BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

28 Mayıs 2009 Perşembe

MADIMAK KATLİAMI

Madimak Kıyımında yitirdiklerimizOtelde bulunanlar, tehlikenin farkindaydilar. Telefonla Sivas Valisi’ni, Emniyet Müdürünü ve diger yetkilileri arayarak önlemlerin arttirilmasini istediler. Bununla da yetinmediler, telefonla Ankara’da bulunan Basbakan`i, Basbakan Yardimcisi`ni, Içisleri Bakani’ni, Parti Liderlerini ve Milletvekillerini aradilar. Katliamda kaybetiklerimiz:
ASAF KOCAK ( 35) -KarikatüristASIM BEZiRCi (66)- 1928'de demiryolu isçisi Hamdi Bey'le ev kadini Refika Hanim'in tek çocugu olarak dünyaya gelen Asim Bezirci,üniversite yillarinda sosyalizmle tanisir. Türkiye Sosyalist Partisine girer. Bezirci, 67 yillik yasamina, bir insan ömrüne esit uzunlukta 70 kitap sigdirdi.AHMET ÖZYURT (21)BELKIZ CAKIR (18) - 1975 yilinda Ankara dogumlu Belkiz Cakir ,umutlu olarak girdigi '93 yili Üniversite sinavlarinda IIdari Bilimler Fakültesi Isletme Bölümü'nü kazandiggini ögrenemedi..!EDiBE SULARi (40)- Davut Sulari Baba'niin en büyük çocuguydu. Tarihi Seyyitlerden, Seyyit Mahmut Hayrani'nin torunlarindandi.Bassel'de yasadigi halde Türkiye'de yapilan bütün Bektasi Kültür etkinlikleri ve Ehli-beyt Cemleri`ne, konferanslarina katilmayi ihmal etmezdi..ERDAL AYRANCI (35) - Sair erdal Ayranci,1978 ODTÜ girisli. 12 Eylül askeri fasist darbesi pek çok insan gibi Erdal Ayranci yi da etkiler. Erdal Ayranci, 1980-1983 yillari arasinda Mamak, Ankara Kapali, Nigde, Bor-Nigde cezaevleri'nde yatar. "Hatçe". Mahpusluk günlerindeki ilk siiri 2.7.1981 tarihinde Mamak'ta son siirini 20.03.1983'te Topçam'da yazar. Erdal Ayrancinin 29.05.1982 tarihinde Nigde cezaevi'nde yazdigi siirde Hatice'yi, Zeynep'i ve Sivas'taki akrepleri anlatir.
Siir söyle;
"Eger Bir gün
Bir beyaz güvercin
Gelecekse agzinda bir mektupla
Ve silecekse gözlerimdeki hüznü
îsterim
Durmasin kanat çirpsin bana dogru
Birgün eger bir tahliye kagidi
Beni sana kavusturacaksa
Gayri gelsin düslenen günler
Ocakta kaynayan tencere
Besikte bebek
tomurcuk tomurcuk
Filiz filiz hayat
Düsünsene ne güzel olurdu
Düsmansiz yasamak
Haydi bosver bunlara
Simdi bunlar tatli hayal
Eger birgün sevgilim
Son verecekse hayatima
Bir ses
isterim durmasin patlasin
Anlam bulacaksa kulaklarimda
Yalniz...
Düserse kanimin bir damlasi yere
Bilsinler ki
Orada kirmizi yediveren gülleri açacak
ve bülbüller agit yakacak ölüme
Korksunlar korksunlar artik
korksunlar alev çemberindeki akrep gibi
Çünkü ölümleri
Gül dikenlerinden olacak…
CARINA CUANNA(23)-Hollanadali gazetecIGÜLSÜN KARABABA ( 25)- Pir Sultan Abdal Kültür etkinliklerinde, Divrigi Kültür Dernegi adina katilan dört genç kizdan biri de Gülsün Karababa....HURiYE ÖZKAN (22) - Basarili bir ögrencilikten sonra, Deneme Lisesi'ni birincilikle bitirir. Gazi Üniversitesi Eczacilik Fakültesi'ne arkadasi Inci Türk ile birlikte girer, birlikte bitirirler.YESiM ÖZKAN (20)MEMEKSE KAYA (17)KORAY KAYA (12)-Yesim Özkan, Yasemin, Asuman Sivri gibi Madimak'ta yakilan kardeslerden.MUHLiS AKARSU (45) -1948 yilinda Sivas'ta dogdu. 1980'li yillarda türkülerinden dolayi üç yil cezaevinde yatti. Bektâsî ve Cem Cemaatlerinde yörenin Dede'lerden ve ozanlarindan etkilendi. Akarsu, baglamaya küçük yaslarda baslar. Siirler, deyisler ve nefesler kurarak yasadigi toplumun kültürüne zenginlik katti. 1960'lii yillarda dönemin etkili ozanlari Ali Izzet, Mahzûnî Serif, IIhsânî'lerin içerisinde yer aldi. 1980'li yillarin baslarinda Alevî Dedeleri'ni, çaldigi kisa kollu baglamayi gündeme getiren halk müziginin niteligini yükselten Muhabbet Gurubu'nun (Arif Sag, Muhlis Akarsu, Yavuz Top, Musa Eroglu) olusum fikri Akkarsu'dan çikmistir. Muhlis Akarsu, her yil yapilan Haci Bektasi, Abdal Musa, Veli Baba, Pir Sultan vb. Alevî toplumunun kültürel etkinliklerine katilirdi. Akarsu `nun TRT repetuarlarinda ellinin üstünde eseri vardir. Yüzden fazla 45'lik plak, 4 uzunçalar, 20 kadar ses kaseti bulunmaktadir.MUHiBE AKARSU (35) - Muhlis Akarsu'nun EsiÖZLEM SAHiN (17) – NURCAN SAHiN (18) Amca çocuklari...MURAT GÜNDÜZ (22) Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Fizik Bölümü üçüncü sinif ögrencisi olan Murat, Pir Sultan Abdal Demegi'nin gençlik komisyonlarinda görev aliyordu..SAiT METiN (23)Çankiri Meslek Yüksek Okulu mezunu.SEHERGÜL ATES (30)1963 Ankara dogumlu olan Sehargül, Açik Ögretim Fakültesi ögrencisiydi...UGUR KAYNAR (37)SERPiL CANiK (19)1974 Ankara dogumlu olan Serpil Canik, Pir Sultan Abdal Semah Ekibi`nin en gençleri arasinda yer aliyordu.iNCi TÜRK (22)-1992 Gazi Üniversitesi Eczacilik Fakültesi mezunu olan Inci,. Altindag Kültür Merkezi ile Pir Sultan Abdal Kültür Merkezi`nde tiyatro çalismalari içerisinde yer aliyordu..BEHCET AYSAN ( 44) Toplumsal gerçekleri kirik ve duygulu bir tonla okuyucusuna ulastiran Behçet Aysan, 1946 yilinda Ankara'da dogdu. 1979'dan bu yana cesitli dergilerde siirleri yayinlanan Aysan'in siir kitaplarindan "Sesler ve Kuller" “Nadir Nadi” ödülü, "Karsi Gece" ve "Eylul" Ceyhun Atif Kansu Siir ödülü, "Deniz Feneri" Abdi Ipekci Dostluk ve Baris ödülü'nü aldi. Behçet Aysan, yasami boyunca katildigi demokrasi mücadelesinin güçlüklerini bilinçle gögüsleyen bir sairdi. Yasaminin son döneminde Nükleer Savasin önlenmesi için Hekimler Demegi'nde (NÜSHED) Yönetim Kurulu üyeligi yapan Aysan, Ankara Tabip Odasi ilc Genel Saglik - Is Sendikasi üyesiydi. Ayrica Edebiyatçilar Demegi'nin kurulusuna da katilarak Genel Yönetim Kurulu'nda yer aldi.HANDAN METiN (20) 1973 Divrigi dogumlu, 1992 yilinda, ODTÜ Egitim Fakültesi Biyoloji Bölümü'ne girer..!HASRET GÜLTEKiN (26) 1 Mayis 1971 yilinda Sivas'ta dogdu. Alti yasinda saz calmaya basladi. 11-12 sahnede saz calan kucuk bir oznadi artik. Kadikoy Anadolu Lisesi mezunu sanatci, 1980'li yillardan itibaren muzikle kendi uslubuyla agirlikli olarak yer aldi. Arif Sag, Muhlis Akarsu, Yavuz Top ve Musa Eroglu'na olan hayranligini gizlemiyor ve baglamasini onlar kadar ustaca kullaniyordu. "Nevroz" isimli Kürtce bir kasette yapti. Kürtce ezgileri enstrümantal olarak yorumlayan ender sanatcilardan biridir. Bu kasette 3 telli sazla gelistirilmis "celpe" ismini verdigi yeni bir yöntem gelistirmisti.MUAMMER CiCEK (26)1967 yilinda Tokat'in Zile ilçesinde dogdu.1992 yilinda Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlik Fakültesi Çehir ve Bölge Planlama Bölümünü bitirerek Sehir Planlamacisi olarak görev aldi.MEHMET ATAY (25)1968 baharinda, Divrigi'nin gönderen Köyünde dünyaya gelen Mehmet Atay,üniversite yillarindan itibaren fotograf sanatina büyük bir tutkuyla baglanir. Yasamini, çektigi fotograf kareleriyle güzellestirmeye calisiyordu..NESiMi CiMEN (62) 1931 yilinda Adana’nin Saimbeyli Kazasi`nin Fatmakuylu Köyü’nde dogdu. 1941 yilinda on yasindayken ailesiyle birlikte Kayseri’nin Sariz kasabasina bagli Incemagara Köyü’ne göçtü. Oniki yasinda heveslenerek cura çalmaya basladi. Bulundugu ortamda Alevi deyislerini ögrendi ve çevresinde, kendine özgü yorumlariyla ilgi gördü. O günden ölümüne kadar curasini elinden birakmadi, Cimen,Curasiyla birlikte iki Temmuz 1993’te Sivas’ta yandi. Yoksul bir Kürt aileden gelen Cimen. daha çocuk yasta hayatini çalisarak kazanmaya baslar.Daha sonralari yeni kurulan Türkiye Isçi Partisi ile tanisti ve bu partiye üye oldu. TIP’in düzenledigi bir çok gecede kendi demelerini ve Alevi deyislerini çalip söyledi. 1984’ten 1987 yilina kadar Isveç’te yasadiktan sonra, orada oturma hakki olmasina ragmen ülkesine döndü.Türkiye’de eserlerini yayinlamak isteyen Cimen, „acilarimi dile getireyim“ dedigi eserleri zaman geçmeden yayinlanir. Nesimi Cimen eserleriyle sevenlerine ulasir.GÜLENDAR AKCA (25) Divrigi`nin Sahin Köyü`nden Ankara'ya uzanan,2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Madimak Otelinde sona eren 25 yillik bir hayat Gülender Akça'niin hayati. Gülender Akça'nin toplumsal kimligini en iyi anlatan sözler de Agabeyinin sözleri olmali: " Herseyden önce insana insanca muamele edilmeyen, hak ettigi degeri verilmeyen baskinin, zulmün, iskencenin, irticanin yogun oldugu bir dönemde yasadi. Bu nedenle haksizliga, zulme, irticaya karsi insan haklarindan, demokrasiden, laik düsünceden yana taviir koydu. Bu anlamda duyarli bir toplum yaratma çabasinda kardesçe, insanca yasamak için, insan olmanin onuru ile yasamak isteyen milyonlarca insandan biri olmak için çaba sarfetti..METiN ALTIOK (52) Kendini siire adamisti. Sair olmanin günün tehlikesini bir sis çani gibi duyurmak oldugunu vurgulayan bir sair Altiok 13 Ocak 1991 tarihinde “Cemal Süreya Siir Ödülünü” aldigi gün, "Ben hayatla tam anlamiyla karsi karsiyayim. Aydin olmak muhalif olmayi gerektirir. Aydin karsi koyan insandir, kafa sallayan insan degildir," diyordu..YASEMiN(17) - ASUMAN SiVRi(16) KARDESLER 1991 yili ortalarinda, Pir Sultan Abdal Dernegi'nin kültürel çaliismalarina katiliyor ve kisa sürede semah topluluguna girerler. Asuman Sivri, özveriliçaliismasinin karsiligini alarak, Semah hocaligina yükseliyor.AsumanSivri , 1992 yiiliinda Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü'ne girer.MURAT GÜNES (22)AHMET ÖZTÜRK ( 21)KENAN YILMAZ (21)AHMET ALAN (22)SERKAN DOGAN (19)Salman Rüsdi isimli yazarin „Seytan`in Ayetleri“adli kitabi Aziz Nesin tarafindan Türkceye cevrildiginde dindar ve gerici cevreler tüm ülke genelinde bu kitaba yönelik protesto gösterileri yaparlar. Istanbul,Ankara,Konya,Bursa ve diger illerde yapilan gösterilerin aynisi Aziz Nesin `in Sivas`a geldigi günlerde Sivas ta da yapilir.Ancak o günlerde Pir Sultan Abdal i anma etkinliklerinin olmasi ve Aziz Nesin in de bu etkinlik nedeniyle ,Sivas Valisi nin özel davetlisi olarak ,bu kente gelmis olmasi gösterilere ayri bir anlam yüklenmesine vesile olur.Ilk olarak ,IHA haber ajansinin TV`ler yansiyan ve belleklere kazinan görüntülerinde,atese verilen bir bina ve bu sirada binanin önünde“insanlar”in yanmasini, büyük bir zevkle izleyen kontolsuz,saldirgan,gözü dönmüs bir güruh vardir.1-4 Temmuz 1993’te, Pir Sultan Abdal Etkinliklerinin dördüncüsü düzenlenecektir. Bilindigi gibi Pir Sultan Abdal, tüm ezilenlere, demokrasi ve özgürlük yanlisi olan herkese mal olmus bir simgedir. Pir Sultan’in bu özelliginden hareket eden Pir Sultan Abdal Kültür Dernegi yöneticileri, etkinlikleri demokrasi ve özgürlük yanlisi kesimlerin temsilcileriyle ortaklasa yapma karari alir ve bu amaçla, çesitli demokratik kitle örgütlerine, yazarlara, ozanlara, sanatçilara çagri yaparlar.30 Haziran 1993 aksami, ozanlar, yazarlar ve sanatçilardan olusan yüzlerce kisi otobüslerle Ankara’dan Sivas’a hareket eder. Sivas halki, konuklarini coskuyla karsilar...1 Temmuz gününün programi oldukça yogundur. Sivas Kültür Merkezi’nin Konferans Salonu tiklim tiklimdir. Izleyicilerin çogunlugu ayaktadir. Salonun içindekiler kadar bir topluluk da disarida kalmistir. Saygi durusundan sonra, PSAKD’nin Genel Baskani Murtaza Demir bir açilis konusmasi yapar. Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in konusmasindan sonra Yazar Aziz Nesin sözü alir.Saat 17.00’de Kültür Merkezi’nde Hasret Gültekin’ in dinletisinden sonra, “Çaglarin Pir Sultanlarindan Günümüz Pir Sultanlarina“ basligiyla düzenlenen panel baslar. Yazar - Gazeteci Sami Karaören’in yönettigi panele, Asim Bezirci, Prof. Dr. Afsar Timuçin, Aydin Çubukçu ve Hüseyin Gülkanat panelist olarak katilirlar.Pir Sultan Abdal Etkinliklerinin birinci günü, halkin ilgisi ve coskusuyla noktalandi. Etkinlikleri izleyen Sivaslilar, kent disindan gelenleri evlerine konuk etme yarisina girmislerdir. Konuklarin bir kismi evlere dagilirken, bir kisim konuk da otellerde kalmayi yeglemistir.2 Temmuz günü programi saat 10.00’da baslar. Senlik ekipleri, bir gün önceki yogun çalismaya aldirmadan, günün etkinliklerinin daha basarili ve coskulu geçmesi için hazirliklarini tamamlamaya çalisirlar. Saat 14.00’deki Kültür Merkezi’nde Arif Sag’in dinletisinden sonra, “Medya ve Emperyalizm” paneli yapilacakti. Hasan Uysal’in yönetecegi panele, Sami Karaören, Raif Türk, Sükrü Günbulut, Mustafa Yalçiner ve Soner Dogan da panelist olarak katilacakti. Kültür Merkezi’nde 1500 kadar izleyici bulunuyordu.Bu çalismalar sürdürülürken, bazi cami önlerinde ve yakinlarinda birtakim gruplasmalar görüldügü ve bir saldiri olabilecegi haberi fisilti halinde kulaktan kulaga yayiliyordu.PSAKD’nin Sivas’taki etkinliklerine yönelik saldiri, anlik bir tepkinin ürünü degildir. Bu saldirinin planli bir hazirlik süreci sonrasi baslatildigi olaylardan sonra ortaya çikmistir. Irkçi-seriatçi örgütler, Malatya, Kahramanmaras, Elazig, Çorum, Tokat, Kayseri gibi çevre illerdeki deneyimli militanlarini Sivas’a tasimislar ve militanlar, Belediye’nin ve dini vakiflarin yurtlarinda konuk edilmislerdir. Bu hazirliklara ek olarak Sivas halkinin dini duygularini tahrik amaciyla bildiri dagitilmis ve camilerde dar kadrolu toplantilar yapilmistir. Saldiri ve katliamdan iki gün önce dagitilan bildirilerden biri söyledir:
“MÜSLÜMAN KAMUOYUNA“Bismillâhirrahmânirrahim“Peygamber, mü’minlere kendi canlarindan ileridir. Onun hanimlari da mü’minlerin analaridir.” (Ahzâb:6)“Mü’minlere öz canlarindan daha ileri olan Allah Resûlü (S.A.V.)’ne ve O’nun temiz zevcelerine, Allah’in beytine (Kâbe’ye) ve kitab’i Kur’an’a alçakça küfredilmekte ve mü’minlerin izzet ve namuslarina saldirilmaktadir.“Dünyanin bazi bölgelerinde seytan ve onun yandaslari olan emperyalist kâfirler, dinimize ve mukaddes degerlerimize dil uzatmaktadirlar. Bunun basini ise satilmis, mürted Salman Rüsdi köpegi çekmektedir.“Bu seytanî oyunlara karsi, izzetli ve duyarli Müslümanlar yigitçe mücadele ortaya koyarak, bu ugurda canlarini feda etmekten çekinmemislerdir.Bu igrenç oyunlarin bir uzantisi olarak ülkemizde de; AYDINLIK gazetesi denilen bir paçavrada, mel’un Rüsdi’nin figüranligina soyunan, dünya emperyalizminin gönüllü usagi Aziz Nesin, ayni sekilde, Kur’an’in korunmusluguna dil uzatmis, Hazret-i Peygamber (S.A.V.)’in aile hayatini (hâsâ) bir genelev ortamina benzetmis ve ümmetin analari olan hanimlarina (hâsâ) fahise deme cür’etinde bulunmustur. Bu olay, dünyanin degisik yerlerinde kâfir devletler tarafindan dahi kabul görmezken, basimina müsaade edilmezken, ne yazik ki laik ve ikiyüzlü T.C. Devleti tarafindan yayimlanmasina izin verilmis, ayrica bunu kabullenmeyip protesto eden izzetli Müslümanlar, devletin polis ve jandarmasi tarafindan coplanmis, kursunlanmis, bir kismi da hapishanelere atilmistir. “Salman Rüsdi köpegi Müslümanlar’in çok az oldugu kâfir bir ülkede korkudan sokaga çikmaya bile cesaret edemezken, onun yerli usagi Aziz Nesin köpegi, yaninda kendisiyle beraber bir ekiple birlikte, sehrimiz Valisi tarafindan davet edilip, sehirde adeta Müslümanlar’la alay edercesine gezebilmektedir.“Kâfirler sunu iyi bilmeli ki:“Islâmin Peygamberi’ni ve kitab’in izzetini korumak için, bu ugurda verilecek canlarimiz vardir.“Gün, Müslümanligimizin geregini yerine getirme günüdür.“Gün, Allah (C.C.)’in vahyi Kur’an-i Kerim’e, Allah’in meleklerine, Allah’in Resûlü Hz. Muhammed (S.A.V.)’e, O’nun ailesine ve ashabina yöneltilen çirkin küfürlerin hesabinin sorulmasi günüdür.“‘Iman edenler, Allah yolunda savasirlar. Kâfirler de tagut yolunda savasirlar. O halde seytanin dostlariyla savasin. Çünkü seytanin hilesi zayiftir.’ (Nisa:76)“Galip gelecek olanlar, süphesiz ki Allah taraftari olanlardir.Saldiri ve katliam gecesi 1 Temmuz aksami da baska bir bildiri evlere dagitilir:“Halkimiza Çagri;“Müslüman halkin yasadigi bu ülkede, Islam için binlerce sehit verilmis bu topraklarda, bir kesim tarafindan, ‘basin özgürlügü, düsünce hürriyeti’ adi altinda, Müslümanlar’in kutsal degerlerine sözlü veya yazili olarak kimse saldiramaz.“Biz Müslümanlar, canimiz pahasina da olsa, bu degerlerimizi korumakta kararliyiz.“Müslüman halkimizdan bu konularda duyarli olup, Islam’in deger yargilarini alaya alanlara izin vermemelerini, ne pahasina olursa olsun bunu engellemeyi dini bir görev olarak bilmelerini, bu alçaklar karsisinda susuldugunda, yarin mahserde Allah’a nasil hesap verecegimizi düsünmelerini istiyoruz.“ ‘Müminlerin, Peygamberi kendi nefislerinden çok sevmeyi gerekir. O’nun esleri, onlarin anneleridir...’ (Ahzâb Suresi, Ayet: 6)“ ‘Ve kâfirlerin hesaplari varsa, Allah’in da bir hesabi vardir. Allah hesabi çabuk görendir.’ (Enfal Suresi, Ayet : 30)“ ‘Kâfirler istemese de, Allah nurunu tamamlayacaktir.’ (Saff Suresi , Ayet:8)“Not: Bu yaziyi okuyan, Allah rizasi için çogaltarak dagitsin.MÜSLÜMANLAR”Etkinliklerin ikinci günü, Sivas’taki sag egilimli yerel basinda (Hürdogan, Bizim Sivas, Hakikat,Yeni Ülke,Taraf) halki tahrik edici basliklara bezenmis haberler çikar. Saldiriya geçmek için kosullar yeterince olgunlasmistir. 2 Temmuz günü, camiler tiklim tiklim dolar.2 Temmuz Cuma günü, saat 13.30’da saldiri baslatilirken, degisik camilerden akin akin insan, senligin yapildigi Kültür Merkezi`nin önünde toplanir, tas ve sopalarla Kültür Merkezi`ne saldirirlar.“Sivas laiklere mezar olacak, Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yikilacak, Seriat gelecek, batil zail olacak“ sloganlari atan gruplar, Kültür Merkezi’nde bulunan 1500 kisinin üzerine saldirir. Ancak, etkinlikleri izlemekte olanlarin direnisleriyle karsilasan ve sayica az olan saldirganlar, geri çekilmek zorunda kalir. Saldirganlara sürekli olarak yeni katilimlar olmaktadir. Çesitli camilerden çikanlar, kosarak saldirganlara katilmaktadir. Kalabalik gruplar, Kültür Merkezi’ne bir kez daha saldirirlar. Izleyiciler ve görevliler bir yandan saldiriya karsi barikat kurarak direniyor; öte yandan da içerideki insanlari bosaltmaya ve arabalarla baska yerlere göndermeye çalisiyorlardi. Olay yerinde yeteri sayida güvenlik gücü yoktur. Olanlar da saldiriyi engelleyecek güçte degillerdir.Nihayet, Kültür Merkezi bosaltilir ve saldiriya ugrayanlar güvenli bölgelere gönderilir. Bu arada, yeni katilimlarla saldirganlarin sayisi onbine yaklasmistir. Saldirgan güruh, istegine ulasamamanin verdigi hirsla Kültür Merkezi’nden Valilige yönelir.Valilik önünde toplanan binlerce saldirgan, “Serefsiz vali istifa, Sivas size mezar olacak, Seriat gelecek, zulüm bitecek, Yasasin seriat, Muhammed’in ordusu kafirlerin korkusu, Yasasin Hizbullah, kahrolsun laiklik...” sloganlariyla binayi tasa tutarlar...Saldirgan fasist ve gerici grubun bir kolu, yeni dikilen “Halk Ozanlari Heykeli”ne yönelip,heykeli kazma ve balyozla parçalayarak sürüklemeye baslar. Bu arada, kimi saldirganlarin dislerini heykele geçirmeye çalistigi görülür. Diger bir grup da, Kongre Müzesi`nin yaninda bulunan Atatürk heykeline saldirdirarak yere düsürdükleri Atatürk heykelini de sürüklemeye baslar.Saldirganlarin sayisi 15 bine yaklastiginda Seriat istemlerini ve sloganlarini haykirarak,konuklarin kaldigi Madimak Oteli’ne yönelirler. Otelde, kent disindan gelmis ve çogunlugu yazar, ozan ve sanatçi yaklasik 150 kisi bulunuyordu. Saldiri üzerine, güvenligin daha kolay saglanacagi düsüncesiyle otele gelmis insanlar tedirgin oldular. Otelin önünde az sayida polis vardi ve saldirganlara, “Dagilin, yapmayin” demekten öte bir müdahalede bulunulmadi.Otelde bulunanlar, tehlikenin farkindaydilar. Telefonla Sivas Valisi’ni, Emniyet Müdürünü ve diger yetkilileri arayarak önlemlerin arttirilmasini istediler. Bununla da yetinmediler, telefonla Ankara’da bulunan Basbakan`i, Basbakan Yardimcisi`ni, Içisleri Bakani’ni, Parti Liderlerini ve Milletvekillerini aradilar. Oteldekiler arasinda olan halk ozani, 1987-1991 dönemi SHP milletvekilli Arif Sag da, telefon basindan ayrilmiyor, Ankara’da SHP milletvekili Cevdet Selvi’yi, Bakan Seyfi Oktay’i, Istanbul eski belediye baskani Nurettin Sözen’ i arayarak saldiriyi anlatiyor, bir an önce önlem alinmasini istiyordu. Otelde bulunan Aziz Nesin de SHP Genel Baskani ve Basbakan Yardimcisi Erdal Inönü ile Çalisma Bakani Mehmet Mogoltay’la görüserek can güvenliklerinin saglanmasini istiyordu. Ulasilan her yetkili, “Korkmayin, her türlü önlem alinmistir” yanitini veriyordu.Saldirganlarin amacini sezinleyen Sivas Valisi Ahmet Karabilgin de saat 14.30’da Basbakani ve Içisleri Bakani’ni telefonla arayarak bilgi verir. Saldirinin giderek bir katliama dönüsecegini gören Sivas Valisi, çok tedirgin olur ve Ankara’yla telefon irtibatini hiç kesmez. Saat 14.40’da yeniden Içisleri Bakani’ni ve müstesarini arar, saldirinin artik bir katliama dönüsmekte oldugunu bildirir. Vali,Saat 18.45’te Basbakani ve Içisleri Bakani’ni tekrar arar ve mutlaka yardim edilmesi gerektigini bildirir. Çevre illerden de yardim istenmektedir.Sivas Valisi’nin bunca çabalarinin ve görüsmelerinin sonucunda, Tokat Emniyet Müdürlügü’nden 20 polis; Kayseri Emniyet Müdürlügü’nden 31 Polis, Jandarma Komutanligi’ndan 20 Jandarma olmak üzere 71 güvenlik görevlisi gelmistir. Sivas Tugay Komutani 6 bin kisilik asker mevcudundan yalnizca 30-40 acemi er göndermistir. Askerler saldirganlarin arkasinda bir yerde nöbet tutarcasina bekletilir. Bir ara Tugay Komutani da olay yerine gelir ve saga sola bir göz attiktan sonra ayrilir.Otel’de bulunanlarin Ankara’daki yetkililerle yaptigi telefon görüsmeleri ve önlem istemleri de dikkate alinmamistir. Bu girisimler ve devletin duyarsizligi degerlendirildiginde, saldirganlarin devlet tarafindan korundugu tartismasi gündeme gelmektedir.Madimak Oteli’ne siginmis yüzlerce kisi, pencerelerden saldirganlarin oteli yakmaya çalistigini izlemekte, korku içinde beklemektedir.Karanlik çökmüs, elektrikler de kesilmistir. Saldirganlardan kimileri, otelin önündeki arabalari ters çevirerek atese vermekte, kimisi de bidonlarla benzin tasiyarak otelin içine atmaktadir. Alevler, otelin giris ve alt katlarini sarmaya baslamistir. Sivas Itfaiyesi gecikmeli de olsa yangin yerine gelmis, ancak saldirganlar itfaiyenin çalismasini engeller. Hortumlar kesilir, araba lastiklerinin havasi bosaltilir.Saclarim tutstu önceGözlerim yandi kavrulduBir avuc kül oluverdimKülüm havaya savrulduYangin oteli tamamen sarar. Umutla kurtarilmayi bekleyenlerin umudu tükenmeye baslamistir artik.Yangin bütün oteli sarmistir. Cinnet halindeki kalabalik, ölüm haberlerini beklemektedir. Disarida gözlerini kan bürümüs fasist katiller, otelden gelen yanmis insan eti kokusunu cigerlerine çekerken, Ankara’daki bakanlar ve yetkililer de kokteyllerde kadeh kaldiriyorlardi…Etkinliklerin ikinci günü, Sivas’taki sag egilimli yerel basinda (Hürdogan, Bizim Sivas, Hakikat,Yeni Ülke,Taraf) halki tahrik edici basliklara bezenmis haberler çikar. Saldiriya geçmek için kosullar yeterince olgunlasmistir. 2 Temmuz günü, camiler tiklim tiklim dolar.2 Temmuz Cuma günü, saat 13.30’da saldiri baslatilirken, degisik camilerden akin akin insan, senligin yapildigi Kültür Merkezi`nin önünde toplanir, tas ve sopalarla Kültür Merkezi`ne saldirirlar.“Sivas laiklere mezar olacak, Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yikilacak, Seriat gelecek, batil zail olacak“ sloganlari atan gruplar, Kültür Merkezi’nde bulunan 1500 kisinin üzerine saldirir. Ancak, etkinlikleri izlemekte olanlarin direnisleriyle karsilasan ve sayica az olan saldirganlar, geri çekilmek zorunda kalir. Saldirganlara sürekli olarak yeni katilimlar olmaktadir. Çesitli camilerden çikanlar, kosarak saldirganlara katilmaktadir. Kalabalik gruplar, Kültür Merkezi’ne bir kez daha saldirirlar. Izleyiciler ve görevliler bir yandan saldiriya karsi barikat kurarak direniyor; öte yandan da içerideki insanlari bosaltmaya ve arabalarla baska yerlere göndermeye çalisiyorlardi. Olay yerinde yeteri sayida güvenlik gücü yoktur. Olanlar da saldiriyi engelleyecek güçte degillerdir.Nihayet, Kültür Merkezi bosaltilir ve saldiriya ugrayanlar güvenli bölgelere gönderilir. Bu arada, yeni katilimlarla saldirganlarin sayisi onbine yaklasmistir. Saldirgan güruh, istegine ulasamamanin verdigi hirsla Kültür Merkezi’nden Valilige yönelir.Valilik önünde toplanan binlerce saldirgan, “Serefsiz vali istifa, Sivas size mezar olacak, Seriat gelecek, zulüm bitecek, Yasasin seriat, Muhammed’in ordusu kafirlerin korkusu, Yasasin Hizbullah, kahrolsun laiklik...” sloganlariyla binayi tasa tutarlar...Saldirgan fasist ve gerici grubun bir kolu, yeni dikilen “Halk Ozanlari Heykeli”ne yönelip,heykeli kazma ve balyozla parçalayarak sürüklemeye baslar. Bu arada, kimi saldirganlarin dislerini heykele geçirmeye çalistigi görülür. Diger bir grup da, Kongre Müzesi`nin yaninda bulunan Atatürk heykeline saldirdirarak yere düsürdükleri Atatürk heykelini de sürüklemeye baslar.Saldirganlarin sayisi 15 bine yaklastiginda Seriat istemlerini ve sloganlarini haykirarak,konuklarin kaldigi Madimak Oteli’ne yönelirler. Otelde, kent disindan gelmis ve çogunlugu yazar, ozan ve sanatçi yaklasik 150 kisi bulunuyordu. Saldiri üzerine, güvenligin daha kolay saglanacagi düsüncesiyle otele gelmis insanlar tedirgin oldular. Otelin önünde az sayida polis vardi ve saldirganlara, “Dagilin, yapmayin” demekten öte bir müdahalede bulunulmadi.Otelde bulunanlar, tehlikenin farkindaydilar. Telefonla Sivas Valisi’ni, Emniyet Müdürünü ve diger yetkilileri arayarak önlemlerin arttirilmasini istediler. Bununla da yetinmediler, telefonla Ankara’da bulunan Basbakan`i, Basbakan Yardimcisi`ni, Içisleri Bakani’ni, Parti Liderlerini ve Milletvekillerini aradilar. Oteldekiler arasinda olan halk ozani, 1987-1991 dönemi SHP milletvekilli Arif Sag da, telefon basindan ayrilmiyor, Ankara’da SHP milletvekili Cevdet Selvi’yi, Bakan Seyfi Oktay’i, Istanbul eski belediye baskani Nurettin Sözen’ i arayarak saldiriyi anlatiyor, bir an önce önlem alinmasini istiyordu. Otelde bulunan Aziz Nesin de SHP Genel Baskani ve Basbakan Yardimcisi Erdal Inönü ile Çalisma Bakani Mehmet Mogoltay’la görüserek can güvenliklerinin saglanmasini istiyordu. Ulasilan her yetkili, “Korkmayin, her türlü önlem alinmistir” yanitini veriyordu.Saldirganlarin amacini sezinleyen Sivas Valisi Ahmet Karabilgin de saat 14.30’da Basbakani ve Içisleri Bakani’ni telefonla arayarak bilgi verir. Saldirinin giderek bir katliama dönüsecegini gören Sivas Valisi, çok tedirgin olur ve Ankara’yla telefon irtibatini hiç kesmez. Saat 14.40’da yeniden Içisleri Bakani’ni ve müstesarini arar, saldirinin artik bir katliama dönüsmekte oldugunu bildirir. Vali,Saat 18.45’te Basbakani ve Içisleri Bakani’ni tekrar arar ve mutlaka yardim edilmesi gerektigini bildirir. Çevre illerden de yardim istenmektedir.Sivas Valisi’nin bunca çabalarinin ve görüsmelerinin sonucunda, Tokat Emniyet Müdürlügü’nden 20 polis; Kayseri Emniyet Müdürlügü’nden 31 Polis, Jandarma Komutanligi’ndan 20 Jandarma olmak üzere 71 güvenlik görevlisi gelmistir. Sivas Tugay Komutani 6 bin kisilik asker mevcudundan yalnizca 30-40 acemi er göndermistir. Askerler saldirganlarin arkasinda bir yerde nöbet tutarcasina bekletilir. Bir ara Tugay Komutani da olay yerine gelir ve saga sola bir göz attiktan sonra ayrilir.Otel’de bulunanlarin Ankara’daki yetkililerle yaptigi telefon görüsmeleri ve önlem istemleri de dikkate alinmamistir. Bu girisimler ve devletin duyarsizligi degerlendirildiginde, saldirganlarin devlet tarafindan korundugu tartismasi gündeme gelmektedir.Madimak Oteli’ne siginmis yüzlerce kisi, pencerelerden saldirganlarin oteli yakmaya çalistigini izlemekte, korku içinde beklemektedir.Karanlik çökmüs, elektrikler de kesilmistir. Saldirganlardan kimileri, otelin önündeki arabalari ters çevirerek atese vermekte, kimisi de bidonlarla benzin tasiyarak otelin içine atmaktadir. Alevler, otelin giris ve alt katlarini sarmaya baslamistir. Sivas Itfaiyesi gecikmeli de olsa yangin yerine gelmis, ancak saldirganlar itfaiyenin çalismasini engeller. Hortumlar kesilir, araba lastiklerinin havasi bosaltilir.Saclarim tutstu önceGözlerim yandi kavrulduBir avuc kül oluverdimKülüm havaya savrulduYangin oteli tamamen sarar. Umutla kurtarilmayi bekleyenlerin umudu tükenmeye baslamistir artik.Yangin bütün oteli sarmistir. Cinnet halindeki kalabalik, ölüm haberlerini beklemektedir. Disarida gözlerini kan bürümüs fasist katiller, otelden gelen yanmis insan eti kokusunu cigerlerine çekerken, Ankara’daki bakanlar ve yetkililer de kokteyllerde kadeh kaldiriyorlardi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !