Gülen okullarına kıyak
Kemer Okulları'nı yıkan İBB, Gülen cemaatine arazi tahsisini sağlayan imar planını onayladı. Fethullah Gülen cemaatine ait Manolya Eğitim Hizmetleri'ne Maliye Bakanlığı'ndan özel izinle 30 bin metrekarelik okul alanı tahsis edildi.
- Zeynep Mutlu Vakfı Kemer Okulları’nı kaçak olduğu iddiasıyla eğitim yılının başlamasına çok kısa bir süre kala yıkan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Ataşehir’de Fethullah Gülen’e ait olduğu bilinen Manolya Eğitim Hizmetleri’ne 30 bin metrekarelik arazinin tahsis edilmesi için gerekli imar planı değişikliğini onayladı. İmar planlarında “resmi lise alanı” olan arazide özel okul açmak için Kadıköy Belediyesi’nden ruhsat alamayan Gülen cemaatinin, Maliye Bakanlığı’ndan çıkardığı özel izinle ilçe belediyesini devre dışı bırakması ise dikkat çekti.
Mülkiyeti Maliye Bakanlığı’na ait olan ve yerel seçimler öncesi Kadıköy Belediyesi sınırları içindeki 27 bin 508 metrekarelik arazide özel okul açmak isteyen cemaat yetkilileri, çözümü Maliye Bakanlığı’yla bağlantıya geçmekte buldu. Bakanlık, 21 Ağustos 2008’de gerekli ön izni verdi. Bölgenin imar durumunu düzenleyen 22 Mart 2007 tarihli 1/5 bin ölçekli nâzım imar planının yargı yoluyla yürütmesinin duruldurması nedeniyle dosya İBB Şehir Planlama Müdürlüğü’ne geldi. Ataşehir ilçesi Küçükbakkalköy Batı Ataşehir mevkisindeki araziye ilişkin plan tadilatı raporu 17 Temmuz’da İBB Meclisi’nin onayına sunuldu. Rapor, AKP’li meclis üyelerinin oyçokluğuyla kabul edildi.
Cemaat yetkililerinin, araziye ilişkin plan değişikliğinin onaylanması için İBB Meclisi İmar ve Bayındırlık Komisyonu’nu üyelerini meclis oturumu öncesi ziyaret ettikleri ve arazinin 49 yıllığına Manolya Eğitim Hizmetleri adına tahsis edildiğini söyledikleri de iddia edildi.
CHP karşı çıktı
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ise arazinin özel eğitim alanına alınmasına verdiği görüşle karşı çıktı. Toki görüşünde söz konusu parsellerde adı geçen bölgenin “lise alanı” olarak ayrılmış olduğu ve arazinin okul amacı dışında kullanılmamak koşuluyla Maliye Hazinesi’ne devredildiği anımsatıldı.
İBB Meclisi İmar ve Bayındırlık Komisyonu’nun CHP’li üyeleri Halil Sarıca, Sedat Özkan ve Nevzat Şelimen ise plan değişikliği raporuna muhalefet şerhi koydu. CHP’liler, nâzım imar planları ile uygulama imar planlarının açılan davalar sonucu yürütmesinin durdurulduğunu anımsatarak, bölgenin “yüksek gerilim hattı” altında olduğuna dikkat çektiler. CHP’li üyeler, “Böyle bir plan kararının nasıl alınmış olabileceğini anlamak mümkün değildir” dedi.
Burs vaadiyle 'öğrenci avı'
Üniversitelerde 8 Eylül'e kadar sürecek kayıt döneminin başlamasıyla birlikte tarikatların, öğrencileri kendi yurtlarına yerleştirmek için yaptıkları çalışmalar da hız kazandı. Tarikatlar, öğrencileri 'burs' ve 'barınma' vaadiyle kendi yanlarına çekmeye çalışıyor.
Üniversiteyi kazanarak kayıt yaptırmaya gelen öğrenciler, kent terminallerinde stand açan ve otobüslerin peronlara yanaşmasını bekleyen tarikatların türbanlı görevlilerinin kıskacında kalıyor. Tarikat ve cemaatler, öğrencileri kendi yurtlarına yerleştirebilmek için devlet yurtlarını “ahlaksız yerler” olarak kötülerken burs ve kayıt masraflarını karşılamak vaadiyle yoksul öğrencileri kandırmaya çalışıyor.
Ankara’daki üniversitelerin herhangi bir lisans ve önlisans programını kazanan öğrencileri, başkentte adım atar atmaz tarikat tuzağı bekliyor.
Özellikle sabah 06.00 - 09.00 saatleri arasında Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi’nde (AŞTİ) stand açan tarikat ve cemaat yurtlarının sayısı 15’i buluyor. Standlardaki türbanlı görevlilerin yanı sıra otobüslerin peronlara yanaşmasını bekleyen çok sayıda türbanlı görevli de gelen yolcu katında bekliyor.
Türbanlı görevliler öğrencilere kalacak yerlerinin olup olmadığını sorduktan sonra devlet yurtlarını kötülemeye başlıyor.
Türbanlı görevliler devlet yurtlarının ahlaksız yerler olduğu ve bu yurtlarda barınmanın imkânsız olduğunu belirterek, öğrenciyi kendi özel yurtlarına yönlendiriyor. Sabah saatlerinde sayıları 50’ye yaklaşan türbanlı görevlilerin dağıttıkları özel yurt broşürlerinin üzerinde irtibat numarası ve irtibat kurulacak kişinin ismi yer alıyor.
‘İnanılmaz örgütlüler'
AŞTİ’de kendi üniversitelerine kayıt yaptıracak öğrencilere yardım etmek amacıyla ODTÜ, Ankara ve Hacettepe üniversiteleri de stand açtı. Ancak bu üniversitelerin öğrencileri daha kendi standlarına ulaşamadan tarikat ve cemaat yurtlarının temsilcilerinin çemberine alınıyor. Her gün binlerce öğrencinin ilk kez üniversitelere kayıt yaptırmak için geldikleri AŞTİ’de bazı öğrenciler barınma sorunlarına yardımcı olacakları vaadinde bulunan tarikat görevlilerine kanarken, bazı öğrenciler ise tepki gösteriyor.
‘Ahlaksız’ yerler
Özellikle bazı veliler sabah saatlerinde yaşanan “öğrenci avı” manzarasından rahatsızlık duyuyor.
ÖSS’de derece yapan kimi öğrencilere ulaşarak henüz Ankara’ya gelmeden bağlantı kuran tarikatlar, bu öğrencilere özel bir ilgi gösteriyor.
Başarılı öğrencilere de burs ve destek vaadinde bulunan türbanlı görevliler, özellikle yoksul öğrencileri kandırmaya çalışıyor. Bir üniversite standında çalışan görevli, öğrencilere devlet yurtları aleyhinde propanganda yapıldığını belirterek “Öğrencilerimizin çoğunun iletişim bilgilerine ulaşmışlar, Ankara’ya gelmeden iletişim kurmuşlar. Israrla pek çok kez öğrencileri arayıp kendi yurtlarına davet ediyorlar” dedi.
Öğrencilerin cemaat ve tarikatların eline bırakılmaması için yurtların kapasitelerinin arttırılması gerektiğini belirten görevli, tüm üniversitelerin profesyonelce öğrencilerine destek vermesi gerektiğini söyledi.
Öğrencilerin kayıt işlemleri sırasında da bazı kişiler tarafından kandırılabildiğine dikkat çeken görevli, “İnanılmaz örgütlüler. Öğrencilerimizi korumaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Deniz Feneri'nde 'gemi' soruşturması
Deniz Feneri soruşturması kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Letonya'dan ''Baltic Kristina'' adlı bir geminin alımına ilişkin bilgi istendi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen ''Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturma'' kapsamında, ''şüpheli'' durumundaki bazı kişilerin Letonya'da ''Baltic Kristina'' adlı gemiyi almalarına ilişkin bu ülke makamlarından bilgi istendi.
Alınan bilgiye göre, başsavcılığın, adli yardım talebi içeren evrakı, Letonya makamlarına iletilmek üzere Adalet Bakanlığı'na ulaştı.
Soruşturmada önemli yer tuttuğu iddia edilen geminin satışına ilişkin adli yardım talebinde, ''Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturma'' kapsamında Letonya'daki bazı bilgilere ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
O zamanki adı ''Baltic Kristina'' olan geminin Şubat 2007'de Letonya'nın başkenti Riga'da satıldığı kaydedilen evrakta, geminin açık artırmayla satılıp satılmadığı, açık artırmaya girmek için teminat gerekip gerekmediği ve gerekiyorsa miktarı soruldu.
Evrakta, geminin kim ya da kimler tarafından kaç paraya satın ve teslim alındığı ile gemiye ilişkin bazı sorular da yer aldı.
Almanya'daki Deniz Feneri e.V. davasında da adı geçen geminin, Riga'da satın alındıktan sonra isminin değiştirildiği ve bir süre Çeşme-Brindisi arasında sefer yaptığı öğrenildi.
Asırlık çınar Gökçekspor oldu
Ankaragücü'nde geride kalan kongre sonrasında yeni başkan Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek'in oğlu Ahmet Gökçek oldu. Kongre sonrasında 100 yıllık çınar Ankaragücü adeta "Gökçekspor" oldu.
Ankaragücü tarihi bir kongre yaşadı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğlu Ahmet Gökçek kulübün başkanlık koltuğuna oturdu.
Kulübe 12 yıl başkanlık yapan Cemal Aydın, şimdiki başkan Cengiz Topel Yıldırım ve Melih Gökçek’in aldığı karar genel kurulda onaylanıyordu bir anlamda. Ediz ve Mehmet Çakır başta olmak üzere Ankaraspor’un kaliteli futbolcularının Ankaragücü’ne geçmesinin ardından Sarı - Lacivertli kulübe düzenli para aktarılması da bekleniyor. Asıl merak edilen soruysa Gökçek’lerin kulübe sağlayacağı maddi desteğin kaynağının belediyeye ait gelirler olup olmayacağı.
Nihai amacı “Belediye çalışanlarına spor yapma imkânı sağlamak” olması gereken Ankaraspor ise yasadaki açıklar sayesinde elde ettiği belediye desteğini artık bulamayacak. “Bastır Ankaragücü” isimli kitabın yazarları ve Ankaragücü taraftarı Duygu Hatipoğlu’yla Berkay Aydın bu süreçte Gökçeklerin kulüpte yer almasına net olarak karşı olduklarını söyleyen az sayıdaki isimlerden. Kulübün geleceğinden pek umutlu değiller. Çünkü Melih Gökçek’i Ankara’da 20 yıldır durdurulamayan bir “kara ütopya” olarak görüyorlar.
papa mafya ağca yı hatırladım bunları okuyunca
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder