Dünyanın ilk programlanabilen insansı robotunun iddia edildiği şekilde Leonardo da Vinci’ye değil Cizreli El-Cezeri’ye ait olduğunu öğrendikten sonra El-Cezeri hakkında daha fazla şey öğrenmek istedim.
Cezeri’nin asıl adı, Ebü’l-İzz bin İsmâil bin Rezzaz’dır. Fakat Dicle ile Fırat arasındaki Cezire (Cizre) bölgesinde hayata merhaba dediği için dünya onu El-Cezeri olarak tanımıştır. Kesin olarak bilinmemekle beraber 1136–1206 yılları arasında yaşayan Cezeri, pek çok buluşa imza atan büyük bir dahidir.
Cezeri, Artuklu Türkler’in hükümdarı Mahmud bin Mehmed’e bir robot sunmuş. Hükümdar bu robotu görünce hayretler içinde kalmış ve şöyle demiş:
“Benzeri görülmemiş araçlar vücuda getirmişsin. Seni yoran ve kusursuz bir şekilde yapılan bu eserler yok olmasın. Bin bir zahmetle ortaya çıkardığın bu araçlar kaybolup gitmesin. Benim için, bu araçları toparlayan ve resimlerini ihtiva eden bir kitap yazmanı istiyorum.”
Ve o kitap yazılmış: Kitâb-ül-Câmi Beyn-el-İlmi vel-Amel-in-Nâfî fî Sınâat-il-Hiyel (Makine Yapımında Yararlı Bilgiler ve Uygulamalar)
Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesinde yer alan kitabın bir nüshası tıpkıbasım şeklinde flash formatında sanal ortama aktarılmış.
Bu değerli yapıt, 1974 yılında Donald R. Hill tarafından Al-Jazari’s Book of Knowledge of Ingenious Mechanical Devices adıyla İngilizceye çevrilirken, maalesef ancak 2002 yılında Türk Tarih Kurumu Yayınları tarafından Türkçemize kazandırılmıştır.
6 bölümden oluşan Kitab-ül Hiyel, otomatik kuşlar, otomatik yüzen kayık, birbirine şerbet ikram eden iki adam, iki bölümlü testi (bugünkü termos), su çarkı kepçe mekanizması, motor-kompresör mekanizması ile ilgili pek çok şekil barındırıyor. Kitabın içeriğindeki tüm şekilleri Cezeri bizzat çizmiş ve renklendirmiş.
Kitapta yer alan ve otomatik olarak çalışan 300 araçtan bazı örnekler vereyim.
Filli Su Saati:Karmaşık bir işleyişi olsa da basite indirgeyerek şöyle anlatayım; ilk yarım saatte sağdaki şahin ağzındaki topu sağdaki yılana bırakır. Daha sonra yılan topu vazoya koyar. Fil sürücüsü balta ile filin başına vurur. Top filin göğsünden çıkıp, karnında asılı duran çana düşünce ses çıkar ve yarım saat geçtiği anlaşılır. Kalan yarım saatte ise aynı olaylar düzeneğin sol tarafında cereyan eder ve bir saat geçmiş olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder