Cumartesi Anneleri: Yüzünüzü kayıplara dönün bu ayıptan kurtulun
Kayıp yakınlarının akıbetini sormak için 216. kez oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, hükümete 'Yüzünüzü kayıplara dönün bu ayıptan kurtulun' çağrısında bulundu.Cumartesi Anneleri'nin kayıplarının akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı'nda yaptıkları oturma eylemi 216. haftasında da devam etti. Cumartesi Anneleri, 17 Mayıs Hasan Ocak'ın kaybedilmesinin ardından cesedinin bulunmasının yıl dönümünde başlattıkları eylemde bu hafta Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç için oturdu. Anneler ellerinde kayıp yakınlarını fotoğrafları ile karanfiller taşıdı. DTP Eşbaşkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de annelere destek verdi.'Kürt sorununa duyarsız kalmamanın bedelini ağır ödedi'Oturma eyleminde konuşan Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak, destek veren herkese teşekkür etti. Ocak'ın ardından konuşan kayıp yakını Hanefi Yılmaz, güvenlik güçlerinin cezasız kalmasına dikkat çekerek, 'Bizi değil kaybedenleri yargılayın. Başbakan bizlerler bir araya gelerek bu ayıptan kurtulmak için çözüm bulmalı. Adalet bakanı gelip bizden özür dilemeli' dedi. Yılmaz, hükümete 'Yüzünüzü kayıplara dönün ve bu ayıptan kurtulun' çağrısı yaptı. Yılmaz'ın ardından Rıdvan Karakoç'un ağabeyi Hasan Karakoç da konuşarak, abisinin Kürt sorununa duyarsız kalmadığını ve bunun bedelini ağır ödediğini söyledi.Yapılan konuşmaların ardından bu haftaki açıklamayı Sanatçı Berfin Zenderlioğlu okudu. Ergenekon kazılarının yapıldığı Ankara Gölbaşı, Sapanca ve Beykoz'un kendilerine yabancı olmadığını söyleyen Zenderlioğlu, Gölbaşı, Sapanca ve Beykoz'un işkence edilmiş bedenlerin bulunduğu yerler olduğuna dikkat çekti. Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç'un kaybedilip öldürüldüğü dönemde Necdet Menzir, Mehmet Ağar, Tansu Çiller, Nahit Menteşe'nin görevde olduğunu hatırlatan Zenderlioğlu, 'Bizler Ocak ve Karakoç'un kaybedilmelerinden onları sorumlu tutuyoruz. Kaybedenler yargılanıp hak ettikleri cezayı alana kadar devleti yönetenlerin demokrasi insan hakları ve adaletten bahsetmelerini inandırıcı bulmuyoruz' diye konuştu.
27 Mayıs 1995'te Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldiklerinde yaklaşık 30 kişiydiler. Kayıpların son bulmasını, kaybedilenlerin akıbetinin ortaya çıkarılmasını, sorumluların yargılanmasını istiyorlardı. Daha sonra, sayıları binleri geçti. Basının verdiği adla "Cumartesi Anneleri" olarak anıldılar. Onlar da kendilerini "Cumartesi Anneleri/İnsanları" olarak adlandırdılar.
Polis Cumartesi Anneleri'ne 1998 Ağustosu'ndan başlayarak her hafta copla biber gazıyla saldırdı. Gözaltılarla son bulan bu saldırıların sonucunda, Cumartesi Anneleri, 203. oturma girişimlerinde, 13 Mart 1999'da "ara verdiklerini" açıkladılar.
Bu yıl 31 Ocak'ta "Cumartesi Anneleri/İnsanları" olarak kayıplar için Galatasaray oturmaları yeniden başladı.
Bu süre içinde, Türkiye'de zorla kaybedilmelerin durduğu söylenebilir. 2001'de Silopi'de HADEP ilçe yöneticileri Ebubekir Deniz ve Serdar Tanış'ın kaybedilmesi hariç. Bu olayda sorumlu olduğu iddia edilen Levent Ersöz Ergenekon davasında sanık; ama kaybetmeler dolayısıyla değil.
Kayıp yakınları davalarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdıklarında kazandılar. Ama Türkiye zorla kaybetmeleri yasaklayan, kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılmasını ve yakınlarının tazminat almasını öngören "Kayıplar Sözleşmesi"ni hâlâ imzalamış değil. Kayıpların çoğunun akıbeti hâlâ bilinmiyor. Ve "zorla kaybetme" suçlamasıyla yargılanmış kimse yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder