BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

21 Ağustos 2009 Cuma

HABER

Kültepe'de boğa ve tanrıça heykeli bulundu
Kültepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, "1948 yılından beri sürdürülen kazılarda binlerce eser bulundu ancak ilk defa Kültepe'de Helenistik -Roma dönemine ait bir kutsal yapı kalıntılardında boğa başları ve tanrı-tanrıca heykellerini bulduk" dedi.
Kayseri'nin Kültepe ören yerinde bu yılki arkeolojik kazılarda Anadolu topraklarında eşine hiç rastlanılmayan Helenistik-Roma dönemine ait boğa başları ve tanrıça heykeli bulundu. Kültepe Kazı Başkanı ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, Kültepe'de yarım asırdan fazla bir süredir devam eden kazılarda ilk defa Helenistik-Roma dönemine ait kutsal bir yapıya ulaşıldığını söyledi.
Anadolu topraklarında Helenistik-Roma dönemine ait ender bulunan eserlerden bazılarına Kültepe'de rastlamanın sevincini yaşadıklarını kaydeden Kulakoğlu, şöyle devam etti: ''1948 yılından beri sürdürülen kazılarda binlerce eser bulundu ancak Anadolu topraklarında ilk defa Kültepe'de İran civarında sıkça rastlanılan Helenistik-Roma dönemine ait bir kutsal yapı kalıntılarında boğa başları ve tanrı-tanrıça heykellerini bulduk, çok mutluyuz. 25 yıl aradan sonra ilk kez bu yıl Kaniş höyüğünde yaptığımız kazılarda kutsal bir yapıya ulaştık. Burada bir boğanın ön yarım heykeli, yine bir boğa başı ve sol elinde nar tutan başı kırık tanrıça heykeli bulduk. Burada ayrıca dinsel törenlerde kullanılan kap ve sunaklar da bulduk. Bu bizim için çok önemliydi.'' Kültepe'de henüz iyi araştırılamamış olan Helenistik-Roma dönemine ait Anadolu topraklarında ilk defa rastlanan bu eserlerin Anadolu Arkeolojisine büyük katkı sağlayacağını belirten Kültepe Kazıları Şeref Başkanı Prof. Dr. Kutlu Emre de, en son 25 yıl önce kazı yaptıkları alanda yeniden kazı çalışmalarına başlandığını kaydederek şunları söyledi: ''Uzun bir aradan sonra Eski Tunç Çağı'na ait kalıntılara ulaşmayı planladığımız alanda kazı çalışmalarına yeniden başladık. Bu bölgedeki kazıların üst tabakalarında Helenistik-Roma dönemine ait katmanlara ulaştık. Burada ele geçirdiğimiz eserler ağırlıkla o dönemde kutsal olduğuna inanılan heykeller. Boğa başları ve tanrı-tanrıça heykelleri bizleri inanılmaz derece mutlu etti. Bu heykeller o dönemin karakterine uygun çok değerli eserler.'' 1948 yılından beri Kültepe'de sürdürülen kazılarda 20 binin üzerinde çivi yazılı kil tablet çıkartıldı. Anadolu topraklarının yazıyla tanıştığı ilk merkez olma özelliğini taşıyan Kültepe'de günümüzden 4 bin yıl öncesinde Asurlu tüccarlar, Mezopotamya'dan getirdikleri değerli malları burada takas gibi yöntemleri de kullanarak satıyorlardı. Anadolu topraklarında sistemli ticareti ilk defa Kültepe'de Asurlu tüccarlar başlatmıştı.
California Ermenileri üzdü

ABD'nin California eyaletinde, sözde soykırımda hayatını kaybeden Ermenilerin yakınlarına hayat sigortası kapsamında ödeme yapılmasını öngören eyalet yasası, federal temyiz mahkemesi tarafından iptal edildi.

ABD'de federal bir temyiz mahkemesi, California eyaletinde 9 yıl önce kabul edilen ve 1915 olaylarında ölen Ermenilerin mirasçılarına, sigorta şirketlerine karşı dava açma yetkisini veren yasayı iptal etti.

California Kongresi tarafından 2000'de kabul edilen yasa, ana hatlarıyla, hayat sigortası yaptırdıktan sonra 1915 olaylarında yaşamlarını yitiren Ermenilerin mirasçılarına, sigorta bedellerini almak için sigorta şirketlerine dava açma hakkını tanıyordu.Söz konusu California eyaleti yasasında, 1915 olaylarının "soykırım" olduğu iddia ediliyordu. Ancak San Francisco kentinde bulunan 9'uncu temyiz mahkemesi, söz konusu California eyaleti yasasını, ABD'nin resmi dış politikasına "anayasa dışı bir müdahale" olarak nitelendirdi ve eyalet yasasının iptaline karar verdi.

Mahkemenin, 1'e karşı 2 oyla aldığı kararda, ABD'nin dış politikasına federal devletin karar verdiği ve eyalet yasalarının bu ilkeyi ihlal edemeyeceği vurgulandı. Kararı kaleme alan yargıç David Thompson, "ABD'de federal devlet, 1. Dünya Savaşı'ndaki Ermeni ölümleri konusunda siyasi anlamlar taşıyan 'soykırım' teriminin kullanılmaması yönünde bilinçli bir karar almıştır" ifadesine yer verdi. ABD'deki Ermeniler ve destekçileri, mahkemenin kararını protesto etti.Davada Ermenileri temsil eden avukat Brian Kabateck, mahkeme kararını "yanlış ve felaket" olarak nitelendirdi. Kabateck, davayı, bir üst mahkemeye götüreceklerini söyledi.

Küçük'e "Öcalan'ın beyni misiniz?" sorusu

Ergenekon'da üçüncü iddianamenin 2 numaralı delil klasörü yayımlandı. İddianamede Prof. Dr. Yalçın Küçük'e, "Öcalan'ın beynimisiniz?" diye soruldu. İşte Küçük'ün cevabı...

Üçüncü iddianamenin 2 numaralı delil klasöründe Prof. Dr. Yalçın Küçük'e, "Abdullah Öcalan'ın beyni” olduğunun, teröristbaşını yönlendirerek PKK örgütünü silahlı eyleme teşvik ettiğinin söylendiği belirtilerek, "Sürekli olarak silahlı terör eylemlerini gerçekleştiren kadın çocuk demeden birçok kişiyi öldüren ve askerlerimizi şehit eden terör örgütü PKK’nın eylemlerinde sizin bir talimatınız ve yönlendirmeniz oldu mu?" soruları yöneltilmiş.

Prof. Küçük ise, bu sorulara ”Ben kimsenin beyni değilim. Ancak benim görüşlerim o kadar çok yayılıyor ki ben Türkiye'nin görüşlerini değiştiriyorum. Ben bu işlere girdiğimde yani diyelim ki Kürtler üzerine tezler yazdığımda çok önceleri silahlar patlamıştı. Ben hiçbir zaman Kürtlerin Türkiye'den ayrılmasını istemedim” diye yanıt veriyor.

PKK'ye hiçbir katkım yoktur

Küçük'e bir soru da "PKK'nin yapacağı eylemlerde strateji belirlemede sizin katkınız nedir?" sorusu. Küçük bu soruya "Hiçbir katkım yoktur. Hiçbir siyasi silahlı eyleminde strateji belirleme gibi bir konumum yoktur” cevabını veriyor. PKK terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'ı

yönlendirmekle de suçlanan Küçük, herhangi bir yönlendirmesi olmadığını açıklıyor. Ben solculuk teorisi üretirim

Küçük'ün "Eli kanlı terör örgütü PKK'nın şu anki konumuna gelmesinde sizin ne şekilde katkınız oldu?” sorusuna verdiği cevap ise "Ben Abdullah Öcalan'nın teorisyeni değilim. Bu konuda bir teori üretmedim. Ancak Türkiye solculuğu için teoriler üretmeye çalışırım. Öbür kısmı benim dışımdadır.” oldu.

Gürültü cinsel hayatlarını etkiliyor
Avustralyalı bir araştırmacı, trafik gürültüsünün, çiftleşmeye hazır erkek kurbağaların baştan çıkarıcı vıraklamalarını bastırarak cinsel hayatlarını mahvettiğini belirtti.
Melbourne Üniversitesi'nden çevrebilimci Kirsten Parris, bir erkek kurbağanın iyi hedeflenmiş, enerjik vıraklamasının, gölete eş çekmek için en önemli silahı olduğunu kaydetti.
Ancak Melbourne'daki trafik gürültüsü ile rekabetin, Avustralya'nın ikinci büyük kentinde kurbağa sayısının azalmasının nedeni olabileceğine dikkati çeken Parris, 2000 yılından itibaren 100'den fazla gölette yaptığı araştırma sonuçlarını şöyle açıkladı:''Çok sayıda farklı erkek sesleri varsa, en iyi duyulan ses genellikle eşini bulur. Erkek kurbağa, çağırma sesine fazla enerji yüklüyorsa (yüksek sesle, hızlı bir şekilde veya uzun bir süre ya da bütün bunların hepsini karıştırarak) çiftleşmeye hazır ve güçlü olduğunu gösterir ve çoğunlukla bunlar dişinin seçimine neden olur.''
Araştırması sırasında, eş arayan erkek kurbağanın sesinin, kent gürültüsü yüzünden etkisini yitirdiğini gördüğünü söyleyen Parris, ''Bu, kurbağaların dişileri cezbetme işini daha da zorlaştırıyor ve böylece üremelerini azaltıyor'' diye konuştu.
Kadınlar tarih kazıyor
Samsun'un Vezirköprü ilçesine bağlı Oymaağaç köyündeki höyükte yürütülen ve Hititlerin dini merkezi Nerik'in izlerini bulabilmek için yapılan kazılarda erkek işçi bulunamayınca, iş köyün kadınlarına düştü.
Gerda Henkel Vakfı, Freie Universitesi, Deutsche Orient-Gesellschaft, Bilkent Üniversitesi, Knödler Decker Vakfı, Dresden Teknik Üniversitesi, Tepe Knauf özel sponsorların desteğiyle sürdürülen Oymaağaç kazılarının bu yılki bölümü kısa süre önce başladı.
Ancak, kazılara başlayabilmek için yeterli eleman bulamayan kazı ekibi, çareyi köyün kadınlarını çalıştırmakta buldu.
Erkeklerin çeşitli bahanelerle çalışmak istememesi üzerine köydek 15 kadını kazı ekibine dahil ettiğini belirten Kazı Başkanı Doç. Dr. Rainer Czichon, ekim ayına kadar sürecek kazıların gidişinden memnun olduğunu söyledi.
Kazıların bu yılki bölümüne başlarken işçi sorunu ile karşılaştıklarını ifade eden Czichon, şunları kaydetti:''Kazılarda çalışacak arkeolog ve diğer teknik ekibin dışında yöreden işçi de çalıştırıyoruz. Ancak bu yıl erkeklerin bazıları başka işi olması, bazıları da çeşitli bahanelerle bizimle birlikte çalışmak istemedi. Biz de erkek işçi bulamayınca, evlerinde oturan bayanları işçi olarak aldık. Başlangıçta tereddüt olsa da sonradan işe alıştılar. Şu anda da sorunsuz çalışıyorlar.'' Kadınların erkeklere göre işlerinde daha titiz olduklarını da belirten Czichon, ''kadın işçiler erkeklerden daha dikkatli ve temiz çalışıyor. Evlerindeki temizlik gibi burada da titiz davranıyorlar'' dedi.
Tarla işi gibiKazıda çalışan kadın işçiler de evde boş oturmaktansa kazılarda çalışmayı tercih ettiklerini belirtti.
''Tarla da çalışmak gibi'' diyen kadın işçilerden bazıları ise merak nedeniyle işe başladığını söyledi.
İşe başladıktan sonra keyif aldıklarını belirten kadın işçiler, ilk kez böyle bir uğraş içinde olduklarını ifade ederek, ''tarlada da toprakla uğraşıyorduk, burada da toprakla uğraşıyoruz'' diye konuştu.Kutsal şehir nerik
Oymaağaç kazılarında Hititlerin kutsal şehri Nerik'in izleri aranıyor. 2006 yılındaki yüzey araştırmaları sırasında bulunan çivi yazılı bir tablet parçasının yöreyle ilgili önemli ipuçları vermesi üzerine başlatılan kazılarda, Hitit krallarının tahta çıkmadan önce gelerek ''gök tanrı''ya ibadet ettiği yer olan Nerik'le ilgili buluntulara rastlandı.
10 yıldan fazla sürmesi beklenen Oymaağaç kazıları, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle Gerda Henkel Vakfı, Freie Universitesi, Deutsche Orient-Gesellschaft, Bilkent Üniversitesi, Knödler Decker Vakfı, Dresden Teknik Üniversitesi, Tepe Knauf ve özel sponsorların desteğiyle sürdürülüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !