarar verecektir. Toplumsal barışın gerçekleşmesini öteleyecektir'' görüşünü aktaran Ergün, şunları kaydetti:''Bu, bir anlamda, demokratik açılımın DTP'nin kapatılmasıyla kesintiye uğraması demektir. Türkiye toplumu göstereceği demokratik tepkilerle bu kesintinin çok uzun sürmemesini sağlayacaktır. DTP bir kitle partisidir. Sadece hukuki bir varlık değil, aynı zamanda sosyolojik bir varlıktır. O nedenle, Anayasa Mahkemesi kararıyla DTP'nin hukuken kapatılması o doğrultudaki siyasi hareketi sonlandıramaz. Olsa olsa bütün diğer parti kapatmalarında olduğu gibi birikmiş siyasi deneyimlerin heba olmasına yol açacaktır. Bu kararın, Türkiye'de son siyasi parti kapatma kararı olmasını diliyoruz. Bu bağlamda, hükümet, Siyasi Partiler Yasası'nı değiştirmek için derhal girişimde bulunmalıdır. Siyasi Partiler Yasamız, sosyolojik gerçeklere ve demokrasi prensiplerine uygun hale getirilmelidir. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile milletvekili Aysel Tuğluk'un milletvekilliklerinin düşürülmesi kararı ulusal iradeye müdahaledir. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir.'' "Siyasiler gerginlikten uzak durmalı" DSP Genel Başkanı Masum Türker, DTP'nin kapatılmasıyla ilgili, ''Siyasilerin şu noktadan itibaren gerginlikten uzak durmaları gerekir. Özellikle, DTP'lilerin buna dikkat etmesinde yarar var'' dedi.Türker, prensip olarak seçimle gelenlerin siyasi faaliyetlerine son verilmesine, partilerin kapatılmasına karşı olduklarını söyledi. Türker, ''Ancak rejimin kendini korumak adına belirlediği kurallara da herkesin uyması gerekiyor. Bu yönüyle de uzun zaman kararı yüksek yargı vermiştir. Yüksek yargının, Anayasa Mahkemesinin kararını da saygıyla karşılamak gerekir'' değerlendirmesinde bulundu. Türker, şunları söyledi:''Şu saatten sonra herkese görev düşüyor. Bu konunun çözümü her şeyden önce siyasilerin olacak. Ayrıca, siyasilerin şu noktadan itibaren gerginlikten uzak durmaları gerekir. Özellikle DTP'lilerin buna dikkat etmesinde yarar var. Öte yandan, Hükümet'in 'Demokratik Açılım' konusunda somut önerisi olmadığı halde, meseleyi hala bu şekilde kaşıması da gerginliklerin tırmanmasına neden oluyor. İfade özgürlüğünü siyasi partilerde göstermek isteyenlerin kurallara uyması gerektiğini düşünüyoruz.''
Tuğluk'a hapis yolu gözüktü
Anayasa Mahkenmesi'nin DTP'nin kapatılmasına karar vermesi üzerine milletvekilliği düşecek olan Aysel Tuğluk'a hapis yolu gözüktü. Tuğluk'un 1.5 yıllık kesinleşmiş hapis cezası bulunuyor. Anayasa Mahkemesi'nin kapatma kararının ardından DTP'lilerin izleyeceği yol merakla beklenirken, Yüksek Mahkeme'nin kararı DTP'li milletvekilleri hakkındaki dokunulmazlık dosyalarını da gündeme getirdi. Anayasa Mahkeme'sinin hakkında 5 yıl süreli siyasi yasak kararı verdiği Ahmet Türk hakkında TBMM'de 23, Aysel Tuğluk hakkında da 22 dokunulmazlık dosyası bulunuyor. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının Resmi Gazete'de yayımlanması ile Türk ve Tuğluk'un milletvekilliği düşecek ve dokunulmazlık dosyalarında yer alan suçlamalarla ilgili yargılamalar da gündeme gelecek. Tuğluk'un kesinleşmiş cezası bulunuyorGerekçeli kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla birlikte milletvekilliği düşen Aysel Tuğluk hakkında ise kesinleşmiş 1.5 yıllık hapis cezası bulunuyor. Tuğluk hakkında 3 yıl önce partisinin Batman İl Kongresinde yaptığı konuşmayla PKK örgütünün amacı doğrultusunda hareket ettiği gerekçesiyle Diyarbakır 4'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmış ve mahkeme Tuğluk'a 1.5 yıl hapis cezası vermişti. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararla, Tuğluk'a cezaevi yolu da açılmış oldu. Tuğluk hakkında ayrıca Van Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava bulunuyor. DTP'nin 1. Olağanüstü Büyük Kongresi ve Van'daki Nevroz konuşması ile 2 Mart 2007'de DTP Genel Merkezi'nde yaptığı basın açıklamasında, "PKK'nin amacı doğrultusunda suçu ve suçluyu övme" iddiasıyla yargılanan Tuğluk'un 29 Aralık'ta duruşması bulunuyor. İfade verme krizi yaşanmıştıAnayasa Mahkemesi'nin kararı, bir süre önce yaşanan DTP'lilerin polis zoruyla mahkemeye getirilmesi krizini de gündeme getirdi. Ankara 11'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne ifade vermek üzere gitmeyen DTP'liler hakkında mahkeme, Emine Ayna ile Selahattin Demirtaş hakkında mahkemeye zorla getirilme, Ahmet Türk hakkında da yeni tebligat yapılmasına karar vermişti. Ahmet Türk hakkında "Örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla açılan dava İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Emine Ayna hakkında Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinde, Selahattin Demirtaş hakkında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde, Aysel Tuğluk hakkında, İstanbul ve Diyarbakır ağır ceza mahkemelerinde, İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel hakkında da "Suçu ve suçluyu övmek" iddiasıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde daha açılmıştı. Farklı kentlerdeki mahkemeler, vekillerin ifadelerinin talimatla alınması için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne müzekkere yazmıştı. Yıldırım'a hapis Kapatılan DTP'nin Elazığ İl Başkanı Baki Yıldırım, yaptığı basın açıklamasında terör örgütü elebaşına ''sayın'' ifadesini kullandığı için 6 ay 7 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, cezayı 3 bin 740 TL para cezasına çevirdi. Yıldırım, yaptığı açıklamada, 2008 yılında yaptığı bir basın açıklamasında, terör örgütü elebaşına ''sayın'' ifadesini kullandığı gerekçesiyle hakkında Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığını söyledi. Baki Yıldırım, dava sonucunda 6 ay 7 gün hapis cezasına çarptırıldığını, mahkemenin cezayı 3 bin 740 TL para cezasına çevirdiğini kaydetti. Yıldırım, daha önce de aynı gerekçeyle hakkında açılan dava sonucunda 25 gün hapis cezası verildiğini, cezanın ertelendiğini de anımsattı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !