BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

28 Temmuz 2009 Salı

CUMHURİYET'TEN

Hükümete göre 'Sosyal Devlet'in anlamı ne?
İşsizlik... Türkiye'nin en büyük sorunu... Peki ya işsizlik sadece gençleri mi vuruyor? İŞKUR verilerine göre, ülkede 65 yaşından büyük yaklaşık 3 bin kişi iş arıyor. Anayasasında 'sosyal devlet' yazan hükümet, bu sorunu sadaka düzeyindeki harçlıklarla giderdiğini savunuyor.
Türkiye'de yaşlılar ''yaş 70, iş bitmiş'' deyimine meydan okurcasına bu yaşlarda çalışmak için iş arıyor. 65 ve daha büyük yaşlardaki yaklaşık 3 bin kişi, İŞKUR'a kayıtlı işsizler olarak kendilerine gelir sağlayacak iş bekliyor. Alınan bilgiye göre, İŞKUR verileri, ilerleyen yaşta ve emeklilikte geçirilmesi beklenen dönemde de çalışma ihtiyacının ortadan kalkamadığını ortaya koydu. Haziran ayı verilerine göre, 65 ve üstü yaşlarda kuruma kayıtlı bin 746'sı erkek, bin 213'ü kadın toplam 2 bin 959 iş gücü bulunuyor. Bu kişilerin neredeyse tamamına yakını ise ''kayıtlı işsiz'' durumunda. 65 ve üstü yaşlardaki kayıtlı işsizlerin sayısı 2 bin 874'ü buluyor. 65 ve üstü yaşlarda kuruma kayıtlı iş gücü içerisinde işsizlerin oranı yüzde 97'yi buluyor. Bu durum, kuruma kayıtlı 55-64 yaşındaki iş gücü ve işsizler içinde farklılık göstermiyor. Söz konusu yaş grubunda İŞKUR'a kayıtlı 17 bin 126 iş gücü bulunuyor. Bu kişilerin de 16 bin 211'i kayıtlı işsizler arasında yer alıyor. 55-64 yaş arasında kuruma kayıtlı iş gücü içerisinde işsizlerin oranı yüzde 94'e ulaşıyor. Emekli-Sen Genel Başkanı Veli Baysülen, yaptığı açıklamada, İŞKUR verilerinin, işsizlik sorununun yalnızca gençlerle sınırlı olmadığını ortaya koyduğunu söyledi. Yeni sosyal güvenlik yasasıyla emeklilik yaşının 65'e çıkarılmasına gösterilen tepkileri anımsatan Beysülen, ''Ancak emekliler, yaşlılar öyle bir halde ki 65-70 yaşında bile ekmek kapısı aramak durumundalar. Bu yaşlara gelmiş insanların halen iş arıyor olması her şeyden önce ülkeyi yönetenleri rahatsız etmeli. Çünkü anayasasında 'sosyal devlet' yazan bir ülkede 65 yaşına gelenlerin çalışmak zorunda kalmaması gerekir'' diye konuştu. Yaşamlarını idame ettirecek imkanlar yaratılmadığı için insanların yaşamın yorgunluğunu iyiden iyiye hissettirdiği, sağlık sorunlarıyla boğuştukları yaşlarda çalışmak durumunda kaldıklarını ifade eden Beysülen, ''Emeklilik yaşının 65 çıkarıldığı bir ortamda, insanların bu yaşın üstünde çalışmak durumunda kalması üzücü'' dedi. 65 yaş üzerindekilere ''yaşlılık aylığı'' bağlandığına dikkati çeken Beysülen, bu imkana rağmen aylık miktarının düşüklüğünün insanları ilerleyen yaşta bile çalışmaya ittiğini belirtti. Beysülen, ''Sadaka düzeyindeki harçlıkla farklı bir şey yapılması da mümkün değil zaten'' görüşünü dile getirdi. "Bilinçli olmayınca değişen bir şey olmuyor"Bu tablo da emeklilerin, yaşlıların içinde bulunduğu yaklaşımın da etkili olduğunu savunan Beysülen, şunları kaydetti:''Tüm bu koşullarda insanların durup neden böyle olduğunu düşünmesi gerekiyor. Yıllardır devletten beklemeyle bir yere varılamayacağı ortaya çıkmış durumda. İnsanların yıllarca verdikleri hizmetlerin karşılığını talep etmelileri gerekiyor, bu da ancak örgütlülükle olur. Bu bilinç olmayınca ülkeyi yönetenler kolayca bu durumu sürdürüyorlar ve değişen bir şey olmuyor.Bugün emeklilerin yüzde 85'i ileri yaşlara gelmiş olmalarına rağmen henüz bir kez bile tatil yapabilmiş değil. Ülkemiz turizmde diğer ülkelerin emeklilerini, yaşlıları ağırlarken maalesef kendi vatandaşına tatil yaptırmayı başaramamış durumda. Bu da yetmiyor bir de insanlar hayatlarını devam ettirmek için çalışmak durumunda bırakılıyor.Çalışma koşulları da her geçen gün ağırlaşıyor. Eğer geçmişte kazanılmış ileri düzeyde bir beceri varsa belki iş bulunabiliyor. Yoksa beden gücüne dayalı işlerde kimse 65 yaşına gelmiş bir kişi çalıştırmaz. Zaten bu yaşta iş isteyenlerin çok azının çalışıyor olması da bunun göstergesi. Biz de bu durum değiştirmek için emeklileri mücadele etmeye çağırıyoruz.''
Takkeli Aşık Veysel
Halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu'nun anısına yaptırılan heykeli kavga çıkardı. Şatıroğlu'nun memleketi Sıvas'ın Şarkışla ilçesinde kendisiyle aynı adı taşıyan parktaki heykeli yıktırılarak yerine "Takkeli Heykel" dikildi
Sıvas'ın Şarkışla ilçesinde geçtiğimiz günlerde “Uluslararası Aşık Veysel Aşıklar Bayramı” düzenlendi. İki gün süren etkinlikte, ozanın adını taşıyan parkta yaptırılan yeni heykeli de açıldı ancak tepkiye neden oldu. Aşık Veysel’in akrabası ve Sivrialan Kültür-Dayanışma Derneği Başkanı Memduh Süzer, GAZETEPORT’a yaptığı açıklamada yeni heykelin ozana hiç benzemediğini vurguladı. Bir yerlere çekme uğraşıSüzer, ‘’Veysel, hiçbir zaman sokaklar başında takkeyle dolaşmadı. Daha çok fötr ve kasket takmış bir halk ozanıdır. Onu böyle hatırlatılma uğraşı doğru değildir. Aşık Veysel’i bir yere çekmeye çalışıyorlar. Elbette Veysel de inançlı ve Müslüman’dı. Ama takke veya benzeri bir şey takmazdı. Çünkü o halk ozanıdır, dolayısıyla ırk ve mezhep ayrımına karşı çıkmış, Bektaşi kültürüyle yetişen bir insandır” dedi.Durumu ilgililere anlattığını ve “Yeni heykel getirin değiştirelim” cevabı aldığını belirten Süzer, “Bu heykel mutlaka kaldırılmalı. Kültür Bakanlığı da harekete geçmeli. Keşke dernek olarak ekonomik durumumuz iyi olsa da, yerine ona benzeyen bir heykeli biz koyabilsek” diye konuştu. Değişecek ama takkeden değilŞarkışla’nın BBP’li Belediye Başkanı Kasım Gültekin de GAZETEPORT’a konuştu ve heykele yönelik tepkilerin yersiz olduğunu belirterek, şunları söyledi:“Takke, halk insanı olduğu için Veysel’in yaşamında da var. Kimse ‘takmadı’ diyemez. Bu heykel, Etnografya müzesinden getirilecek bronzdan yapılan yeni bir heykelle değiştirilecek. Değişecek ama takkeden falan değil. Bronz daha kalıcı olduğu için değiştirilecek. Mevcut heykeli eleştirenler, ozana benzeyen heykeli getirsin, bizzat ben kaidesine yerleştireceğim”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !