BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

13 Ağustos 2009 Perşembe

VEKİL OĞLU

Vekil oğlu TTK’ya bina satışında aracı olmuş
CHP’li Kılıçdaroğlu, 2.5 milyon YTL bedelli katın, Türk Tarih Kurumu’na satışına Ak Parti’li Dinçer’in oğlunun aracılık yaptığını ortaya çıkardı CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Kızılay’da 2,5 milyon YTL bedeli olan katın, Türk Tarih Kurumu’na (TTK) satışına Ak Parti Van Milletvekili İkram Dinçer’in 26 yaşındaki oğlu Mehmet Akın Dinçer’in aracılık yaptığını ortaya çıkardı. Kılıçdaroğlu, geçen aylarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sorularına dün bir yenisini daha ekledi. Daha önce “Serdar Kepenek, Ekrem Tosun, Hasan Dağcı, Halim Sudaş gibi isimlerin kim olduğunu” soran Kılıçdaroğlu, bu kez dün İstanbul’da İETT’yle ilgili iddialarını açıkladığı basın toplantısını şu soruyla bitirdi: “AKP Van Milletvekili İkram Dinçer, Türk Tarih Kurumu’na kaç kez ve niçin gitti? Sayın Dinçer’in TTK’ya ilgisi tarih merakından mı, yoksa başka işlerden mi kaynaklanmaktadır?”Milliyet, Kılıçdaroğlu’nun hakkında soru yönelttiği milletvekili İkram Dinçer hakkında araştırma yaptı ve oğlu Mehmet Akın Dinçer’in, TTK’nın Kızılay’da kütüphane yapmak üzere satın aldığı işyerinin satışına kat sahibi tarafından verilen vekâletle aracılık yaptığını öğrendi. Bu bilgiyi Kılıçdaroğlu da doğruladı ve belgeleri Milliyet’le paylaştı. İşte milletvekilinin oğluyla TTK arasındaki ticari ilişkiye ilişkin tarafların anlattıkları...‘Bedel çok yüksek’TTK’nın Kızılay’da çok yüksek bedelle bir kat satın aldığını ve bu satışa milletvekilinin oğlunun aracılık ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:“Kurum Ankara’da bir yer satın alıyor. Ancak çok yüksek bir bedelle. Vekilin oğlu da bu işin içinde. İkram Bey’in oğlu, zemin kattaki yeri satan kişiden aldığı vekâlette satış işlemini üstleniyor. Ancak satın alınan yerin bedeli öylesine yüksek ki, kurum içerisinde kurulan komisyondaki üyeler dahi satışa muhalefet ediyorlar, şerh koyuyorlar, ‘Burası alınamaz’ diyorlar. Ancak kurum başkanı buna rağmen bu katı satın alıyor. Anladığımız kadarıyla kuruma siyasi baskı yapılıyor. Bu olaya imza atmamış olanlar da kurum içerisinde neredeyse cezalandırılan konuma getirilmişler.”Dinçer: “Bir çay içtik”Ak Parti Van Milletvekili İkram Dinçer ise, “Kemal Bey ajan mıdır, TTK’ya gittiğim doğrudur ama gittiğim yerleri mi takip ediyor?” diyerek tepki gösterdi. Dinçer, konuyla ilgili sorularımızı ise şöyle yanıtladı:“Başkan bey çok özel bir insan, tanışıyorum. Niye gittiğimi söyleyeyim. Kızılay’da bir işyeri bulmuş, kütüphane yapacakmış. Oğlumun da birlikte olduğu bir firmanın işyeri. Ali Bey oğlumun yetkili olduğunu öğrenince bizi aradı, ‘Ya bu fiyatlar bizi aşıyor, senin bir katkın olur mu, bir çay içsek’ diye aradı. İşte öyle bir çay ikramı söz konusu oldu. Sonradan öğrendim ki orayı almışlar, benim oğlumun da ciddi bir katkısı olmuş. Ancak kendisine verilen fiyatlarda aşağıya çok çekmiş, kârı sıfır noktasına çekmiş”TTK Başkanı Prof. Dr. Ali Birinci ise, sekreteri aracılığıyla verdiği yanıtta “İkram Dinçer Van milletvekilidir, oğlunu da tanımam. 31.10.1991’de Prof. Dr. Yaşar Yücel döneminde alınan bir yönetim kurulu kararına göre satın alındı, gerekirse belgeyi gösteririm ancak şu anda konuşamam” cevabını iletti.
Milletvekilinin oğlu Mehmet Akın Dinçer, TTK’ya, satış vekâletini aldığı katı 2.5 milyon TL’lik yüksek bir bedelle sattı. Başkan kararıyla satın alınabilirKanuna göre, TTK’nın bir yer satın alabilmesi için öncelikle kurum içinde kurulan tespit komisyonunun onayı gerekiyor. Bu komisyon fiyat araştırması yapmakla da yükümlü. Eğer gerçek bedelin üzerinde bir teklif tespit ederse, satışı onaylamıyor, karara şerh koyuyor. Ancak kurumun başkanı sorumluluğu üzerine alarak satış işlemini gerçekleştirebiliyor. Her iki durumda da, satış Başbakanlık onayı ile hayata geçebiliyor. Satış yeri planı vardıEski TTK Başkanı Yusuf Halaçoğlu, “Benim bu satın almadan haberim yok. Ancak Kızılay’da bir satış yeri alıp, tüm kurumların kitaplarını satış yapma isteğimiz vardı. Ancak yürürlüğe koymamıştık” dedi.
"Yasa dışı iş yapmak için kime güveniyorlar"
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ''Yasa dışı iş yapmak için kime güveniyor bu adamlar. Benim belediye başkanım orada. Benim belediye başkanım böyle bir yolsuzluk yapsaydı Ergenekon'dan içerideydi şimdi'' dedi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Havsa İlçe örgütünce düzenlenen dayanışma yemeğinde, AKP'nin bir rant partisi olduğunu söyledi. AKP'nin halkın partisi olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:''Eğer, milyonlarca insanın aç yattığı Türkiye'de, AKP, Sayın Başbakan, onun bakanları o gece rahat uyuyorlarsa bilin ki o artık halkın hükümeti değildir. Rantın hükümetidir onlar. Rantı destekliyorlar. Rant yandaşlarıdır onlar.'' İstanbul Büyükşehir belediyesinin 350 otobüs aldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:''İhale yapılıyor otobüsler Almanya'dan alınmak için. En son Danıştay da 2009 yılında iptal etti. Bu ihale yapılamaz diye.. Ama bunlar Recep Tayyip Erdoğan'a güvendikleri için yargı ne derse desin ben gider o otobüsü Almanya'dan alırım dediler ve aldılar. Türkiye, Avrupa'nın en büyük otobüs üreten bir ülkesi. Yunanistan'daki otobüslerin yüzde 40'ı Türkiye'de imal edilmiştir. İspanya'da, işçiler, otobüslerin İspanya'dan alınması için mücadele ettiler ve otobüsler İspanya'dan alındı. Biz gidip Almanya'dan alıyoruz. Bizim işçiler işsiz kalıyor biz gidip Almanya'dan alıyoruz. Yargı iptal ediyor bu kararı yine Almanya'dan alıyoruz. Kime güveniyor bu adamlar. Yasa dışı iş yapmak için kime güveniyor bu adamlar. Benim belediye başkanım orada. Benim belediye başkanım böyle bir yolsuzluk yapsaydı Ergenekon'dan içerideydi şimdi. Ben size sormak istiyorum. AKP'nin yasa tanımazlığı, AKP'nin kul hakkı yiyen felsefesini biz millete anlatmazsak yanlış yapmış oluruz. Kul hakkı yemek, asla ve asla hiç bir toplumun hakkı değildir. Tanrı bile her türlü ceza ile gelirsin ama kul hakkı ile önüme gelme diyor. Bunların Müslümanlığı da şüpheli. Kul hakkı yiyen adamın ben Müslümanlığından şüphe ediyorum. Samimi olarak söylüyorum ben bunu. Hem gideceksiniz fakir fukaranın hakkını yiyeceksiniz, onun fakirliğini sömüreceksiniz, ondan sonrada ortaya çıkacaksınız ben millete hizmet ediyorum.. Sen kendine hizmet ediyorsun, millete değil.''Türkiye'de din ve ırkın siyasetin içinde olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:''Bu iki alanın etkisinde kalanlarda akıl tutulması vardır. İnsanlar etnik kimlikleri ile insandır ve başımızın tacıdır. İnsanları inançları ve etnik kimlikleri ile seveceğiz. Ama insan olduklarını unutmayacağız. Eğer bir insan açsa, onun inancı ve etnik kimliği önemli değil. Bizim görevimiz onun açlığını gidermektir. Eğer onun açlığını gidermek için etnik kimliğine ve inancına bakarsak yanlış yapmış oluruz, görevimizi yapmamış oluruz. Bu iki alana politikacı giremez. İnançlarda Allah ile kulun arasına girmeye kim yetki verdi. Böyle bir şey yok Müslümanlık da. Bu alanı bir takım insanların eline bırakmayacağız. Onlardan çekip alacağız. İnsanların inançlarına saygı göstereceğiz ve diyeceğiz ki inançlarınla başımızın üstünde yerin var.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !