İkiçenekli bitkilerin çok meyveyapraklılar grubu olan nilüfergiller ailesi su bitkisidir.Bu ailede yaprak sapları uzun, kök sapları yatay durumlu olan su bitkileri bulunur. Yaprak ayası tam kenarlı yada taban kısmında yarılmıştır ve su üzerinde yüzer. Uçtaki tek olarak bulunan çiçekler de su üzerinde bulunur. Çiçek yapısında, dışta birkaç çanak yaprağı, en içtekileri biraz erkekorgan biçimine dönüşmüş çok sayıda taç yaprağı, esas erkekorganlar ve yumurtalıklar bulunur. Nilüfergiller bir çok cinsi kapsar. Nymphaea cinsinden nilüferler arasında, Batı Avrupa’ ya özgü tek tür olan beyaz nilüfer yada aksu gülü (Nymphaea alba) ile mavi nilüfer, Mısırlıların Mısır lotusu (bir nilüfer çeşidi) ve doğu Hintlilerin kırmızı nilüferi bulunur. Tüm Avrupa’ da çok rastlanan sarı nilüfer (Nuphar luteum) Nuphar cinsine aittir. Hindistan nelumbosu yada pembe lotus (Nelumbo nucifera) beyaz taçyaprakları ve anason kokusuyla en güzel çiçeklerden biridir. Bununla birlikte, boyu 30 sm’ ye ulaşan bu çiçek, ailenin en büyük bitkisi değildir. Gerçektende Victoria’ nın yapraklarının boyu 1 m’ yi aşar. Kalkık kenarları ve su üzerinde yüzebilmesi sayesinde, onlarca kilo ağırlığı batmadan kaldırabilir.Simgesel bitkiler olan nilüferler aynı zamanda yaralı da olabilirler. Mavi nilüferin ve özellikle Mısır lotusunun kökleri nişasta bakımından zengindir ve besleyici özelliği nedeniyle Mısır’ da hala besin olarak tüketilmektedir. Yenebilen tohumları da bir çeşit darı gibi kullanılmaktadır. Kökleri nişasta bakımından zengin olamayan beyaz nilüfer ancak önemli kıtlık durumlarında işe yara. Uzun süre sinirleri yatıştırıcı olarak kullanılmış, daha sonralarıysa bir uyarıcı olarak değerlendirilmiştir. Günümüzdeyse hiçbir özel etkisi olmadığı ortaya çıkmıştır.
Familyası: Nilüfergllerden, Teichrosengewaechse, NymphaeaceaeDrugları: Beyaz Nilüfer kökü: Nyphaeae alba rhizomaBeyaz Nilüfer çiçeği: Nyphaea alba flora Beyaz Nilüferin kökleri çay ve tentür yapımında nadirende çiçekleri kulanılır. Botanik: Kuzey Amarika, Avrupa ve Asyanın batı ve orta kısımlarında genelikle yavaş akan ırmak kenarları, göl, göletve bataklıklarda yetişir veya yetiştirilir. Şimdiye kadar gördüğümüz bitkilerden farklı olarak kökleri suyun altındaki toprağa yerleşmiştir, yaprak ve çiçekleri su üzerindedir. Yaprakları yuvarlak bir tepsi şeklinde sadece sap kısmı hafif dar üçgen şeklinde açıktır. Yaprakların alt kısmı kahverengimsi veya kırmızımsı esmer, üst yüzeyi koyu yeşil, derimsi, su altındaki sapı bazen 2,5 metreyi bulabilir.
Çiçeklerin saplarıda yine aynı şekilde 2,5 metreyi bulabilir ve su üstündeki çiçekleri 2-3 sıra şeklinde yan yana dizilmiş taç yapraklara sahiptir. Taç yaprakalrı oval, beyaz renkli ve göbekte sarı dölenme tozlukları bulunur. Meyveleri şişe şeklinde ve içi tohum doludur. Yetiştirilmesi: Eskiden Selçuklu ve Osmanlılar zamanında havuzlar, göletler ve şadırvanlarda bu tür bitkiler yetiştirilirdi. Bu kültürü sonra Avrupalaılar aldılar ve maddi durumu orta halli olan Almanların çoğunun bahçesinde bir gölet bulunur ve içinde balıklar ve bu çeşit süsbitkileri yetiştirilir. Hasat zamanı: Avrupada kuruma altına alınan bitkinin kök ve çiçekleri rastgele sökülmez, koparılmaz. Özel yetiştirilen bitkilerin kökleri sökülerek çıkarılır, yıkanır ve ortadan yarılarak kurutulur.Kulanılması: a-) Üniversite kliniklerinde tedavi denemeleri ve araştırmalar yapılmamıştır. Bu nedenle bugünkü bilgilere göre 2. sınıf bir şifalı bitkidir. Nilüfer yerine daha etkili olan başka bitkiler kulanılmalıdır. Örneğin uyuyamamaya karşı Çarkifelek-, Kediotkökü-, Oğulotu-, Kadınkökü preparatları veya Gökçek İksiri daha etkildir.b-) Halkarasında sinirsel rhatsızlıklar, uyuyamama ve cinsel arzuları frenleyici olarak kulanılır. Çay: Beyaz nilüfer köklünden yarım tatlı kaşığı (ince kıyılmış ) demliğe konur ve üzerine 300-500 ml kaynarsu ilaveedilir ve demledikten sonra bu dem sabah, öğle ve akşam az az içilir. Yantesiri: Tarife uyulmadığında zehirlenmelere neden olur. Zehirli olması nedeniyle dikkatle kulanılmalıdır. Sinirsel rahatsızlıklara karşı kılıçot, oğulot, çarkıfelekotu, uyuyamamaya karşı kediotkökü gibi daha etkilibitkiler varken nilüferi kulanmak bana göre pek uygun değildir.Sarı Nilüfer, Gelb Teichrose, Nupar luteum:
Yaprakaları hemen hemen aynı, fakat biraz daha eliptik, çiçekleri oldukça farklıdır. Çiçekleri sudanda dışarı çıkan bir sap üzerindedir ve genelikle taç yaprakları altın sarısı renkte küre şeklinde 5 adet olup ortada dölenme tozlukları bulunur. Bu tür üzerinde araştırma yapılmamaıştır. Sarı Nilüfer kökleri: başağrısı, bağırsak üşütmesine karşı ve cinselgücü artırıcı (beyaz nilüferde tam tersi) olarak kulanılır. Tentürüde aynı şekilde hazırlanır. Yantesiri: Tarife uyulmazsa zehirlenmelere neden olabilir. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir.Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder