BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

11 Haziran 2009 Perşembe

AHMET TELLİ ŞİİRLERİ

Anısı Biz Olalım Bu Sokakların
Anısı biz olalım bu sokakların öpüşmediğimiz tek saçak altı hiçbir otobüs durağı kalmasın Biz yürüyelim kent güzelleşsin gürültüsüz sözcükler bulalım yeni sevinçlere benzeyen Biz gelince bir yağmur başlar yüzün çizilir buğulanan camlara bir uzun karatma biter akasyalar köpürür birdenbire ve her avluda adınla anılan çiçekler sulanır akşamüstleri Bir arkadaş evinde uğrarız yolüstü bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi başını sessizce omzuma koyarsın gülüreyhan olur soluğun Biz kalırız kuşlar dönüp gelir her balkonda bir menekşe sesi Belki yeniden güzelleştiririz adları değiştirilen parkları perdeleri hiç açılmayan evlerde ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur tanıdık sevinçlerle dolar yeniden kendi sesini kemiren alanlar Anısı biz olalım bu sokakların ve hiç durmadan yağmur yağsın Biz gürültüsüz sözcükler bulalım sarmaşıklar fısıldaşsın yine Gidersek birlikte gideriz yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen
Anladım
Bulutları düşünüyorum, kuşları ve aşkıTarihleri var da onların, hatta anılarıVatanları olmadı hiç bir zaman, ki onlarAyışığına karıştılar yeryüzünden göçerekVe bırakarak metal bir uygarlığı gerideAnladım ayaklarımın altındaki dünya değilÇocuk sevinçleri, ipinden koparılmış uçurtmalarBulutu ve suyu izliyor soluk bir sonsuzlukAnladım yüreğimdeki rüzgarla sürükleniyorumÜşüdüğümü unutuyorum, yalnızlığımı daYasaksa artık bu ülkeden çıkmamızVatansız olduğumuzu bilelim diyedirMayınlayarak ömrümüzün kalan kısmınıAnladım vatansızlıktır bir şaire yakışan.
Bekle Beni
I Bekle beni küçüğüm umudu karartmadan sevinci yitirmeden bekle döneceğim bir gün elbet bekle beni Bahar geldiğinde kırlara çıkacaksın dizboyu otlar üstünde koş koşabildiğince ve sakın yitirme neşeyi Kırların sessizliğinde yüreğinin sesini dinle ve orada benim için küçücük bir yer ayır ve bekle beni küçüğüm Doğa pervasızdır biraz bakarsın en olmaz yerde masmavi bir su fışkırır ve suyun ışıldayan göğsünde sevincin nilüferleri Bahar şaşırtmasın seni sırtüstü uzan bir gölgeye suların, kuşların sesini dinle ve bekle beni orada döneceğim küçüğüm II Mapusane türküleri hüzünlüdür biraz belki her dinleyişinde yüreğin burkulmakta için sızlamaktadır Ama acılara alışılmaz birşeyler var değişecek birşeyler var değiştirmemiz gereken önce acılardan başlanacak Beş on yıl dediğin pek kolay geçmeyebilir üstelik bu savaş bu kahredici kıyım bitmeyebilir daha uzun süre Ama sen sahip çıkarak yaşama ve sevince bekle beni küçüğüm acılar bitecek bir gün sevgiler çiçek açacak Mapusane türküleri hüzünlüyse de biraz yüreğin burkulmasın için sızlamasın sakın ve bekle beni küçüğüm III Kış kıyamet bir gün bakarsın çıkıp gelmişim varsın azgınlaşsın tipi ve uğuldayadursun dışardaki rüzgâr Sakın şaşırma küçüğüm üşümüş bir serçe gibi titremesin ellerin apansız çıkıp geleceğim kış kıyamet de olsa bir gün Uğuldayan bu rüzgâr bu delice yağan kar ürkütmesin seni direnmektir artık bekleyişin öbür adı Sen türküler söyle ve gülümse küçüğüm çünkü sesinin ırmağıyla yeşerecek hasretin bozkırları Bekle beni küçüğüm umudu karartmadan sevinci yitirmeden bekle döneceğim bir gün elbet bekle beni küçüğüm
Gidersen Yıkılır Bu Kent
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da giderBir nehir gibi susarım yüzünün deltasındaYanlış adreslerdeydik, kimliksizdik belkiSarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklarBiz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardıÜşür müydük nar çiçekleri ürperirkenGidersen kim sular fesleğenleriKuşlar nereye sığınır akşam oluncaSessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunuSustuğun yerde birşeyler kırılıyorBekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsunAdını yazıyorum bütün otobüs duraklarınaÖpüştüğümüz her yer adınla anılıyorBir de seni ekliyorum susuşlarımaSelamsız, saygısız yürüyelim sokaklarıBelki bizimle ışıklanır bütün varoşlarGeriye mapushaneler kalır, paslı soğuklarAdını bilmediğimiz dostlar kalır yalnızYüreğimize alırız onları, ısıtırızGardiyan olmayız kendi ömrümüze her akşamGidersen kar yağar avuçlarıma, üşürsünBir ceylan sessizliği olur burda aşklarFiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarındaDurmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetlerVe ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerdeMenekşeler, nergisler yerine kuş ölüleriBir su sesi, bir fesleğen kokusuŞimdi uzak yangınları anımsatıyor genç ölülere artıkBulvar kahvelerinde arabesk bir dumanSis ve intihar çöküyor bütün birahanelereBu kentin künyesi bellidir artık ve susuşunİsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyimSokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsınDevriyeler basıyor karartılmış evleri yineGidersen yıkılır bu kent, kuşlar da ölürBir tufan olurum sustuğun her yerde.
Halâ Koynumda Resmin
Sımsıcak konuşurdun konuşuncaırmak gibi, rüzgâr gibi konuşurdunyayla kokuşlu çiçekler açardı sankiçiğdemler güller mor menevşeler açardıSımsıcak konuşurdun konuşunca Halâ koynumda resminDağları anlatırdın ve dostluğubir ceylan gibi sekerdi kelimelerSesini duymasam çölleşirdi dünyadağlar yarılır ırmaklar kururdubulutlar çökerdi yüreğime Halâ koynumda resminGün akşam olur elinde kitaplarve bir demet çiçekle çıkıp gelirdinbir kez bile unutmadın 'merhaba' demeyive en yanık türküleri nasıl da söylerdinbir dostun vurulduğu gün Halâ koynumda resminKaç mevsim kırlara çıkıpçiçekler topladık mezarlar içinBelki ürküttük tarla kuşlarınıbelki kurdu kuşu ürküttükama aşkı ürkütmedik hiç Halâ koynumda resminVe halâ sımsıcak durur anılarsımsıcak ve biraz boynu bükükNe varsa yaşanmış ve paylaşılmışyasak bir kitap gibi durmaktadırve firari bir sevda gibi Şimdi duvarlarda resmin.

Kainat-ı Evren
evrenyalnızlıktan da küçükmüşdüşlermiş asıl sonsuz olan.evrenumutlardan da küçükmüşmutsuzluk daha büyükmüş meğer.evrensekizinci renge sarınanmetaforlarmış meğer.evrenhiçlikten de küçükmüş meğeryaşamı ve ölümü ezberleyecek kadarmışevrenküçük bir okyanusmuş meğerkıyısında yelkenliler batan.
Kayıp Adresteki
Sen dostumdun benim, gülünce güneşler açardı
Su gibi azizdin, yurdumdun, alnında ateşler yanan
Işıklı bir ırmak gibi aktığımız o uzun yürüyüş
Dana dünkü sanki, her patlayan sağanak bunu anlatır
Fabrika düdükleri bunu anlatır bana her vardiyada
Hazırladığımız ilk taş baskısı afişi anımsar mısın
Bükülüp giden kent sokaklarını, fabrika önlerini
Sonra kitapları (kokuları hala burnumda onların)
Hangi mayısta taşıdık kentlere küllerin rengini
Gerçi gülistan olmadı ömrümüz, gam değil
Belki tanırdın ilk vurulanı, o gün hiç ağlamadık
Hayır ağlamadık, çıldırdık o gün çıldırasıya
Adını çocuklarımıza verdik onun, çoğaldı
Mezarlar çoğaldı o günden sonra, yetişmedi bize
Öldürülecek kadar büyümüştük, öyle demişlerdi
Ve hayat öylece akıp durdu işte, akıp duruyor
Kimilerinin bakışlarına yine karlar yağmış
Saçları dumanlı bir geçit sanki, dudakları lâl
Kitap yakanlar eksilmiyor, şu uçuşup duran
Kırlangıç ölülerini görüyor musun kentin üstünde
Sen dostumdun benim, gülünce güneşler açan
Bulutlara, rüzgara asarım suretini her akşam
Her akşam bir mektup yazarım dağlar kadar
Kayıp bir adresten geliyor sesin şimdi, üşüyorsun
Unutma dostumsun sen, neredeysen orada ölmek isterim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !