BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

25 Eylül 2009 Cuma

BASKI TOPLUMU

"Baskıyla demokratik toplum olmaz"
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Kürt açılımı sürecine ilişkin söylediği ''Hazmede hazmede, hazmettire hazmettire bu süreci devam ettirmemiz lazım'' sözlerine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, ''Baskıyla hazmettirmeye kalkarsanız o toplum demokratik toplum olmaz'' dedi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu,Türkiye İşçi Emeklileri Derneği (TİED) Genel Başkanı Kazım Ergün'ü derneğin genel merkezinde ziyaret etti. Görüşmenin ardından Kılıçdaroğlu ve Ergün basın açıklaması yaptı.
TİED'in Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Sayın Ergün'e bayramda bir kart atmıştım. Oraya da bir not düşmüştüm, 'Sesinizi biraz yükseltin' diye. Fakat Başkan bu kartı almadan bazı medya kuruluşlarının eline geçmiş. Başkan 'Biz bu kartı almadık' dedi. Ben de 'Kabul ederseniz ben geleyim medyanın önünde aynı şeyleri söyleyeyim' dedim'' sözleriyle ziyaret nedenini anlattı.
Emeklilerin AKP iktidarı tarafından ikinci sınıf yurttaş durumuna getirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, emeklilere milli gelir artışından pay verilmemesinin kanunla hükme bağlanmasını eleştirdi.
Emekli aylıklarına yapılan yüzde 1,83'lük zammın ardından temel ihtiyaç maddelerine, suya, elektriğe, doğalgaza, akaryakıta da zam yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Emekli sesini çıkarmayacak mı? Hem emekliyi ikinci sınıf yurttaş konumuna getireceksiniz hem de emekliye verdiğiniz 1,83 zammı, yaptığınız yüzde 200, 300, 500 oranında zamlarla emeklinin cebinden çekip alacaksınız. Hastaneye giderken de ayrıca katkı payı ödemesini isteyeceksiniz. 9 milyon emekli... Sonuç, Türk-İş'in verilerinden yola çıkarak söylüyorum, 7 milyon 172 bin 983 işçi, çiftçi ve esnaf emeklisi açlık sınırının altında kaldı.
Emeklilerin bilinçlenmesi, kendilerine bu zulmü reva gören iktidardan da bunun hesabını sorması gerekir. Bu nedenledir ki emeklilerimizin her zamandan daha fazla seslerini biraz daha gür çıkarmaları gerekiyor. Bu zamlardan sonra herhalde emeklilerin sesi de çıkamayacak diye endişeye kapıldım. O nedenle dedim ki (Sayın Başkan sesinizi biraz yükseltin).''
Kılıçdaroğlu, ''yandaş medya kuruluşlarının bu sözlerini yayınlamayacağını'' belirterek ''Çünkü onlar gerçeği iktidarın gözünden görüyorlar. Gerçek farklıdır'' dedi.
Emekliye, işçiye, memura, alın teriyle geçinen kişilere katkı veren iktidarlara saygı duyacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Ama emekliyi ikinci sınıf yurttaş görüp, yaratılan katma değerden bile pay vermeyi yasal olarak yasaklayan bir siyasal iktidara emeklilerin (dur) demesi lazım. Bu nedenle emekli arkadaşlarımın seslerini biraz daha gür çıkarmaları gerekiyor'' diye konuştu.
''Muhalefeti teker olarak görüyorlar"
Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, demokratik açılıma ilişkin söylediği ''Hazmede hazmede, hazmettire hazmettire bu süreci devam ettirmemiz lazım'' sözlerinin hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bir ay önce ''Türkiye'nin süratle örtülü faşizme doğru gittiğini'' söylediğini hatırlattı.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Medya üzerinde kurulan baskılar, toplumun yoksullaştırılması, demokrasi diye hukuk dışı yargılama sürecinin AKP destekli olarak götürülmesi gibi pek çok olay Türkiye'de büyük ölçüde demokrasinin askıya alındığını gösteriyor. Sayın Başbakan, söyleminde adeta bunu kanıtlıyor. 'Hazmettire hazmettire, bastıra bastıra biz bunu yapacağız' diyor. Hani bu Başbakan demokrattı, hani demokrasi istiyordu? Topluma baskıyla bir şeyleri hazmettiremezsiniz. Baskıyla hazmettirmeye kalkarsanız o toplum demokratik toplum olmaz. O rejimin adına da siyasal bilimciler faşizm diyor. Türkiye de bu sürece doğru gidiyor. Sayın Başbakan ya cama bakmadan konuştu veya camda bu yazılmadığı için içinden geleni söyledi. O içinden gelen de zaten düşündüğü şeydir. Sayın Başbakan demokrasiyi içine sindirmiş değil'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye ile Ermenistan arasında parafe edilen protokolün TBMM'ye geleceğinin hatırlatılması üzerine, parafe edilen bir sözleşmenin parlamentoda nasıl görüşüleceğini merak ettiklerini söyledi. Siyasi parti liderlerinden ya da değişik çevrelerden en azından daha önce görüş alınabileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bu yapılmadı. Bir oldu-bitti ile her şey yönetilmek isteniyor. AKP, 'Her şeyi en iyi ben bilirim, ben karar veririm' diyor. Ama işine gelmediği, toplumsal tepki olduğu zaman da 'Muhalefet de bize destek versin' diyor. Yani muhalefeti yolda, arabada giderken bir teker olarak görüyor, algılıyor. Eğer bir yerde aksama olur tekerin biri patlarsa muhalefet gelip buraya destek versin diye'' diye konuştu.
''Bugün dünyanın sayılı zengin başbakanlarındansa..." Başbakan Erdoğan'ın ABD'deki bir konuşmasında çocukluğunu anlattığının anımsatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Küçük Tayyip'e aynen katılıyorum. Ayakkabıları yırtık olan, Rize'nin bir köyünde, baba çok varlıklı değil. Bir anlamda benim çocukluğumu anlatan bir öyküydü. Belki de benim kuşağımdaki pek çok çocuğu anlatan bir öyküydü o. Ama o öykünün sahibi olan Başbakan, etrafı çift duvarlarla çevrili, Kısıklı'da kendisine yer yapmamalıydı. Eğer bir başbakan bugün dünyanın sayılı zengin başbakanlarından birisiyse o başbakan o konuşmayı da yapmamalıydı. Çünkü o konuşmanın sonucu bu soruları da gündeme getiriyor.''
Kendisinin, Başbakan Erdoğan'dan çok daha uzun süre kamuda çalıştığını, çok daha yüksek ücretler aldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, mal varlığını kendi internet sitesinde yayımlayabildiğini, kendisinin ya da çocuklarının hiçbir zaman değeri 1 milyon doları aşkın bir villanın sahibi olmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, ''O konuşmayı yapmasını bizim çocukluğumuzu hatırlatmasıyla beraber kendisi açısından bir talihsizlik olarak görüyorum'' dedi.
Kılıçdaroğlu, koruculuk sisteminin kaldırılmasıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken de bu sistemin aşamalı olarak, sosyal yapıyı bozmadan kaldırılmasının parti programlarında yer aldığını vurgulayarak, AKP'nin bu sürece yaklaşmış olmasının kendilerini memnun edeceğini ifade etti.
''Anayasal hak çiğnendi"
TİED Genel Başkanı Ergün de Kılıçdaroğlu'nun Ramazan Bayramı dolayısıyla gönderdiği tebrik kartının kendilerine ulaşmadan haber olmasıyla ilgili sorular üzerine, ''Böyle bir tebrik almadık. Üzücü tarafı, bizim kurumumuza gelen bir tebriğin kurumumuza ulaşmadan bir başka yerde haber olarak çıkması. Bu, insanın anayasal hakkının çiğnendiği bir durum'' dedi. Kılıçdaroğlu'nun, tebrik kartını posta yoluyla gönderdiğini söylemesi üzerine Ergün, ''Bunu kim yaptıysa hangi kişi, hangi postacı, hangi kurum yaptıysa çok yanlış'' dedi.Kılıçdaroğlu da, ''Onu haber yapan medya benim ziyaretimi de hızlandırmış oldu. Onlara da teşekkür ediyoruz'' dedi.
25 Eylül 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !