BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

28 Mayıs 2009 Perşembe

HASRET GÜLTEKİN

EŞİNDEN AYRILAN YARALI ÖRDEK Eşinden ayrılan yaralı ördek
Öter dertli dertli göle çevrilir
Yaralı gönlüme olmadı ortak
Gözlerimin yaşı sele çevrilir
Bir değirmen yaptım koydum taşını
Bendine çevirdimgözüm yasini
Aradım feleğin çark-i isini
Ben sağa zorlarım sola çevrilir
Yaralı bir ceylan dağlar başında
Uyur yavrusunu görür düşünde
Pervaneler gibi aşk ateşinde
Kerem yanar aslı küle çevrilir
Kısacık bir zamana sığdırılan dopdolu bir yaşam HASRET GÜLTEKİN "Hasret Gültekin ile tanışmış ve onunla birlikte bir şeyler üretmiş, paylaşmış olduğumuz için çok mutluyuz. Özellikle Nisan 1993'teki 'Ege'nin İki Yakası' adlı konserlere Hasret Gültekin gibi yetenekli, usta ve sanatçı sorumluluğunun bilincinde bir müzisyenle birlikte katılmaktan onur duyuyoruz. Ankara, İzmir ve İstanbul'da gerçekleşen bu dinletilerde seyircinin yoğun ilgisiyle, çiçeklerle uğurlandık. İzmir konserinden sonra Hasret ile birlikte yine kucak dolusu çiçekle Kordon Boyu'na indik. Hasret deniz kenarında bir süre suya baktıktan sonra; 'Bu çiçekleri burada denize dökülen, yaşamlarını savaşta yitiren tüm insanlar için, Ege'nin iki yakasında ve dünyanın hiç bir yerinde bir daha savaş olmaması dileğiyle denize atalım' dedi. Biz de ona tüm yüreğimizle katıldık ve birlikte çiçekleri savaşlarda yaşamlarını yitiren insanların anısına denize bıraktık. Biz onun tüm konserlerimizde ya sahnede yanımızda olduğunu ya da seyircinin arasında bir yerden bizi izlediğini düşünüyoruz." Frankfurt, Eylül 1997 PROSECHOS GRUBU "Halk müziğini yaşatmak ve bir sonraki kuşaklara aktarmak halk sanatçıları tarafından sağlanmaktadır. Günümüze değin gerek yapı gerekse çalma teknikleriyle çeşitli aşamalardan geçetrek gelen bağlama halk müziğinde çok önemli bir yere sahiptir. Anadoluda geleneksel şelpe tekniğini batının gitar çalma tekniğiyle birleştirerek bizlere sunan Hasret Gültekin sayesinde bugün yüzlerce müzisyen şelpe çalmakta ve öğrenmektedir. Sanatçılar eserleriyle yaşarlar, Hasret Gültekin'in bizlere tanıttırdığı ve sevdirdiği şelpe tekniği bağlamada bir devrimdir. Kendisini saygıyla anıyor, eserlerini yaşatmanın bir görev olduğunu düşünüyorum." İstanbul, Kasım 1997 SİNAN ÇELİK [ Alıntılar Egenin İki Yakası kasetinden alındı.] "1987 yılında "Ay ışığı yanyana' adlı calışmamı bitirmiştim. Hasret Gültekin adını o zaman duydum. "Gün olaydı" adli kaset yapmıştı. Kaseti dinlediğimde cok etkilenmiştim. Halk müziğinin sıcak motiflerini ustaca yakalamış ve yorumlamıştı. Kaseti ilk dinlediğimde onun iri yarı ve orta yaşlı biri olarak düşünmüştum. Söyleyiş tarzı ve tok sesi bende o izlenimi uyandırmıştı. Bir gün Hasret'in benimle tanışmak ve görüşmek istediğini söylediler. Görüşme günü karşımda iri yapılı bir insan beklerken tam tersine cok genç ve bıyıkları henüz terlemiş biriyle karşılştım. Hasret'le o gün orada başlayan birlikteliğimiz gelişerek bugüne kadar sürdü. Hasret zaman geçtikçe büyüdü, büyüdükçe de büyük işler yapmaya başladı. Arif Sağ, Muhlis Akarsu, Yavuz Top ve Musa Eroğlu'na olan hayranlığını gizlemiyor ve bağlamasını onlar kadar ustaca kullanıyordu. ülkemizde uygulanan antidemokratik uygulamalar benim kadar Hasret'i de derinden etkilemisti. Türkülerine kaynaklık eden, onlara zenginlik katan ülkemizin toplumsal gerçeğiydi. Bu gerçekliği geleneksel kalıplar icinde sıkışmış halk müziğini cağdaş bir senteze kavuşturmaya calışarak dile getiren ustaca yorumlayan ender kişilerden biriydi. Cağdas halk müziğinde yeniliğin sevdalısıydi. "Newroz" isimli Kürtçe bir kaset de yapti. Kürtce ezgileri enstrumantal olarak yorumlayan ender sanatçılardan biridir. Bu kasette 3 telli sazla gelistirilmis "şelpe" ismini verdiği yeni bir yöntem geliştirmişti." FERHAT TUNÇ 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Oteli'nde kara yobaz sürüsü tarafından katledilen Hasret Gültekin işçi-emekçilerin uluslararası dayanışma günü 1 Mayıs'da 1971 yılında Sivas İmralı'nın Han köyünde dünyaya geldi. Süleyman ve Hacıhanım Gültekin'in üçüncü çocuğu olan sanatçının ana dili Kürtçe olmasıyla birlikte Türkçe'yi çok özenli kullanmıştır. Minik Hasret daha 6 yaşında iken ölümüne dek en büyük dostu olacak olan bağlama ile tanışıp çalmaya başladı. Girdiği Kadıköy Anadolu Lisesi'ni yarıda bıraktı. İlk resitalini Kadıköy Moda Sinemasında verdi ve ilk albümü "Gün Olaydı"yı 16 yaşında çıkardı. Bundan iki yıl sonra Saltuk Müzik'ten çıkardığı "Gece ile Gündüz Arasında" adlı albümü ile sadece sesi ile değil bağlama ve şelpe tekniğiyle türkü dostlarının beğenisini kazandı. Türkülere kattığı duygu dinleyicileri büyülemeye yetiyordu. Abuzer Karakoç, Âşık Nurşani, Gani Nar, Lütfü Gültekin, Emekçi, Hozan Şahin, Nilüfer Akbal ve Şivan Perver'in albümlerine de yönetmen olarak imza attı. Bu albümlerle bu kadar genç yaşta iyi bir müzik yönetmeni ve aranjör olunabileceğini ispatladı. 1991'de "Rüzgarın Kanatları"yla birlikte sanatını bir adım ileri götürdü. Ölümünden sonra da Kalan müzik tarafından "Seçmeler" adlı albümü ve Nisan 93'de çalışmalarını Almanya'da sürdüren Yunan Rambetiko grubu Prosechos ile birlikte verdiği "Ege'nin ik yakası" adlı konserdeki bazı şarkılardan oluşan ve aynı adı taşıyan albüm Hasret Gültekin Kültür ve Sanat Merkezi tarafından yayımlandı. Sanatçı ayrıca sayısız uluslarası festivalde Türkiye'yi temsil etti. Bütün bunları sadece 6 yıla sığdırmayı başardı. 1991 de Yeter Gültekin'le evlendi ve 1993'de daha çocuğu Hasret Roni doğmadan Pir Sultan Abdal Kültür Festivaline katılmak üzere gittiği Sivas Madımak Oteli'nde yobaz sürüsü tarafından katledildi. Seni kelimelere sığdırmak çok zor... HASRET GÜLTEKİN'İ SEVGİ VE ÖZLEMLE ANIYORUZ...
GÜL'E YEL DEĞDİ Gül'e yel değdi
Güneş olursaCan'a ten değdi
Ateş olursa Oy beni kanlar otağı
Oy beni dertler ortağı toprak Bir bak şu göğe
Umut doludur
Bulandı kana
Zulüm yoludur
DERMAN SENDEDİR
Vakit seherde
Açılır perde
Düştüğün yerde
Derman sendedir Düşmüşüm kaldır
Mihnetim oldur
Ağlarım güldür
Derman sendedir Benim bi çare
Kaldım avare
Yürek pür yare
Derman sendedir NAR ÇOCUK Nar çocuk nacar çocuk
Dal olur açar çocuk
Dişleri erik erik
Isırır uçar çocuk
Bakışı yavru geyik
Yüzünde saçar çocuk
Ay doğar kumrulanır
Bu da uykudan açar çocuk
Gün gelir çiğdemlenir
Dağlara kaçar çocuk
GÜN OLAYDI
Gün olaydı tan olaydı
Kaldığın yer Van olaydı
Yattığın yer han olaydı
Gün dolandı dağı taşı
Dinmiyor gözümün yaşı Dağın başı duman duman
Gurbet halinde halim yaman
Zalim gurbet vermez aman Gün olaydı tan olaydı
Kaldığın yer Van olaydı
Yattığın yer han olaydı
Gün dolandı dağı taşı
Dinmiyor gözümün yaşı
İNSAN ÖMRÜNÜ Bir insan ömrünü neye vermeli
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yolda kalan da bir yürüyen de bir
Harcanıp gidiyor ömür dediğin Yüreğin ürperir kapı çalınsa
Esmeyen yelinden hile sezerler
Künyeler kazınır demir sandıkta
Tükenip gidiyor ömür dediğin Dışı eli yakar içi de seni
Sona eklenmeli sözün öncesi
Ayrılık gününün kör dereleri
Bölünüp gidiyor nehir dediğin Bir insan ömrünü neye vermeli
Para mı onur mu taş diken bir yol
Ağacın köküne inmek mi yoksa
Savrulup gidiyor yaprak dediğin
DAĞLAR ATAMADIM SEVDAMI
Ne güneş yüzü gördüm
Ne de gökyüzü gördüm
Derde düştüm
Heder oldum beter oldum ben Laf anlamaz söz dinlemez oldu gönlüm
Dağlar sevdamı söküp atamadım ben
SİVAS Bilinen bir katliamın adı 2 Temmuz 1993 tarihe kara bir leke olarak geçti... Gerici yobazlar 37 insanımızı, 37 canımızı aldılar bizden... Çorum, Maraş, Sivas ve Gazi'de hep acı çekenler biz olduk... 7 yıl sonra 35 sanık idama mahkum edildi. Cezaya çarptırılanların sadece birer piyon olduklarını biliyoruz. Otelin önüne bir gün önce koyulan kamyon taşı, yangından 20 dakika önce gelen oteldekileri korumakla sorumlu olan askerlerin uzaklaşmaları, olay yerine geç gelinmesi... Tüm bunlar gerçek katillerin ve sorumuluların cezalandırılmadığını ve olayın planlı olduğunu ortaya koyan delillerden sadece birkaçı. Analarımızın, çocuklarımızın gözyaşları dinmedi... Suçlular halk önünde hesap verecek! Sivas katliamı öncesinde "Müslümanlar" imzalı camilerdedağıtılan bildiri; "Müslüman Kamuoyu ...Salman Rüştü müslümanların çok az olduğu kafir bir ülkede sokağa çıkmaya bile cesaret edemezken, onun yerli uşağı Aziz Nesin köpeği, yanında kendisiyle beraber şehrimiz valisi tarafından davet edilip, şehirde adeta müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir... Kafirler şunu iyi bilmeli ki: ıslamın peygamberini ve kitabın izzetini korumak için bu uğurda verilecek canlarımız vardır. Gün müslümanlığımızın gereğini yerine getirme günüdür. ‘İman edenler Allah yoluna savaşırlar, kafirler de tağut yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır.’ (Nisa suresi, 76) Galip gelecek olanlar şüphesiz ki, Allah tarafından olacaktır. MÜSLÜMANLAR" Yumrukluyorum duvarları Yumrukluyorum kara gecenin bedenini ellerim kan içinde Nehirler taşmış yanaklarımdanOtuz yedi canOtuz yedi gül çatlamış susuzluktan Sivas'ın içindeNasıl uyku tutar gözlerimiDöne döne semaha duranlar tutuştu önceSonra türkülerSonra şiir çığlıksız düştü türkülerin yanıbaşına Sivas... Sivas..Yiğitlik midir emanet cana kıymakYiğitlik midir bir tutam ışığı kör bıçakla koparıp karanlığa kurban etmek Söyle hangi kitapta vardır elleri kollları bağlı yakmak Var mıdır kardelen akında bir avuç inciyi ateşe tutmak lo...Böyle garip düştüğüme bakmaBöyle mahsun durduğumaVarsın ateşin suskunlukla beslensinBenim de yüreğim gençliğini almış yanına yürür başı dik Senin de dağların var Sivas, senin de dağlarınDağlarında şahanlarınSAVAŞ EZGİ Katledilen Canlar : Muhibe Akarsu - 35 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi Muhlis Akarsu - 45 yaşında, sanatçıGülender Aka - 25 yaşında Metin Altıok - 52 yaşında, şair, yazarAhmet Alan - 22 yaşındaMehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci Sehergül Ateş - 30 yaşındaBehçet Aysan - 44 yaşında, şairErdal Ayrancı - 35 yaşındaAsım Bezirci - 66 yaşında araştırmacı, yazarBelkıs Çakır- 18 yaşındaSerpil Canik - 19 yaşındaMuammer Çiçek - 26 yaşında, aktörNesimi Çimen - 62 yaşında, şair, sanatçıCarina Cuanna - 23 yaşında, Hollandalı gazeteciSerkan Doğan - 19 yaşındaHasret Gültekin - 26 yaşında şair, sanatçıMurat Güneş Murat Gündüz - 22 yaşındaGülsüm Karababa - yaşındaUğur Kaynar - 37 yaşında, şairAsaf Koçak - 35 yaşında, karikatüristKoray Kaya - 12 yaşındaMenekşe Kaya - 17 yaşındaHandan Metin - 20 yaşındaSait Metin - 23 yaşındaHuriye Özkan - 22 yaşındaYeşim Özkan - 20 yaşındaAhmet Öztürk - 21 yaşındaAhmet Özyurt - 21 yaşındaNurcan Şahin - 18 yaşındaÖzlem Şahin - 17 yaşındaAsuman Sivri - 16 yaşındaYasemin Sivri - 19 yaşındaEdibe Sulari - 40 yaşında, sanatçıİnci Türk - 22 yaşındaKenan Yılmaz - 21 yaşında
Toroslarda fırtına Munzur dağında kar var İstanbul'da sevdiğim Yanar yürekler yanar Ah yollar çok uzak Uzaklığın ötesinde Kalın duvar, tel örgüler var Ah hasretim sana

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !