BİR ŞEY YAPMALI

CUMHURİYET İÇİN DEMOKRASİ İÇİN HALK İÇİN GELECEĞİMİZ İÇİN ..................... cemaatlerin yönettiği bir coğrafya olmak istemiyorsak ................. Ama benim memleketimde bugün İnsan kanı sudan ucuz Oysa en güzel emek insanın kendisi Kolay mı kan uykularda kalkıp Ninniler söylemesi

20 Mayıs 2009 Çarşamba

FRANSIZ DEVRİMİ

Fransız Devrimi veya Fransız İhtilali (1789-1799) Fransa'daki mutlak monarşinin devrilip, yerine cumhuriyetin kurulması ve Roma Katolik Kilisesi'nin ciddi reformlara gitmeye zorlanmasıdır. Avrupa ve Batı dünyası tarihinde bir dönüm noktasıdır Devrim Öncesi Fransa, Kuzey Amerika’daki tüm kolonilerini 1763 tarihinde, Yedi Yıl Savaşları sonunda imzalanan Paris Antlaşması ile İngiltere’ye kaptırmıştı. İngiltere, Yedi Yıl Savaşları’nın mali yükünü, yeni vergilerle kolonilerden çıkartmaya kalkışınca; bu durum Kuzey Amerika kolonilerinde huzursuzluk yaratmıştı. 1774 yılında Onüç Koloni'nin başlattığı Amerikan Bağımsızlık Savaşı 1776 yılında bağımsızlık ilanıyla sürmüştü. Fransa ise bu çatışmalara büyük boyutlarda mali destek vererek dolaylı olarak katılmıştır. Bu savaş harcamaları ve giderek artan saray masrafları dolayısıyla Fransız monarşisi de mali yönden tükenmişti. 1789 yılında 16. Louis, soyluları toplayıp toprak mülkiyeti üzerinden vergi alınmasını istediğinde; soylular, parlamentonun toplanmasını istediler. 1614 yılından beri toplanmamış olan parlamento, soylular, din adamları ve halktan seçilen üç kamaradan oluşuyordu. Parlamentonun toplanması, toplumsal yapıdaki çelişkilerin de ortaya çıkmasına neden oldu. Bir yanda soyluların ve din adamlarının ayrıcalıklı durumu diğer yanda da burjuvazi ve halktan temsilcilerin arasında parlamentoda ciddi sorunlar ortaya çıktı. 18. yüzyılın başlarından beri Fransa dış ticaretinin kat kat artması, varlıklı bir burjuvazi oluşturmuştu. Bu sınıflar, artık sahip oldukları ekonomik güce karşılık gelecek bir politik güç istiyorlardı. Feodal yapının ve monarşinin kaçınılmaz sonucu olan sosyoekonomik sınırlamaların kaldırılmasından yanaydılar. Parlamentonun toplanmasıyla orta sınıftan halk, özellikle varlıklı sınıflar, monarşiye karşı savaş açtılar. Bir anayasayla monarşinin yetkilerinin sınırlandırılmasını, iç gümrük duvarlarının kaldırılarak iç ticaretin serbestleştirilmesi, vergilerin yeniden düzenlenmesi ve yönetimde daha fazla hak elde etme talebinde bulundular. Kuşkusuz bu talepleri 16. Louis kabul etmedi. Orta sınıf, peşine diğer halktan unsurları da katarak 14 Temmuz 1789 günü Bastille hapishanesine saldırdı. Hapishane ele geçirilip mahkûmlar salındı. Fransız Devrimi 1789-1815 yılları arasında beş farklı dönem yaşayarak devam etti. Ayrıca Fransız Devrimi'nde rol oynayanlar 'Jakobinler' olarak adlandırılırlardı. Meşrutiyet Devri (1789-1792) Bastille Hapishanesi'ne hücum, (14 Temmuz 1789)Bu genel ayaklanmanın ardından (1791) yılında bir kurucu meclis toplandı ve bir (İnsan ve Yurtdaş Hakları Bildirisi) yayınladı. Ardından da ulusal egemenliğe dayanan bir anayasa hazırlayarak monarşinin yetkilerini sınırlandırdı. Bu anayasa, halk tarafından seçilecek bir parlamentonun yasama ve yürütme yetkilerini kralla paylaşmasını öngörmekteydi. Kanunları hazırlamak, bütçeyi tasdik etmek ve hükümetin icraatını kontrol etmek görevleri meclise verildi. Ayrıca "İnsan Hukuku Beyannamesinin esasları uygulamaya konuldu. =İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nin uygulamaya konulması ve bir halk meclisinin yürütme erkini ele alması, Fransa’da feodalite kurumları yıktı. Zaten halk yığınlarındaki soylulara karşı gelişen öfke, pek çok soylunun topraklarını bırakarak diğer Avrupa ülkelerine kaçmalarına yol açtı. Fransa’daki tüm bu gelişmeler, tüm Avrupa açısından çok önemli sonuçlar doğuracak, sadece gelecek yılların değil, yüzyılların da içsel dinamiklerini kökten değiştirecekti. Avrupa’da herkes, feodal sınırlamalardan kurtulan bir Fransa ekonomisinin büyük bir gelişme göstereceğini, bunu ise Fransa’yı, uluslararası ticaret alanında rekabet edilmesi çok zor bir güç haline getireceğini öngörebiliyordu. Üstelik böylesi bir ekonomik büyümenin, eskisinden çok daha güçlü bir Fransız askeri gücünü besleyebilecek durumda olması, kuvvetle muhtemeldi. Öte yandan Fransa’da ortaya çıkan, insan haklarından, eşitlikten ve özgürlükten yana bu düşünce hareketinin tüm Avrupa’ya yayılması, mevcut monarşilerin geleceğini tehdit etmesi de, kaçınılmazdı. Başlarda burjuvazi, kralı ve liberal görüşlü soyluları safına çekerek Fransa’nın toplumsal ve ekonomik yapısında, her üç tarafın da çıkarlarına olan düzenlemeleri yapmak hesabındaydı. Ama böylesi müttefikler bulamadı karşısında. 16. Louis, yetkilerinin sınırlanmasına razı olmamakta direndi. Ayrıca o tarihlerde Fransa’da liberal aristokratlar yoktu, hepsi tutucuydu ve eski düzenin geri gelmesini istiyorlardı. Bu durumda hem kral hem de soylular, (Habsburg) hanedanından imparator 2. Leopold’e güveniyorlardı. 2. Leopold, 1791 yılında, diğer Avrupa devletlerince de desteklenecek olursa, Fransa Devrimine karşı askeri güç kullanılabileceğini duyurdu. 2. Leopold, aynı zamanda Fransa kraliçesi (Mari Antoniette)’nin kardeşiydi. Kralın mutlakıyet idaresini yeniden kurmak için içerde isyan çıkartması, dışarıda ise Fransa'nın düşmanlarıyla işbirliğine gitmesi sonucu, 1792'de cumhuriyet ilan edildi. Fransız devrimi dünyada cumhuriyetini ilan etmek isteyen bir çok ülkeye örnek olmuştur. Cumhuriyet Devri (1792-1795) Giyotin: Sadece 1793 ile 1794 yılları arasında (Jakoben devrimci diktatörlüğü) 18000 ile 40000 arasında kişi idam edildi. Cumhuriyet yönetimi milli birliği sağladı ve dış tehdidi etkisiz hale getirdi. 1793'te dış güçlerle ittifak yaptığı için kral idam edildi. 1793-1794 yılları arasında kalan bu döneme Terör Dönemi de denmektedir. Cumhuriyet esaslarına göre yeni bir anayasa hazırlandı. Fakat yasanın gerekleri yeterince ve ağırlaşan şartlar sebebiyle tatbik edilemedi. Zamanla ekonomik durumları normale dönen ve mali açıdan güçlenen halk temsilcileri, parlamentoda çoğunluk sağladılar ve ağır tedbirlerin kaldırılmasını istediler. Böylece 1795'te muhafazakar (Direktuvar) idaresi yapıldı. Bu dönemde icra kuvveti Beşyüzler ve İhtiyarlar Meclisi tarafından seçilecek beş direktuvara bırakıldı. Yasama yetkisi Beşyüzler Meclisi'ne verildi. Milli hâkimiyet esaslarının kullanılması cumhuriyet dönemine göre daha azaltıldı. Millet Meclisi seçimlerine katılmak zengin olmayı gerektirdi. Sonuçta: Devlet yönetimi güçleşti, meclisler arasındaki düşmanlık duyguları arttı, ordu, meclis kavgalarına ve siyasete girdi. Neticede konsüllük idaresine geçilmesine karar verildi. Fransız Devrimin Sonuçları Yıkılmaz diye düşünülen, hatta egemenlik hakkını Tanrı'dan aldığı iddia edilen mutlak krallıkların yıkılabileceği ortaya çıktı. İlkel şekli Yunan şehir devletlerinde, gelişmiş şekli İngiltere ve ABD'de görülen demokrasi, Kıta Avrupası'nda da gelişmeye başladı ve Batı medeniyetinin vazgeçilmez unsurlarından biri haline geldi. Egemenliğin halka ait olduğu kabul edildi. Milliyetçilik ilkesi, siyasi bir karakter kazanarak, çok uluslu devletlerin parçalanmasında etkili oldu. Eşitlik, özgürlük ve adalet ilkeleri yaygınlaşmaya başladı. Şahsi güçlere, zekâya ve girişim yeteneğine ortam hazırladı. Fransız İhtilâli, sonuçları bakımından evrensel olduğundan Yeniçağ'ın sonu, Yakınçağ'ın başlangıcı kabul edildi. Dağınık halde bulunan milletler, siyasi birliklerini kurmaya başladılar. İnsan Hakları Bildirisi, Fransızlar tarafından dünya çapında bir bildiriye dönüştürüldü. Fransız İhtilâli'nin yaydığı fikirlere karşı İhtilâl Savaşları (1792-1815) başladı. Önce Fransa ile Avusturya ve Prusya arasında başlayan bu savaşlara İngiltere ve Rusya'da katıldılar. Savaşlar Napolyon'un yenilgisiyle sonuçlandı. Viyana Kongresi ile Avrupa'nın siyasi durumu yeniden düzenlenmiştir (1815) Konsüllük Devri (1799-1804) 1799'da konsüllük idaresi kuruldu. Bu idarede beş direktuvarın yetkileri üç konsüle devredildi ve tüm yetkiler biriinci konsülde toplandı. Birinci konsül de General Napolyon Bonapart oldu. Bu idare 1804 yılına kadar devam etti. Bundan sonra imparatorluk idaresi başladı.... İmparatorluk İdaresi (1804-1815) Fransa İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi Ana madde: İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi 28 Ağustos 1789'da Fransız Devriminden sonra, Fransız Ulusal Meclisi tarafından, Fransa İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi kabul ve beyan olundu. Bildirge; insanların eşit doğduğunu ve eşit yaşamaları gerektiğini, insanların zulme karşı direnme hakkı olduğunu, her türlü egemenliğin esasının millete dayalı olduğunu ve mutlak egemenliğin bir kişi ya da grubun elinde bulunamayacağını, devleti idare edenlerin esas olarak millete karşı sorumlu olduğunu, hiç kimsenin dini ve sosyal inançları yüzünden kınanamayacağını ortaya koyuyordu.. NOT İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi (Fransızca: La Déclaration des droits de l'Homme et du citoyen) Fransız Devrimi'nin temelini oluşturan belgelerden biridir. 1789 Fransız Devrimi'nin ardından, insan haklarını korumak amacıyla Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi yayımlandı. 26 Ağustos 1789′da Fransa Ulusal Meclisi'nde kabul edilen 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi, 1791′de kabul edilen Fransız Anayasası'na ön söz olarak eklenmiştir. Bildiri; insanların özgür doğduğunu ve eşit yaşamaları gerektiğini, insanların zulme karşı direnme hakkı olduğunu, her türlü egemenliğin esasının millete dayalı olduğunu ve mutlak egemenliğin bir kişi ya da grubun elinde bulunamayacağını, devleti idare edenlerin esas olarak millete karşı sorumlu olduğunu, hiç kimsenin dini ve sosyal inançları yüzünden kınanamayacağını ortaya koyuyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

No Pasaran !