BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

14 Haziran 2009 Pazar

HALKEVLERİ

Halk evleri
Halkevleri 1928 sonlarında Mustafa Necati'nin Bakanlığı sırasında halka okuma-yazma öğretmen için "Millet Mektepleri" ve 1930 sonra köylerde halk okuma odaları açıldı. Daha sonraki yıllarda halk eğitimine yönelik Şubat 1932'de halk evleri kuruldu.
Halkevleri 1928 sonlarında Mustafa Necati'nin Bakanlığı sırasında halka okuma-yazma öğretmen için "Millet Mektepleri" ve 1930 sonra köylerde halk okuma odaları açıldı. Daha sonraki yıllarda halk eğitimine yönelik Şubat 1932'de halk evleri kuruldu.Cumhuriyet Halk Fırkası'nın (CHP)'nın 10- 18 Mayıs 1931 tarihleri arasında toplanan 3. Kurultayında, Türk Ocakları'nın işlevini tamamladığı için kapatılarak yerine, Halk evlerinin açılması kararlaştırıldı. Halkevlerinin amaçlarıTürk milletini yeni ülküler etrafında toplamak, halk arasında kültür ve düşünce birliğini sağlamak, Atatürk devrimlerinin benimsenmesini gerçekleştirmek, Cumhuriyetin kültür atılımını yapmak, kır-kent ve köylü-aydın ikiliğini ortadan kaldırmak olarak özetlenebilir. 19 Şubat 1932'de ilk Halkevi Ankara'da açıldı. 1931- 1952 yılları arasında 478 Halkevi (biri Londra'da) 4322 Halkodası açıldı. CHP'nin desteğinde örgütlenen Halkevlerinin çalışmaları, dokuz şube halinde düzenlendi: Dil-Edebiyat, güzel sanatlar, temsil, spor, sosyal yardım, halk dershaneleri ve kursları, kütüphane ve yayın, köycülük, tarih ve müze. Halkevleri 1952'de kapatılıp, 1960'ta tekrar açıldı.Halkın eğitimine ve kültürel gelişmesine yardımcı olmak üzere 19 Şubat 1932’de kuruldu. Ankara'da yapılan açılış töreninde Atatürk teşebbüsün amacını şöyle açıkladı: "Gençlik, gelişen ve yetiştiren bir çalışmanın içinde yaşatılmalıdır. Millet, şuurlu, birbirini anlayan, birbirini seven, ideale bağlı bir halk kitlesi halinde teşkilatlandırılmalıdır. En kuvvetli ders vasıtalarına yetişkin muallim olduklarına malik olmak kafi değildir. Halkı yetiştirmek, halkı bir kitle haline getirmek için ayrıca bir milli halk mesaisinin tanzimini ihmal etmemeliyiz"Halkevlerinin açılması hakkındaki karar C.H.P. genel yönetim kurulunca alındı. Açılacak müesseselerin yönetim ve denetim görevleri partinin il idare kurullarına verildi. 1951 yılında kuruluşa tüzel kişilik kazandırmak ve bunun o tarihte muhalefete geçmiş olan C.H.P. ile ilişkisini kesmek amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan bir tasarı, tartışmalar sırasında mahiyet değiştirdi ve halkevlerinin kapatılmasını, her türlü menkul ve gayrimenkul varlıkların hazineye intikal ettirilmesini öngören 5830 sayılı kanun kabul edilerek gereği yerine getirildi.
Tüketmeye Değil, Haklarımızı Almaya Çağırıyoruz… EVE KAPANMIYORUZ, SOKAĞA ÇIKIYORUZ! Halkevleri Basın Merkezi29 Mayıs 2009 TOBB, TESK, TİSK, TÜSİAD, MÜSİAD, TİM, Hak-İş, Türk-İş, Kamu-Sen bir araya gelmişler, hep birlikte bağırıyorlar; “kriz varsa çare de var!” “Üretim değil tüketim” esasına göre kurulu Neoliberal sistemin aktörleri; sermaye örgütleri ve onların sarı sendikaları işçi işveren el ele söylemiyle “Kriz varsa çare de var - Eve kapanma Pazara Çık” diyerek kampanyalar başlatıyorlar. Tüketimi artırın piyasayı canlandırın ki karlarına kar katsınlar. İşsiz kalırım diye korkmayın, tüketimi artırın ki sermaye daha fazla kar etsin. Paranız yoksa kredi kartınızla harcayın. Daha fazla borçlanın ki sermaye kazansın, kar düzenleri sürsün. Gün, ülkenin gerçek sahiplerinin; işçilerinin, işsizlerinin, gençlerinin, kadınlarının, kamu çalışanlarının ve onların gerçek örgütlerinin sermayenin krizinin yarattığı toplumsal yıkım karşısında sözlerini birlikte daha güçlü, daha kararlı haykırma günüdür. Bu beyefendilere hatırlatmamız gerekiyor; Aktörü olduğunuz neoliberal sistem dünyada çöktü. Bu kriz bizim krizimiz değil. Kendi krizinizin faturasını bize çıkaramazsınız. Bizleri işsizliğe, açlığa ve yoksulluğa mahkum edemezsiniz. Onların kar derdi bizim hayat kavgamız var. Onlar karlarından zarar etmek istemiyorlar. O yüzden işten atıyorlar. O yüzden işsizlik fonlarına el koyuyorlar. O yüzden bizleri sigortasız-güvencesiz çalıştırıyorlar…. Ücretlerimizi düşürüyorlar… daha ucuz çalıştırmanın yollarını arıyorlar… Ülkede gerçek işsiz sayısı 6 milyon 471 bine ulaştı. Ülkede her 7 aileden biri yardımlarla geçiniyor. Bizler, kredi kartı borçlarını ödeyemez hale gelirken büyük oranda yabancılaşmış bankalar kar rekorları kırıyorlar. AKP hükümetinin krize karşı önlem paketlerinden ise sermayeye vergi indirimleri, ÖTV indirimleri, teşvikler, banka borçlarının % 60’ını üstlenen kredi garanti mekanizmaları çıkıyor. Yaşam hakkımız tehdit altında! Bizi kamusal haklarımızdan yoksun bıraktınız. En yaşamsal ihtiyaçlarımızı pazarda alınıp satılan bir mal haline getirdiniz. Şimdi de işsiz bırakıyorsunuz. Bizim katlarımız, yatlarımız, bankada birikmiş paralarımız yok. Dahası emeğimizden başka satacak bir şeyimiz de yok. Devlet, bu topraklarda yaşayan insanların yaşam haklarından sorumludur. Bu nedenle, insanca yaşam hakkımızı istiyoruz. Bunun için; TOPLUMSAL YIKIMA KARŞI ŞARTLARIMIZ VAR! İnsanca çalışma hakkımız var! Herkese insan onuruna yaraşır bir iş sağlansın. İşten çıkarmalar yasaklansın. Tüm işsizlere kamuda istihdam sağlansın. Tüm kadınlara sosyal güvence ve asgari geçim ödeneği sağlansın. İşsizlik fonu işsizler içindir, sermayeye peşkeş çekilmesin. Üretim araçlarının patronlarca kaçırılması ya da işçilerin onayı olmadan taşınması engellensin. Üretimi durdurulan işletmelere tüm varlıklarıyla birlikte kamu tarafından el konulsun. Tarımsal üretim desteklensin, devlet tek alıcı olsun, beslenme hakkı güvence altına alınarak açlık tehlikesi bertaraf edilsin. İnsanca yaşama hakkımız var. Temel kamusal hizmetler yaşamsal ihtiyaçlar ölçüsünde ücretsiz hale getirilsin. Borçla yaşamaya mahkum edilen halkı soyan fırsatçılar engellensin. Her haneye 18 m3 su, 140 m3 doğalgaz, 230 kw saat elektrik ücretsiz verilsin. 06.00-09.00 ve 17.00-21.00 saatleri arasında ulaşım ücretsiz olsun. Okullarda para toplanmasına son verilsin, eğitim parasız hale getirilsin. Hastanelerde, tüm sağlık birimlerinde sağlık hizmetlerinden para alınmasın. Hiç kimse "kentsel dönüşüm" adı altında evinden atılmasın, devlet halkın barınma hakkını güvence altına alsın. Borçla yaşam son bulsun, kredi kartı, esnaf ve çiftçi kredisi borç faizleri silinsin. Bu talepler için işçiler, işsizler, gençler, kadınlar ve çocuklar için “yaşam” hakkımıza gasp eden politikalar karşısında; ŞARTLARIMIZ İÇİN EVE KAPANMIYORUZ, SOKAĞA ÇIKIYORUZ! Halkevleri olarak ülkemizin dört bir yanında halkın en temel ihtiyaçları için hak mücadelelerini büyütüyoruz. Mahallemize, evimize, hastanemize, okulumuza, suyumuza, işimize, aşımıza sahip çıkmak üzere; sadece pazara değil, caddelere, sokaklara, meydanlara çıkıyoruz!... Taleplerimiz bütün toplumsal kesimler için tartışma götürmez acilliktedir. Olmazsa olmaz “ŞARTLAR”ımızdır. Bunlar pazarlık konusu yapılamaz taleplerdir. Halkevleri, egemenlerin krizinin yarattığı toplumsal yıkıma karşı mücadele programını Haziran ayında ülkenin dört bir yanından illerden gelen 10’ar temsilciyle Ankara’da gerçekleştireceği “10’lar Krize Karşı Halkın Şartları İçin Yürüyor” eylemiyle başlatacak. Bu ülkenin emekten ve demokrasiden yana tüm güçlerini, saldırılarını azgınlaştıran ve adeta toplumla alay eden sermaye ve yandaş sendikal örgütlerinin karşısına emekçilerin ve ezilenlerin ortak mücadelesini yaratmaya çağırıyoruz. Şimdi tüm ilerici ve emekten yana güçlere büyük bir iş düşüyor. Halkevleri, üzerine düşen görevi yerine getirmek üzere yürümeye devam ediyor. Ezilenlerin ve yoksulların emekten yana mücadelesini büyütmek üzere tüm yol arkadaşlarımızı, mücadele kardeşlerimizi ortak mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz.

Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !