HEY DEV-GENÇLİ
HEY DEV-GENÇLİ
SAVAŞ VAKTİ YAKLAŞTI
Devrimci Gençlik Köprüsü yenileniyor
1969'da devrimci üniversite öğrencileri tarafından Hakkari Zap Suyu'nda inşa edilen Devrimci Gençlik Köprüsü ya da halk arasındaki adıyla Deniz Gezmiş Köprüsü 40 yıl sonra yenileniyor. Üstelik yine kolektif bir çalışmayla. Cezmi Ersöz'ün çağrısıyla 10 Ekim'de Kuruçeşme Arena'da yapılacak olan dayanışma konserinden elde edilecek gelir, köprünün yapımına harcanacak. Bu konserde kimler mi var?
Sabahat Akkiraz,
Leman Sam,
Vedat Sakman,
Moğollar,
Suavi,
Bulutsuzluk Özlemi,
Onur Akın,
Yamesin Göksu,
İlkay Akaya,
Servet Kocakaya.
Şimdi köprüyü tanımayanlara tanıtmak, o dönemin tanıklarına eskiyi anımsatmak için biraz başa dönelim… 68 rüzgarının dünyayı sarstığı yıllar… Türkiye de bu rüzgardan payına düşeni alıyor, en çok da üniversite gençliği kıpır kıpır, kendilerindeki dünyayı değiştirme gücünü öyle yoğun hissediyorlar ki, onlar için devrim sadece “an meselesi”. Antiemperyalist duruşları, sosyal adalet, eşitlik ve demokrasi inançlarıyla yeni bir yaşam kurmakta kararlılar. İşte bu inançla yola çıkıyorlar. İstikamet, Hakkari, Zap Suyu. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel‘in insiyatifiyle geliştirilen İstanbul Boğazı Köprüsü projesine karşı Zap Suyu’nda bir köprü kuracaklar: Devrimci Gençlik Köprüsü ya da halk arasındaki adıyla Deniz Gezmiş Köprüsü. Çünkü daha o günlerden biliyorlar ki, Boğaz Köprüsü İstanbul’un yükünü hafifletmek bir yana şehrin sırtındaki yükü ağırlaştıracak. Peki üniversite öğrencilerini, adını sadece haritadan bildikleri, en yoksul kent sıralamasında yeri hiç eksik olmayan Hakkari’ye götüren ne mi?
Geçit vermeyen Zap
Yıllar önce bir röportajda bu sorunun yanıtını şöyle veriyor köprünün yapıcılarından, yazar Demirtaş Ceyhun “Mimarlar Odası Boğaz Köprüsü’ne karşı 1966’dan itibaren yoğun bir kampanya başlattı. ‘Köprü yapılırsa İstanbul biter, demografik yapısı bozulur, nüfusun yüzde 80’i batı, yüzde 20’si doğu yakasında yaşarken bir köprü yapılırsa yüzde 50-yüzde 50 olur. Anadolu’dan yeni göç çeker, nüfus artar, o zaman da her 10 yılda bir köprü yapmak gerekir’ diyorduk. Bu tartışmalar sırasında Şemsi Belli’nin ‘Anayaso’ şiiri çıktı, ‘Ben gülmezem, dil bilmezem. Şavata’dan Hakkâri’ye yol bilmezem’ diyordu. Hasan Pulur köşesinde bu şiiri yayımladı ve Boğaz Köprüsü tartışmaları varken Zap Suyu’nda köprü olmamasını gündeme getirdi”.
“Çoçiğ ağliir, çoçiğ öliir, geçit vermiy Zap suyu” diyerek başlıyordu Şemsi Belli’nin şiri,
“Parasizo,
Çaresizo
Ben halsizo, ben dilsizo, şeher uzah, yolsizo
Bu ne haldır, bu ne iştir hooy babooov!
…
Şavata’dan Angara’ya ses getmiir
Biz getmeğe guvvatımız hiç yetmiir
Malımız yoh
Yolumuz yoh
Angara’ya ses verecek dilimiz yoh
Ganadımız, golumuz yoh
Bu ne biçim memlekettir hooy babooov?
Yerin, yurdun adresesin bilmirem
Angara’da: Anayasso!
Ellerinden öpiy Hasso
Yap bize de iltimaso
Bu işin mümkini yoh mi hooy baboov?”
Kuşkusuz Belli bu dizileri yazarken yüzlerce üniversite öğrencisini yollara döküp, geçit vermeyen Zap Suyu’nu zapt etmeye yönelteceğini düşünmemişti. Dönemin tanıklarından ve köprü inşaatının çalışanlarından Kemal Öncü’yü şiir dışında etkileyen bir şey daha var; Zap suyundan gelen haberler, fotoğraflar, yöre köylülerinin hastalarını geçit vermeyen Zap suyundan karşıya geçirip doktora yetiştirememeleri, Zap üzerinde gerili bir tele asılı vargel ile karşıya geçme mücadeleleri, bu arada suya düşüp ölenler…
Doğu’ya ilk el
“Köprü kampanyası başladığında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde üçüncü senemdi” diyor Öncü, “Zap’a gitmek, çorbaya alın terimden karınca kararınca biraz tuz katmak için düşünmeksizin gönüllü olmam salt bir gençlik heyecan ve hevesi değildi. Kendimi bildiğimden beri yaşam koşullarımın biçimlendirdiği dünya gözümün doğal sonucuydu bu severek koşarak Zap’a gidişim”.
Haksız da sayılmaz, çünkü bu sadece bir köprünün hikayesi değil, Türkiye’nin 40 yıllık tarihi gizli o köprüde; 68 ruhu, büyükşehir solcularının Doğu’ya ilk el uzatışı, köylünün komünistleri tanıması…
Köprü yapımı için Hakkâri’ye giden grubun içinde dönemin gençlik önderlerinden kimler yoktur ki… Masis Kürkçügil, köprü fikrinde, dönemin gençlik lideri Harun Karadeniz’in etkisinin yoğun olduğunu söylüyor, “Zap köprüsü adeta bir buluşma noktasıydı” diyerek anlatıyor o günleri, “Şiirin de önemli payı var, o olmasa Zap’ı tanımazdık. Ayrıca bizim amacımız sadece köprüyü yapmak değildi, bu vesileyle bölgeyi tanımak istiyorduk!
Sadece bölgeyi tanımakla kalmadılar, kendilerini de halka tanıttılar. Hakkari köylüleri, binlerce kilometre uzaklıktan gelip, geçit vermeyen Zap Suyu’nun iki yakasını birleştirmek için uğraşan bu üniversite öğrencilerine kucak açtı, ekmeklerini paylaştı. Yedi metre yüksekliğinde, 20 metre uzunluğundaki köprü 22 gün gibi kısa sürede bitirildi. Yıllarca hizmet verdi köylülere, ta ki 1999’da “kimliği bilinmeyen” kişilerce dinamitleninceye dek… 30 yıl köylülere hizmet veren Devrimci Gençlik Köprüsü, şimdi yeniden gündemde. 10 Ekim’de Kuruçeşme Arena’da yapılacak olan dayanışma konserinden elde edilecek gelir, köprünün yapımına harcanacak. Yani bu sefer bizim de çorbada tuzumuz bulunabilir. Ne de olsa 68’in üzerinden uzun yıllar geçse de ruhunu yaşatmak hala mümkün…
5 Eylül 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder