BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

25 Ağustos 2009 Salı

6.FİLO DEFOL

6.Filo Defol
6. Filo Protestosu ve Vedat Demircioğlu’nun Katledilmesi
Ülkemizde 6. filoya yönelik ilk protestolar 1967 yılında yapılmaya başlanmıştı. O günlerde FKF İstanbul sekreterliği protesto amaçlı bir açlık grevi düzenlemişti. Olayların büyük bir hızla geliştiği 1968’de ise 6. Filo’yu yeniden karşılamak için 15 Temmuz’da İTÜ’de devrimci gruplar arasında bir toplantı düzenlendi. Toplantıda 76 kuruluş 6. Filo protestolarında ortak davranmak için biraraya gelmişti ve bildiriden mitinge kadar bir dizi eylem kararı alınmıştı. Toplantı dağılırken dışarda bekleyen polis, gruptan 11 öğrenci önderini gözaltına aldı. Ertesi gün FKF bunu protesto eden bir etkinlik düzenledi ve iki gün boyunca İTÜ’nün bulunduğu Gümüşsuyu’nun ara sokaklarında polisle öğrenciler arasıda küçük çaplı çatışmalar sürdü.17 Temmuz akşamı, yukarıda bahsettiğimiz gelişmelerden dolayı öğrenciler yurt bahçesinde beklemektedirler. 18 Temmuz gecesi saat 01.30 cıvarlarında yurdu kuşatan polis ve inzibat çemberinin arasından Dolmabahçe’ye doğru beraberlerindeki kadınlarla gürültülü bir biçimde geçen ABD askerleri böylece fitili de ateşlemiş oldular. Yurttan çıkan öğrenciler inzibatları aşıp ABD’lilere müdahale ettiler. Öğrencilere saldıran polis, bir öğrenciyi gözaltına alırken, başkalarını da almaya çalışan bir komiser de öğrenciler tarafından rehin alınıp yurda götürülür. Beyoğlu İnzibat Bölge Komutanı Hikmet Silahçıoğlu’nun arabuluculuk girişimleriyle gözaltına alınan öğrenci, rehin tutulan komiser ile takas edilir. Bu arada yurda müdahale için gereken izin verilmiştir. Saat 4.30 cıvarında polis yurda saldırıya geçer ve arada kalmak istemeyen inzibatlar çekilir. Polis öğrencilerin kapattıkları demir kapıları kırıp içerideki çoğu uyuyan tüm öğrencilere vahşice saldırır. “Öldürün ***leri”, “Komünistlere vurun” nidaları arasında öğrenciler merdivenlerden aşağıya atılır, bu arada hukuk fakültesi öğrencisi Vedat Demircioğlu, 2. Kat penceresinden aşağıya atılır. Yıllar sonra Seher Şahin de aynı şekilde okulu basan polislerce pencereden atılarak katledilecektir. Baskın sırasında 47 öğrenci yaralanır, 30 öğrenci gözaltına alınır. Geride kalan öğrenciler saat 5.30 cıvarında ellerinde pankartlarla Taksim Anıtına kadar yürüyüp, ardından yaralı arkadaşlarının durumunu öğrenmek için hastanelere giderler. Bu sırada da polisle çatışmalar devam etmekte, Taksim İlkyardım Hastanesi’nin önündeki bir polis jipi tahrip edilmektedir.18 Temmuz günü olayı duyan İTÜ’ye koşuyordu. Kitle sloganlar ve marşlar eşliğinde 12’deki mitingin ardından Dolmabahçe’de demirlemiş 6. Filonun üzerine yürümeye hazırlanırken o dönemin FKF İl Sekreterliğini elinde bulunduran reformistler, provakasyon edebiyatı yaparak Dolmabahçe’ye yürünmesini engellemeye çalışmaktadır. Harun Karadeniz ve Hasan Yalçın’ın bu içerikteki konuşmalarının ardından kitle Dolmabahçe’ye doğru yürüyüşe geçer. Bu arada miting alanını daha önce terk eden reformistler ise Gümüşsuyu’nda yürüyen kitlenin önüne barikat kurmaya çalışmaktadırlar. Son zamanlarda sık sık eklektik bir tarih anlayışıyla isimleri yan yana konulan Deniz Gezmiş ve Harun Karadeniz, işte bu barikatın iki karşıt cephesindedirler. Sonuçta, barikat aşılmış ve kitle bir sel gibi Dolmabahçe’ye akmaktadır. Kendilerini motorlara atmayı beceremeyen, geç kalan ABD askerleri denize dökülür. Rıhtımdaki kamyonlarda bulunan ABD’ye ait malzemeler de tahrip edilir, denize dökülür. Arabasıyla oradan geçmeye çalışan bir ABD askerinin aracı tahrip edilir. Oradan geçmekte olan halk da öğrencilere katılır, kitle 3-4 bini bulur. Saat 21 olduğunda, 7 saat geçmesine rağmen Dolmabahçe’deki öfke dinmemiştir. Bu kadar uzun süren bir kitle eylemini iyice kuşatan polis, kitleye yine vahşice saldırır. İki çember oluşturulmuştur ve birincisinden çıkan, ikincisinden de dayak yiyerek vahşetten sıyrılabilmektedir.20 Temmuzda FKF Beyazıt Meydanında bir miting düzenledi. Yükselen anti-emperyalist öfkeyi ifade etmek, düşmana yönlendirmek bir yana, varolanı sönümlendirmeyi, parlementer mücadele içindeki hedeflere (Demirel, Sükan vb.) yönlendirmeyi amaçlayan TİP’lilerin bu mitingteki tavrı, o dönemin MDD-sosyalist devrim ayrışmalarına hız vermekten öte bir anlam ifade etmedi.24 Temmuz sabahı Vedat Demircioğlu’nun yaşamını yitirmesi üzerine ayrışmaya bir halka daha eklendi. FKF yönetimi aldığı karar uyarınca Beyazıt’taki Turan Emeksiz Anıtı önünden başlattığı yürüyüşü Valiliğe kadar sürdürmüş, polisin müdahalesi üzerine önceden alınan karar gereği oturma eylemi yaptıkları için hepsi gözaltına alınmıştır. Vedat Demircioğlu’nun cenazesi polis tarafından kaçırıldığı için temsili bir tabutla gösteri yapan devrimci öğrenciler ise Cağaloğlu’nda polisle çatışmaya girmişlerdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !