BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

31 Temmuz 2009 Cuma

KÖROĞLU - RUHİ SU

PROLOG
Bir oba kalkıp da yola koyuldu mu hayvanların çanları başlarmış konuşmaya! Önde giden devenin çanı: "Benim ağam zenginnndir! Benim ağam zenginnndir!" diye ötermiş. Ortada giden devenin çanı: "Neden neden neden neden ? " diye ötermiş. Arkadan gelen devenin çanı da: "Ondan bundan ondan bundan ondan bundan ondan bundan" diye ötermiş... Bizim bu ozan dilimiz, doğru gören doğru söyleyen sazımız, dertlilere derman arayan Şaman dualarından beri böyle yargılayıp geliyor... Aldı Alaca dağın, kara dağın akan suların ayincisi. Hem ayincisi, hem de oyuncusu olan Şaman kocası. Bakalım ne dedi: " Allah, Bismillah! Ey Tanrım yanıldığımda bana yardım et! Ey kopuzum! Doğru gör, doğru söyle! Üyengi ağacının kökünden oyarak aldığım kopuzum! Kızıl çalı tobulgadan perdelerini yaptığım kopuzum! Yürük atın kuyruğundan tel yaptığım kopuzum! Doğru gör, doğru söyle! Söylenene uymazsan kulaklarını burarım! Seni yere çalarım! Oynayıp durduğum andır bu an! Çam kopuzumu elime aldım. Su yılanı gibi dolandım döndüm..." Deyip kesti. At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur derler. Biz gelelim Kara Hoca'nın oğlu Dedem Korkut'a. Dedem Korkut'tan bir yiğit damar sürüp getirelim Köroğlu'na. Aldı Çardaklı Çamlıbel'in kırk delisinden biri, Yusuf'un oğlu Koç Köroğlu. Bakalım o da nasıl bir öğüt verdi, ne söyledi:
DİNLE SÖZLERİMİ HAN OĞLUM AYVAZ
Dinle sözlerimi han oğlum Ayvaz Ha babam Ayvaz! Yükletin kervanı dengine bakın Erlik meydanına girdiğin zaman Kuşanın kılıcı gencine bakın Düşmanın üstüne eyledim akın Ha babam akın Dönüşüm yok zamanım yakın Fakir fukarayı incitmen sakın Mal yemez tamahkar zengine bakın Köroğlu her zaman kurdu meydanı Hele meydanı Ben bilirim yahşi ile yamanı Aman dileyenden kesme amanı Dertli olanların derdine bakın
MERT DAYANIR NAMERT KAÇAR
Mert dayanır namert kaçar Meydan gümbür gümbürlenir Şahlar şahı divan açar Divan gümbür gümbürlenir. Yiğit kendini öğende Oklar menzilin döğende Şeşper kalkana değende Kalkan gümbür gümbürlenir Ok atılır kal'asından Hak saklasın belasından Köroğlu'nun narasından Her yan gümbür gümbürlenir
ALDI KOCA BEY:
Senin o tektirin bize abestir Bu yiğitlik sana kimden mirastır Eğer ki kulluğan verirsen destur İnan üçten beşten senden geride kalan değilem broy! Kavga görmeyince açılmaz aynım Benimle beraber Mustafa kaynım Eğer ki kavgada kızarsa beynim İnan üçten beşten senden geride kalan değilem broy! Koca Bey'em çok diyarlar gezmişem Nice nice alayları bozmuşam Bin kelleyi bir cidaya dizmişem İnan üçten beşten senden geride kalan değilem broy!
HOYLU'NUN ÖLÜMÜ ÜZERİNE AĞIT
Aldı Şirin Döne: Bağdat'a sefer edenler Hoylu'm nic'oldu gelmedi? Tuna teline gidenler Hoylu'm nic'oldu gelmedi? Aldı Köroğlu: Bağdat'a sefer eyledim Hoylu'm da kaldı gelmedi Acem ile cengeyledim Hoylu'm da kaldı gelmedi Aldı Şirin Döne: Düğünü bozup gidenler Badeyi süzüp gidenler Acem ile cengedenler Hoylu'm nic'oldu gelmedi? Aldı Köroğlu: N'olsam koç Köroğlu n'olsam Hoylu'yu düşümde görsem N'olaydı da ben de ölsem Hoylu'm da kaldı gelmedi
KARLI DAĞLARIN ARDINDAN
Karlı dağların ardından Yel olup estiğin var mı Tek başına bu çöllerde Ordular bastığın var mı Kargıyı ucundan salla Düşmana deme eyvallah Her yandan üç beş kelle Terkiden astığın var mı Köroğlu söyler şanından Kuş uçurmaz divanından Avuçla düşman kanından Doldurup içtiğin var mı
AMAN KIRAT, CANIM KIRAT
Aman Kırat, canım Kırat Kaçıp çekilip gidelim Her yanında çifte kanat Uçup çekilip gidelim Yoktur Kırat'ın durağı Bilmez yakını ırağı Ab-ı kevserdir sulağı İçip çekilip gidelim Köroğlu der ki ezeli Bağlar döküyor gazeli Silistre'den güzeli Seçip çekilip gidelim
KIRAT'A BİNİNCE KUSKUN BULUNMAZ
Kırat'a binince kuskun bulunmaz Değirmen misali bulgur beslemez Kavgaya girince silah alınmaz Severim Kırat'ı bir de güzeli Serim ata kurban, canım Kırat'a Başını başımdan yukarı tutar Hay edip köpüğün sağrıdan atar Kaçınca kurtulur, kovunca tutar Severim Kırat'ı bir de güzeli Serim ata kurban, canım Kırat'a Kırat bu dağları aşmalı bugün Deli Boran gibi coşmalı bugün Dostun ellerine düşmeli bugün Severim Kırat'ı bir de güzeli Serim ata kurban, canım Kırat'a
ALDI KÖROĞLU BİR DAHA SÖYLEDİ
Bir at gördüm Silistre'nin ilinde Elma gözlü kız perçemli Kırat gel Ne bend'oldun lekelerin elinde Elma gözlü kız perçemli Kırat gel Kır'ı binmek iyi gelir uğura Hay edende dağı taşı devire Başı küçük boynu benzer puhura Elma gözlü kız perçemli Kırat gel Büyüktür gövdesi küçüktür başı Altıdan yediye gidiyor yaşı Çardaklıçamlı'da küçük kardeşi Elma gözlü kız perçemli Kırat gel
KÖROĞLU YAVAŞ YAVAŞ YORULDU, İHTİYAR OLDU ÇÜRÜDÜ:BAŞLADI YAKINMAYA:
Felek aldı devranımı demimi Ya ben kime gidem imdada bilmem Aşkın deryasına saldı gemimi Çalkanıp çıkmaya bir ada bilmem Kement attım dala ben Düştüm haldan hala ben Çöp deşirdim yuva yaptım Uçamadım bala ben Ben feleği dost bilirdim Bağladı kollarım benim Eser iken esmez oldu Serimde tellerim benim Pünhanım çağırır hazır ve nazır Yetiş imdadıma boz atlı Hızır Kefenim dikildi tabutum hazır Kabirim kazıldı nerede bilmem Güven gez güven gez Dağda olur güven gez Ne devlete bel bağla Ne varlığa güven gez Dedi, Köroğlu hikayesi burada bitti. İşte böylece, Şaman dualarından Dedem Korkut'a, Dedem Korkut'tan Köroğ- lu'na, Yunus Emre'ye, Pir Sultan Abdal'a, Karacaoğlan'a, Dadaloğlu'na, ondan ona ondan ona, ondan da çağımızın büyük ozanlarına sürüp geldi bu güzel dil. Hep doğru gör- dü, doğru söyledi bu telli Kur'an. Onlar yalnız bize bu dünyayı sevdirmekle kalmadılar, daha mutlu ve daha adil bir dünyanın geleceğini de söylediler. Belki o dünyayı görmediler ama, görmüşçesine söylediler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !